Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

Benim senaryom

Bir film senaryosu yazıyorum.

Hani var ya, MİT tırlarını durduran ve dünyaya, iyi bir halt etmiş gibi, lanse edilen, konu üzerine.  

Samanyolu TV’sindeki, filmlerinde Hazreti Peygamberimizi kamyonete indirip, bindiren zeka özürlülerin yazdığı senaryo yanında benim senaryom oldukça ilginç olacak inanıyorum.

ABD’nin kucağında oturup, Türk Milletine, her türlü pisliği yaptığı halde, kendi yarattığı, dini anlayışa, sevap gibi sığdıran sümüklü, elindeki belgeleri, Türkiye’deki bir partinin başkanına iletecek. O zatı muhteremde, kendisini o koltuğa oturtan, sümüklünün talimatı ile belgeleri, Berberyan’ a ulaştıracak. Berberyan’da bu belgeleri gazeteci bozuntusu, Coni  Dindar’a verecek. Sümüklü Feto’nun imamları tarafından MİT tırları durdurulacak. ( Sümüklü kelimesinin patenti, benim değil. Bu kelimeyi kullandığı için, üç yıl kadar önce bir müdür arkadaşım görev yerinden sürgün edilmiş ve emekli olmak zorunda bırakılmıştı. O arkadaşımı, sürgünlere gönderen üstleri, hala görev başındalar.) 

MİT tırlarının durdurulması bütün dünyaya, kahramanlıkmış gibi duyurulacak ve Türkiye Cumhuriyeti bütün dünyaya, teröristlere yardım eden ülke olarak lanse edilecek. Aynı senaryonun içinde,  ABD’nin de, bine yakın tırı ile silah indirecek ve bizim gazeteci bozuntularımız sessiz kalacaklar. Tezat’ı  göstermeye çalışacağım filmimde.

Bu tezat karşısında, neden sustuklarının, sebebini soracağım. Cevabını filmi izleyenler kendileri verecekler.

Senaryo gereği bu ya, bilgileri parti başkanından alan, Berberyan’ı  yargılayacağım filmimde. Breberyan, kendisine belgeleri verenin, partisinin başkanı olduğunu, kurtarılacağı ümidi ile açıklamayacak. İlerleyen günlerde, yargılama bittiğinde hayatının cezasını alan, Berberyan, hala, Sümüklü  İslam düşmanından  ve partisinin başkanından ümidi kesmediği için yatacak.

Aradan bir kaç ay geçmesinden sonra, Berberyan’ın karısı zırıldamaya ve kocasının başını belaya sokanlara, pulsuz mektuplar göndermeye başlayacak.

Kocamı çıkarın.

Berberyan, biraz daha susacak, konuşursa hayatının tehlikede olduğunu bilecek.  Sümüklü İslam düşmanı ve işbirliği yaptıkları tarafından, öldürülme korkusunu  yaşayacak. Devlet olağanüstü bir şekilde, Berberyan’ı  korurken, Berberyan’dan açıklama yapmasını bekleyecek.

Buraya kadar, senaryom tamam, ama bundan sonrası için iki ayrı fikrim var.  

Şimdi sizlere, her ikisini de yazacağım, filmim de hangisini kullanayım senaryomun?  

Birincisin mi?

İkincisini mi?

Birincisi,

Berberyan, konuşmayacak, karısını konuşturacağım, filmimde.  Belgeleri, kocasına parti başkanlarının verdiğini söyleyecek. Kendilerine, hiç bir şey, olmayacağını aksine ileride çok daha yüksek mevkilere ulaşmak için bu görevi üstlenmeleri gerektiğine ikna ettiklerini, söyleteceğim.  Kendilerinin de onlara kandıklarını, kocasının suçsuz olduğunu, parti başkanının emrini yerine getirdiğini, işleyeceğim.

Şimdi ikincini yazıyorum.

Berberyan ve saygı değer karısını, konuşturmayacağım. Aradan bir, bir buçuk sene geçecek, Cumhurbaşkanı seçimlerine yakın, Parti başkanı ile birilerini konuşturup, belgeleri  verenin, parti başkanı olmadığını, onun yerine bir günah keçisi bulmalarını sağlayacağım.

Berberyan’ı  da, parti başkanını da, hapishaneden kurtaracağım. Karşılığında, Parti başkanını ya da, Berberyanı, muhalefetin,  Cumhurbaşkanı adayı olması şartını getireceğim. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile filmi bitireceğim.

Nasıl senaryom ama?

Samanyolu televizyonunda ki  senaryolardan, iyi değil mi?

Senaryom bu, kimse kızıp darılmasın. “Tutmaz bu film” derseniz, bir daha senaryo yazmam, söz.      

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.