Dikkat!

17 aralık 2013 tarihinde Türkiye yüzyılın rüşvet ve yolsuzluğu diye nitelendirilen bir operasyonla sarsıldı. 1999 Marmara depremi gibi tüm ülke sarsıldı. Bir çok kesim tarafından desteklenen bu soruşturma şöyle böyle bir şekilde devam ediyor.

Bir hatırlayalım iddialar nelerdi ?

Bakan, ailesini de yanına alarak Rıza Sarraf’ın özel uçağı ile Cidde’ye gitmiş. Allah Kabul etsin.? Tek bir yalanlama yok.

Bakanın 700 bin liralık bir saati ”hediye” adı altında rüşvet olarak verildiği iddia ediliyor. Almadım diyen yok. Faturasını ibraz eden yok.

Bir Bakanın elbise kılıfına doldurulmuş dolarları aldığı iddi ediliyor. Almadım diyen yok. Elbise hediye edilmedi alın faturası diyen yok Telefon Tape’leri açık.

Bakanın oğlunun evinde 6 çelik kasa çıkıyor.  Açıklama atmaya kıyamamışlar onun için eve getirilmiş. Bir evde 6 kasa neden tutulur? Cevap aynı.

Rıza sarrafın ailesine adam başı bir milyon dolara Türk Vatandaşlığı verildiği iddia ediliyor. Yok böyle bir şey diyen yok.

Ayakkabı kutularında 4.5 milyon dolar çıkmış. Belgesi makbuzu yok ama bir  cevap var. İmam Hatip yaptıracaktık onu parası bankamı yoktu sayın Halk Bank Genel müdürüm. Pek inandırıcı gelmedi de.

Ali Ağaoğlu’nun Başbakanla konuşup emsal değişikliğini yaptırdığının Tape’leri ortada dolanıyor. Bunlar yalan diyen yok. İftira diyen hiç yok.

Ardından görevden alınan Bakan açıklama yapıyor. Başbakanın talimatı ile bütün değişiklikleri yaptım. O da istifa etsin deyiveriyor. Adresi o gösteriyor. Emri nereden aldığını da açıklıyor. Benim kadar başbakanda suçlu deyiveriyor.

Şimdi görevden alınan hakkında özel bir şirketin misafiri olarak Dubai seyahatine gittiği iddiasıyla görev yeri değiştirilen Başsavcı Vekili Zekeriye Öz bugün ayaklar altına alanlar bundan birkaç yıl önce ulusal kahraman ilan edecek kadar savunuyorlardı. Altına Özel zırhlı araçlarını vermişlerdi. Şimdi korumalarını çektiler.  Dün Gezi de halkına karşı  kahramanlık yazan polis ve savcılar bugün Cemaatci diye cezaevine düşüyor veya sürgüne gönderiliyor.

Basın bile kavganın içindekiler dışındakiler destekleyenler karşı çıkanlar şeklinde guruplara ayrıştırılıyor.

Demokrasiye inanmak zorundayız. Anayasal kuvvetler ayrılığını korumalıyız. Bu konuda Ana muhalefet ve Mhp nin çok önemli bir insiyatif ortaya koyduğunu söyleyemeyiz. Bu kapsamda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve Önceki dönem CHP genel Başkanı Antalya milletvekili Deniz Baykal’ın bir şeyler üretmeye çalışmalarını ve çabalarını kamuoyu takdirle karşılıyor. Türkiye’de iddia edildiği gibi bir parelel yapılanma illegal örgütler varsa bunlar ortaya çıkarılmalı. Hiçbir güç hukukun üstünde olmamalı. Ancak bakıyoruz binlerce Polis savcı hallaç pamuğu gibi atılıyor. Ama isnat edilen bir suç soruşturma yok. Gelinen noktada yargı ile yürütme arasında ipler kopmuş durumdadır. Savcılar polise söz geçiremiyor. Kişiye göre hukuk işletiliyor.

Genel kurmayın en mahrem Kozmik Odasına giren savcı bir Tırı arayamıyor. Derken önce İzmir Gümrüğünden bir Bakanın bacanağının adının karıştığı yolsuzluk soruşturması, Arkasından mersin Gümrüğünde bir soruşturma haberi. Manzara çok hoş gözükmüyor. Tuz çok kokuyor. Stadyumlardaki “Her yer Rüşvet her yer yolsuzluk sloganları daha da sürecek gibi gözüküyor.

Rüşvet ve yolsuzluk suçtur. Gereğini hukuksal çerçevede müdahale etmeden hakim ve savcılar yerine getirmelidirler. Demokratik ülkelerde rüşvet ve yolsuzlukla mücadele yolu bellidir. O da HUKUK dur. “Babamın oğlu olsa, evladım olsa, kim olursa olsun biz yolsuzlukla mücadeleden prim vermeyiz” diyen Başbakan Erdoğan bu konuda mücadeleyi devletin bağımsız savcılarına bırakacağına inanmak istiyoruz.

Devletin içerisinde iddia edildiği gibi paralel bir yapıda aynı derecede suçtur. Bunlar ortaya çıkarılmalıdır.  Ama bunu yapmadan önce o savcıların gerçekten bağımsız karar verdiklerine dair kamuoyunda oluşan şüpheleri gidermelidir.

Ülkemizin siyasi bir tıkanmaya doğru sürüklendiğini kimse göremiyor. Bu tıkanmayı ve kavgayı tarafların çözmesi imkansız gözüküyor. Bu ortamda Cumhurbaşkanı’nada görevler düştüğünü düşünüyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum