Atatürk, Çiftlik ve 10 Kasım

 O günün Ankara’sı kurak, çorak bir köy…

Şimdiki Atatürk Orman Çiftliğinin (AOÇ) olduğu bölgenin ilk yıllarında                 

çoğunluğu bataklık ve sazlıklarla kaplı 52.000 dekarlık bir alandır.

Atatürk, satın aldığı bu toprakları ağaçlandırmak ister.

Danıştığı ziraat mühendisleri ve yetkililer burada ağaç yetişmeyeceğini                

söylerler. Atatürk ise bu konuda inatçı ve kararlıdır.

Kılıç Ali ile birlikte bir gün tebdili kıyafet yakındaki köye giderler.

Köylülerle selamlaşır,

-Ağa, şu karşı tarlaya ağaç diksem yetişir mi?

Yaşlı bir köylü söz alır;

-Efendi, bir testiye su doldur, toprağa göm. Ertesi sabah testi boşalmışsa toprak suyu emmektedir. O toprakta ağaç yetişir.

Yaşlı köylünün dediği yapılır.

Ertesi sabah büyük bir heyecanla testi kontrol edilir ki içinde su kalmamıştır.

Atatürk bu defa bu kıraç toprakları ağaçlandırma emrini vermiştir. Bu günkü   

AOÇ (Atatürk Orman Çiftliği) böylece Başkente kazandırılmıştır.

1937'de Atatürk tarafından hazineye bağışlanan çiftlik, günümüzde Gıda,

Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı tüzel kişiliğe haiz bir

kuruluş olarak faaliyetlerini sürdürür. Arazi içinde ülkenin en büyük

hayvanat bahçesi ve Devlet Mezarlığı gibi ziyaret alanları bulunur.

Bu etkileyici hikâyeyi yıllar öncesinde Prof. İlknur Güntürk Hoca’nın İzmir’de bir konferansında dinlemiştim…

Atatürk Orman Çiftliği 1992’de 1. Derecede Sit alanı olarak tescil edilmesinin

ardından çiftlik içinde “Gazi Tesisleri” olarak bilinen 46 hektarlık alan, 2011

yılında 3. derecede doğal SİT alanı olarak yeniden düzenlenir.

Oysa şimdi artık parça parça kaybediyoruz…

***

“Güçleri yetiyorsa yıksınlar. Yürütmeyi durdurdular, bu binayı durduramayacaklar…”

Başbakanlığı döneminde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Saray için mahkemenin yürütmeyi iptal kararına karşılık basında yer aldığı kadarı ile böyle demişti ve de dediğini yaptı, içine de girdi, oturdu.

Rusya’daki Kremlin, Amerika’daki Beyaz Saray, İngiltere’deki Buckingham

Sarayı’ndan daha büyük olduğunu öğrendiğimiz 1000 odalı olduğu yazılan Ak

Saray’ın maliyeti dudak uçuklatıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan

ve Bütçe Komisyonu’nda, milletvekillerinin 2015 yılı bütçesinin geneli üzerindeki

soru ve eleştirilerine cevap verdiği sırada Ak Saray’ın maliyetini de açıkladı.      

Ak Saray’ın 1 milyar 370 milyon lira, eski paramızla 1 katrilyon, 370 trilyon TL

gibi bir değerde maliyet bedeli olduğunu öğreniyoruz…

***

Atatürk’ün yaktığı bağımsızlık ateşi başka ülkelere de bir kıvılcım olmuştur. Dünyanın birçok yerinde sömürgeciliğe, işgalciliğe karşı çıkan uluslara Kurtuluş Savaşı örnek olur. Tunus bağımsızlık mücadelesi lideri Burgiba, Atatürk’ün kendisine ve arkadaşlarına nasıl ışık tuttuğunu, hem Türkiye’yi ziyareti sırasında TBMM’de yaptığı bir konuşmada, hem beyanatlarında anlatır.

En büyük düşmanı;

Hani şu ordularını denize döktüğü düşmanı, Yunan başkomutanı Trikopis...

Hiçbir zorlama olmadan, hiçbir baskı olmadan her Cumhuriyet bayramı Atina’daki

Türk büyükelçiliğine gidiyor Trikopis, Atatürk’ün resminin önüne geçiyor ve

saygı duruşunda bulunduğunu da hayretle okuduk…

Böyle bir saygıyı en büyük düşmanında uyandırabilen bir Mustafa

Kemal… Bir yanda önderlik etiği ülkesinde kendini bilmez, onursuzlarca

heykelinin yıkılması, yakılması yüreğimizi yaralasa da Türkiye

Cumhuriyetinin temelini atan, yoktan var eden Atamıza nesiller boyu

sahip çıkılacaktır. 10-16 Kasım Atatürk Haftasını yas günü değil,

Atatürk’ün fikir ve düşüncelerinin anlaşıldığı hafta olarak

değerlendirmek gerekir.

Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 76. yılında özlemle anıyoruz.

Ruhu Şad Olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.