Servet TÖZ
Aydın’ın katili kim?
Evliya Çelebi’nin “Ovalarından bal, dağlarından yağ akar” dediği, Heredot’un ise “Gökyüzünün altındaki en güzel yer yüzü” olarak tanımladığı Aydın, ne yazık ki şu an içler acısı bir halde. Kentin son yıllarda yaşadığı belediyecilik anlayışı beni derinden üzüyor. Hüseyin Aksu’nun belediye başkanlığı döneminde başlayan hizmetler, maalesef sonrasında Özlem Çerçioğlu’nun yönetiminde mirasyedi misali tüketildi.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, kentin eski hizmet mirasının üzerine sadece konmakla kalmadı, o hizmetleri adeta tüketti. Efeler ilçesinde yıllardır planlı ve sürdürülebilir bir kentleşme anlayışı hakim olmadı. Özellikle Ilıcabaşı, Cuma ve Orta Mahalle gibi mahalleler çarpık yapılaşmanın kurbanı oldu. Bu mahalleler, Aydın’ın en eski yerleşim alanlarıydı ve burada yapılacak kentsel dönüşümle, geleceğe dönük sağlam bir altyapı inşa edilebilirdi. Ancak bu fırsat kaçırıldı, kentsel dönüşüm rafa kaldırıldı.
Şimdi Efeler’de eski tek katlı, iki katlı binaların yerine 7 katlı apartmanlar yükseliyor. Bu kat artışlarına paralel olarak yeşil alanlar, eğitim kurumları ve ibadet yerleri maalesef artmadı. Artan nüfusla birlikte araç sayısı hızla arttı, ancak buna uygun yol genişlemeleri ve altyapı çalışmaları yapılmadı. Yarın, bu mahallelerdeki trafik yoğunluğu nasıl çözülecek? Bu sorunun yanıtı oldukça belirsiz.
Belediye başkanları ve yerel yönetimler, vizyoner bir yaklaşım benimsemeli ve kenti 50 yıl sonrasına göre planlamalıdır. Ancak Aydın’da böyle bir vizyon yok. Özlem Çerçioğlu başkanlığındaki Aydın Büyükşehir Belediyesi her geçen gün daha fazla çarpık kentleşmeye göz yumuyor ve bu da kentin geleceğini karartıyor.
Aydın Şehir Hastanesi inşaatı ile Zeybek Mahallesi hızla değer kazandı, ancak burada büyük bir hata yapıldı. Mahalle, altyapı, yol yapısı, yeşil alanlar, eğitim ve ibadet alanları gibi unsurlar açısından 3 katlı binalara göre planlanmıştı. Buna ve Kadıköy Bulvarı'ndan fay hattı geçmesine rağmen bazı parsellerde 8 kat imar izni verilmeye başlandı. Bu kat artışları, milyarlarca liralık bir rant yaratıyor. Peki, kimse milyarlarca lira imar rantını yatırımcılara hediye etmeyeceğine göre, bu paralar kimlerin cebine giriyor?
Malum, rantın partisi olmaz. O zaman soralım:
İmar değişikliği işinin MHP’li bazı isimlerle bir bağlantısı var mı?
Para bir yana, imar değişikliği, Cuma Mahallesi ve Orta Mahalle’nin yaşadığı çarpık kentleşme sorunlarının yeniden baş göstermesi anlamına geliyor. Zeybek Mahallesi de, plansız yapılaşma ve yanlış yönetim anlayışı yüzünden, tıpkı diğer mahalleler gibi katledilen mahalleler arasına girecek gibi görünüyor.
Peki, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde bu imar değişikliğine onay veren bürokratlar, yapılanın yanlış olduğunu bilmiyor mu? Elbette biliyorlar! O zaman, bu katliama neden göz yumuluyor? O bölgeden kötü kokular geliyor; aracıları ve imzacıları var. O zaman, suçlu kim? Herkesin bildiği bir kural vardır:
Parayı takip ederseniz, suçluyu bulursunuz.
Sonuçta, Aydın’ın kaderini belirleyecek olanlar, daha fazla kazanç sağlamak isteyenler ve buna göz yumanlardır. Aydın’ın geleceğini korumak için sağduyu ve bilinçli bir yönetim anlayışına ihtiyacımız var. Kentin her köşesinde yeşil alan talep ederken, betonlaşmayı savunmak, Aydın’ı savunmak yerine kendi çıkarlarını gözetmek, sadece şehrimizin geleceğini karartır.
Aydın, her şeyin güzelini hak ediyor.
Bana öfkelenme diyorlar…
Ne demişti Nazım Hikmet:
“Nasıl öfkelenmem düşündükçe memleketimi, çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin…”

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.