Dr. Metin Aydın’dan TBMM’ye çağrı: “Yaşam kaynaklarımızın yok edilmesine izin vermeyin”
Germencik Çevre ve Doğa Derneği Sözcüsü Nöroloji Uzmanı Dr. Metin Aydın, Türkiye’de milli parkların karşı karşıya olduğu yeni tehditlere dikkat çekerek, TBMM gündemindeki “Milli Parklar ve Kültür Alanlarını Düzenleyen Kanun Teklifi”nin geri çekilmesini istedi. Aydın, teklifin yasalaşması halinde milli parkların turizm yatırımları adı altında yapılaşmaya açılacağını belirterek, “Talan sırası milli parklara geldi. Bu, geri dönülmez bir ekolojik yıkım anlamına gelir” dedi.
“MİLLİ PARKLAR DOĞANIN SIĞINAĞIDIR”
Dr. Aydın, milli parkların biyolojik çeşitliliğin korunması, doğal ve kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılması açısından hayati önem taşıdığını vurguladı. “Milli parklar; orman, sulak alan, dağ ve delta ekosistemleriyle sadece Türkiye’nin değil, dünyanın ortak değeridir” diyen Aydın, bu alanların karbon tutma, iklim düzenleme, su kaynaklarını koruma ve yerel ekonomiye ekoturizm yoluyla katkı sağlama açısından da stratejik olduğunu ifade etti.
“YENİ YASA DOĞAYI DEĞİL, RANTI KORUR”
TBMM’ye 10 Ekim 2025’te sunulan teklifin, milli parklar ve doğa koruma alanlarında turizme yönelik yapılaşma ve özel işletmelere izin vermeyi hedeflediğini söyleyen Dr. Aydın, “Bu düzenleme, otel ve konaklama tesislerine 49 hatta 99 yıla kadar işletme hakkı tanıyor. Bu da doğa koruma alanlarının fiilen özel şirketlere devri demektir” diye konuştu.
“DİLEK YARIMADASI BÜYÜK TEHDİT ALTINDA”
Aydın, Aydın il sınırlarında yer alan Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nın Türkiye’nin en zengin ekosistemlerinden biri olduğunu belirterek, bölgenin zaten ciddi çevresel baskılar altında olduğunu vurguladı. “Jeotermal santrallerin kimyasal atıkları, tarımsal pestisitler, plansız turizm ve iklim değişikliği deltadaki lagünleri tehdit ediyor” diyen Aydın, yeni yasal düzenleme ile yapılaşma baskısının bu kırılgan ekosistemi yok edeceğini söyledi.
“EKOSİSTEM BÜTÜNLÜĞÜ BOZULUR”
Yasa teklifinin yasalaşması durumunda doğa koruma alanlarında geri dönüşü olmayan zararların yaşanabileceğini belirten Dr. Aydın, şu risklere dikkat çekti:
- Habitat parçalanması ve tür popülasyonlarında azalma,
- Yangın ve su kaynakları riski,
- Toprak erozyonu ve kıyı çizgisinin bozulması,
- Gürültü, ışık ve atık kirliliğinde artış,
- Kültürel peyzaj ve doğal manzaranın tahribi.
“MİLLİ PARKLAR RANT DEĞİL, YAŞAM ALANIDIR”
Dr. Aydın, milli parkların korunması için mevcut yasal mevzuatın güçlendirilmesi gerektiğini söyledi:
“2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu günümüz koşullarına göre revize edilmeli, jeotermal, maden ve inşaat faaliyetleri milli park tampon bölgelerinde kesin olarak yasaklanmalıdır. ÇED süreçleri genişletilmeli, denetimler artırılmalı, koruma personeli çoğaltılmalıdır.”
Aydın ayrıca, milli park yönetimlerinde yerel halkın katılımının artırılması, ekoturizm ve doğa rehberliği faaliyetlerinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. “Doğayı korumak, halkın da yaşam güvencesini korumaktır” dedi.
“TBMM’YE ÇAĞRIMIZ AÇIK: BU YASAYI DURDURUN”
Germencik Çevre ve Doğa Derneği Sözcüsü Dr. Metin Aydın, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Türkiye’nin her yerinde doğa, maden, enerji ve inşaat baskısıyla delik deşik edildi. Şimdi sıra milli parklara geldi. Milli parklar, sadece ağaç değil; yaşamın kendisidir. TBMM’ye sesleniyoruz: Yaşam kaynaklarımızın yok edilmesine izin vermeyin.”
Haber: Servet TÖZ

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.