ASALA-PKK’nın ortak yönleri ve nihai amacı nedir?

Geçen haftaki “ABD 24 Nisan’da ne söyleyecek!” başlıklı yazımızda, 1492 yılından bu yana yaşanmış ve kayda geçmiş birçok soykırım örneklerini vermiştim.

Soykırımı yapanlar, bedel ödemişler mi?

Hayır.

Tarihleriyle yüzleşebilmişler mi?

Almanya dışında yüzleşme olmamış.

Şimdi, tarihte bizim yaşadıklarımızla ilgili birkaç örnekle devam edelim.   

Ermenilerin Türk soykırımı

Osmanlı Döneminde Millet-i Sadıka dediğimiz, kendimizden farklı görmediğimiz, ancak 7 düvelin Osmanlı topraklarını işgalinde, işgal güçleri ile iş birliği yapıp, 520 bin civarında çocuk, kadın, ihtiyar demeden Müslüman Türk'ü katlettiler.

Türk diplomatların katledilmeleri

Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar’ın öldürülmesiyle başlayan  (27 Ocak 1973 Los Angeles / ABD), Türkiye’nin BM Temsilciliğinde görevli( 19 Kasım 1983 Viyana / Avusturya) Enver ERGUN’un katledilmesiyle son bulan Ermeni Terör Örgütü ASALA saldırılarında, 5’i büyükelçi olmak üzere 39 Türk diplomat, dünyanın gözü önünde katledilmişlerdir.

21 ülkede ve 110 terör saldırısı yapılabiliyorken biz, saldırının yapıldığı ülke yetkililerinin açıkladığı “üzgünüz” mesajları ile yetiniyorduk!

asala-tarafindan-sehit-edilen-oldurulen-diplomatlarimiz-001.jpg

Esenboğa Havaalanı katliamı

Takvimler 7 Ağustos 1982 tarihini gösteriyordu. Yer Başkentimiz Ankara’nın kalbi olan Esenboğa Havalimanı;   ASALA tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda dokuz kişi hayatını kaybetmiş, 72 kişi de yaralanmıştı;

Orly Havaalanı katliamı

15 Temmuz 1983’de Paris/Orly havaalanındaki Türk Hava Yollarına ait büroya, Ermeni terör örgütü ASALA tarafından bombalı saldırı düzenlenmiştir. Tarihe “Orly Katliamı”olarak geçen terör saldırısında 2’si Türk, 4’ü Fransız, 1‘i Amerikalı, 1’i İsveçli olmak üzere toplam 8 kişi olay yerinde hayatlarını kaybetmiştir. 28’i Türk, 65 kişi ise yaralanmıştır.

Bu kadar hedef olmuş bir ülke ve onun insanları, haklı durumda iken, haksız duruma düşmeyi nasıl başarabilmiş sorusu hemen akla geliyor.

Nobel edebiyat ödünü almak için 1,5 milyon Ermeni’yi öldürdük diyen pamuk prensler vardı bu ülkede;

Gazeteci Hırant Dink menfur bir saldırı sonucu öldürüldüğünde, bir insan olarak ben de üzülmüştüm.  “Hepimiz Hırant’ız, hepimiz Ermeni’yiz” diye slogan atarak Halaskar Gazi Bulvarında yürüyen Kürt, liberal, sosyalist, CHP’li, AKP’li, FETÖ’cü insanları televizyon ekranlarında gördük. Her akşam TV programlarında nasıl da manipüle ediyorlardı. Yıllar içinde 39 diplomatımız katledilirken, ülkemizde yaşayan Ermeni yurttaşlarımızla birlikte hepimiz “Türk’üz” açıklaması yapmak hiç aklınıza gelmedi mi?

Çok mu zordu?

Bu konuda söyleyecek çok sözümüzün olduğunu bilmeniz yeterlidir…

ASALA’nın eylemleri, 1973’de başlayıp 1983’deki Orly katliamıyla son bulmuştur. ASALA’nın eylemleri Orly katliamıyla neden son bulmuş olabilir?

Marsilya’ya Ermeni anıtı diken Fransa;  bu olayda 4 vatandaşını kaybetmiştir. Diaspora Ermenilerinin oylarını da her seçimde manipüle eden Amerikalılar da bir bedel ödemişlerdir. Kendi vatandaşlarını kaybeden bu iki ülke; artık siz misyonunuzu tamamladınız, bundan sonrasını bize bırakın diyerek tam 13 ay sonra Şemdinli ve Eruh baskınlarıyla (15 Ağustos 1984) PKK terör örgütünü piyasaya sunmuşlardır.

Görüldüğü gibi ASALA sonuç alamıyor ama Kürt oyuncular sahne alıyor. Esasen mücadele ortak veriliyor. Aralarında böyle bir anlaşma var. Anlaşmanın mimarlarının ayak izlerini SEVR’de görüyoruz.

Asala, dış dünyanın tepkileri üzerine taktik değiştirip PKK terör örgütü ile işbirliğine giderek ortak çalışmanın bir parçası oluyor.

Ermeniler ile PKK arasındaki bağlantıyı ortaya koyan bazı somut örnekler şunlardır:

TANIMA-TOPRAK-TAZMİNAT amacıyla ortaya çıkan ASALA ile Bağımsız bir Kürdistan kurma düşüncesindeki PKK aynı yolun yolcularıdır. Bunun için SEVR’in Kürt Bölgesi için 62-64, Büyük Ermenistan için 83-89 ncu maddelerine bakmak yeterlidir.

ASALA’yı kimler kurdurduysa;  PKK’yı da onlar kurmuşlardır.

PKK-ASALA terör örgütü işbirliğinde ortak amaç olarak, Marksist-Leninist ideoloji doğrultusunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde devlet kurmaktır. İki örgütün de hedef aldığı bölgeler göz önünde bulundurulduğunda hedeflerin çakıştığını görüyoruz. Bu durumda iki örgütte birbirinin taşeronluğunu yapıyorlar.  

4 Haziran 1993 tarihinde; Ermeni Hınçak Partisi, ASALA ve PKK terör örgütü mensuplarının katılımıyla Batı Beyrut'ta bulunan PKK terör örgütü merkezinde bir toplantı yapılmıştır.

Uluslararası nitelikteki Ermeni terörizmi, 1973 yılında ortaya çıkarak 1974 Kıbrıs Barış Harekâtını müteakip yurtdışında bulunan vatandaşlarımız ve temsilciliklerimize yönelik sabotaj, suikast ve saldırı türü terör hareketleri ile kendini göstermeye başlamıştır.

Batılılar, Türkiye’nin Kıbrıs harekâtıyla kazandığı prestijin önüne geçebilmek, Türkiye’yi yeniden içe döndürmek için o gün, ASALA manivelasını kullanmak istemişlerdir.

Terör örgütü PKK, 21-28 Nisan 1980 tarihini "Kızıl Hafta" olarak ilan etmiş ve 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak anarak ve toplantılar yapmaya başlamıştır.
8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan'ın Sidon kentinde PKK ve ASALA terör örgütleri ortak basın toplantısı düzenlemişler ve toplantı sonucu bir bildirge yayınlamışlardır. Ancak bu olayın tepki çekmesi üzerine ilişkilerin illegal alanda gizli olarak sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Toplantı akabinde 9 Kasım 1980 tarihinde Strazburg Başkonsolosluğumuza, 19 Kasım 1980 tarihinde ise Roma Türk Hava Yolları büromuza yönelik olarak düzenlenen saldırılar, PKK ve ASALA terör örgütleri tarafından ortaklaşa üstlenilmiştir.

Başta Ermeni terör örgütü ASALA olmak üzere 1984 yılına kadar eylemler sürdürmüş ve l970'li yıllarda çeşitli legal siyasi oluşumlar içinde kendisini göstermeye başlayan Kürtçülük hareketini, terör örgütü PKK ile ivme kazanması üzerine, yerini Abdullah ÖCALAN liderliğinde Kürt-Türk ayırmadan öldürebilen, katliamlarla ismini duyurmaya çalışan PKK terör örgütüne bırakmıştır.

Bölücü terörist elebaşı Abdullah Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından "Büyük Ermenistan hayali fikrine olan katkılarından dolayı" onur üyeliğine seçilmiştir.
Ermeni Halk Hareketi'nin bünyesinde, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi bir Kürdistan Komitesi oluşturulmuştur. Ermeniler, Kürtlerle olan ilişkilerini iyi bir şekilde yürütmeli ve Kürtlerin mücadelelerini desteklemelidirler

Fakat bu tarihten önce de PKK-ASALA terör örgütleri arasındaki işbirliğinin, ortaklaşa yapılan eylemler, yayınlanan deklarasyonlar, ASALA ve diğer Ermeni terör örgütü mensuplarının PKK terör örgütü kamplarındaki eğitimi, bunların dışında PKK terör örgütünün Ermeni Taşnaksutyun Partisi ile ilişki içerisinde olduğu bilinmektedir.

Lübnan’daki Bekaa ve Süleymaniye yakınlarındaki Zeli kamplarında Ermeni terör örgütü ASALA ile terör örgütü PKK militanları ile birlikte eğitim gördükleri sır değildir. Bu kamplardaki asıl öğretmen kadrolarını Yunanlı Subaylar olduğunu daha önceki yazılarımızda açıklamıştım.

Bu iş birliğini; Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ savaşında da gördük.  Erbil Havaalanından uçaklara bindirilen PKK militanlarının, Ermenilerle birlikte aynı safta savaşmak için Ermenistan’a gönderildikleri de sır değildir.

ABD Başkanı göreve geldiği günden itibaren çevremizde çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Suriye’deki gelişmeler, özellikle de Fırat’ın Doğusu ve İdlip konuları başta olmak üzere, Gürcistan’ın kuzeyi ile Ukrayna’nın doğusu kaynıyor. Üç ülkede yaşanan Rusya-ABD-Türkiye çekişmesinin sonuçlarının olmaması düşünülemez. Sizin “İstanbul Sözleşmesini” tanımadığınız gibi birilerinin kafası atıp bende bu Montrö’yü tanımıyorum derse ne yapacaksınız?

ABD, Karadeniz’deki menfaatleri için Montrö Boğazlar Sözleşmesini zorluyor. Montrö’yü bir defa deldirdiğinizde; Lozan’ı tanımayan ABD’nin nerelere taş atacağını kestirmek zor değildir.

Ülkeyi 19 yıldır yönetenler, bu süreçte "dış itibarımız artıyor“ cümlesini her vesile ile söylemektedirler. İtibar filan kalmadı. 20 ayda 4 Merkez Bankası Başkanı değiştiren ülkenin itibarından söz edilebilir mi? İki önceki Başkan olan ve görevden alınan Başkan Sayın Lütfi Elvanın da başkan yardımcılığını yapan Sayın Murat Çetinkaya da görevden alınıyor, yerine Morgan Stanley isimli Amerikan bankasının Türkiye müdürü Sayın Mustafa Duman getiriliyor.

Düyun-i Umumiye hazırlıkları mı yapılıyor? 

Yoksa ABD Başkanı Biden’e selam veya mesaj mı veriyorsunuz?

19 yılda dünyayı sayısız kere tur edenlerin, tur sayısı arttıkça ülkemiz kan ve itibar kaybediyor. Sadece Fransa parlamentosu sözde soykırımı tanıyan yasa çıkartmış iken, bugün bu sayı 31 ülkeye çıkmış, ABD de ise 49 eyalet meclisinde sözde soykırım tanınmıştır.

Getirdiğiniz sonuç ortada duruyor ve sahibi de yok;

Devlet yönetiminde esas olan nedir biliyor musunuz?  Olayların arkasından gitmek değil, olayları önceden görüp ona göre politikalar üretmektir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum