Bülbül, “Zeytinliklerimiz binlerce yıllık emeğin, kültürün ve yaşamın simgesidir. Bugün ‘enerji ihtiyacı’ bahanesiyle getirilen bu düzenleme, yalnızca şirketlerin çıkarlarını gözetmektedir. Mera, orman ve zeytinliklerde yaşayan yurttaşlarımız ‘Bu topraklar için canımızı veririz ama geri adım atmayız’ diyor. Bu sese kulak tıkayanlar, Saray’dan ve şirketlerden gelen talimatlarla Meclis’i şeklen işletmektedir” ifadelerini kullandı.

“KÖYLÜNÜN GEÇİM KAYNAĞI KURUYACAK”

Teklifin yasalaşması halinde telafisi mümkün olmayan bir ekolojik yıkım yaşanacağına dikkat çeken Bülbül, “Bugün ‘süper izin’ adı altında açılmak istenen bu kapı, yarın tarım arazilerimizin, ormanlarımızın ve meralarımızın göz göre göre yok edilmesine yol açacaktır. Tarım toprakları maden tozuna bulanacak, zeytinlikler yok olacak, ormanlar talan edilecek, köylünün geçim kaynağı kuruyacak. Bölgenin ekolojik dengesi geri dönülemez şekilde tahrip edilecektir” dedi.

“BU SUÇA ORTAK OLMAYACAĞIZ”

Bülbül, teklifin Anayasa’nın birçok maddesine açıkça aykırı olduğunu vurgulayarak, “Bir zeytin ağacı kesildiğinde yalnızca bir ağaç değil, bir köy yok olur; ekosistem çöker, çocukların geleceği yok olur. Bu toprakları, bu ağacı, bu tarihi şirketlere teslim etmeyeceğiz. Çünkü ormanlar, meralar, zeytinlikler ranta değil, geleceğe emanettir. Ve biz bu emaneti kararlılıkla koruyacağız” diye konuştu.

CHP’li Bülbül, partisinin bu yasa teklifine karşı net duruş sergileyeceğini belirterek, “CHP olarak bu suça, bu talana ortak olmayacağız. Halkımızın yaşam hakkını, doğamızı ve üretimimizi savunmaya devam edeceğiz” mesajını verdi.