Bayramın genceri

Herşey çok güzeldi çocukluğumuzda. Madran Baba Dağı üzerinden gelen kartallar, havada dönerken çocuklar, oğlaklar ve kuzular büyükler tarafından korumaya alınır, korku ve heyecan karışımı duygulara kapılırdık. Akbabalar nerede bir hayvan leşi olsa hemen orada bitiverirlerdi. Hacı baba denen leylekler sulak yerlerde dolaşır, kurbağa, yılan, solucan avlarlardı.

Eski mi güzeldi? Eskinin insanları mı güzeldi diye sorsak da eskinin gelenekleri, sevgi ve saygı duyguları daha güzeldi, bozulmamıştık.

İnsanımız sıkıntılı, Büyük Menderes imiz kirlilikten geçilmiyor. Aileler arası diyalog ve uyumlarda bile çözülmeler yaşanıyor. İnsanlarda aile mefhumu kayboldu, evli iken bir başka evliye kaçanlar, yıkılan yuvalar, bir yanda din ve çocuk istismarları… Sonuçta dede-nine ya da devletin eline kalmış çocuklar… İleride toplumun en büyük yarası bu olacaktır. Aile düzeni ve şefkatten yoksun kalan çocuklar…

Oysa çocuklar Bayramı yaşayacak olan, Bayramları ve Gencer eğlencelerini hak eden yarınlarımızdır.

Bizim yörede Gencer dediğimiz özel bir gün vardır.

Ramazan ve Kurban Bayramlarının ikinci gününe özgü panayır şeklinde düzenlenen özel bir günüdür. Her türlü giyecek, içecek, oyuncak ve hediyelik eşya sergileri açılır. Yılda ancak iki gün böyle zengin bir sergi görebilirsiniz. Bir yandan kasabada nişanlılar ilk kez Gencer günü birlikte gezer, sevdalı gençler yakından sevdiklerini süzerler.

Çocuklar için en büyük ödül gencere götürülmektir. O güzel, beklenen, özlenen gün ile yatıp kalkılır, hayaller kurulurdu. Pazaryerine oyuncaklar, salıncaklar kurulurdu. Daha önceleri kamyon kasasına doluşulup beş kuruşa gezmeye gidilir, dönülürdü. Çeşit çeşit renk renk oyuncakçılar gelirdi. Horoz, akide şekerleri, çubuğa dolanan macunlardan yemek… Bundan güzel bir şey olur mu Allah’ım…

Bu nostalji satırlarının ardından Bayram, düğün ve ölüm ile ilgili yöremizde şu ünlü deyişler iz bıraktı.

"Deh demeden yürürse at,
Tut demeden tutarsa evlat,
Bir de eyi çıktı mı avrat,
Ne edicen Düğünü, Bayramı,
Gir Oyna, Çık Oyna…

Deh demeden yürümezse at,
Bir yudum su vermezse evlat,
Bir de dirliksiz çıktı mı avrat,
Ne edecen eceli, ölümü,
Gir ağla, çık ağla…"

Diyerek zor da olsa, huzurlu bir bayram geçirmenizi dileriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum