Düşüncenin gücü

Düşüncelerimiz var.

Olumlu olumsuz bin bir çeşit düşünceler...

Geceleri uykunuzu kaçıran, bizi esir alan, zihnimizi kemiren düşünceler...

Düşünceler vardır, belli belirsiz ve çok değişken...!

Kimileri uçuk, kaçık.

Çok radikal, sert ve keskin..!

Kırıcı ve itici.

Düşünceler vardır, mutfağında pişmiş, olgun, verimli, planlı ve disiplinli....

Amaç ve hedefleri farklı olan düşünceler...

Veya başkalarından farklı, farkındalık yaratacak düşünceler...

Bir felsefecinin insan olarak yaşamayı tanımlarken, "düşünüyorsam varım, yani yaşıyorum" demek istemiştir.

Yüce kitabımız Kur'an'da, “Siz hiç düşünmez misiniz?” sorusuyla biz inananları düşünmeye, araştırıp sorgulamaya teşvik etmiştir.

Yüce dinimiz; akıl kavramıyla düşünme gücümüzü ve melekemizi beslerken “Aklı olmayanın dini de yoktur” hükmüyle akıl ve düşüncenin biz insanlar için önem ve değerini vurgulamaktadır.

Bana göre insanların, sosyal grupların, milletlerin bir hayali, bir ideali vardır. Olmalıdır da.

Mutlaka, ama kişisel, ama toplumsal bir derdimiz, bir sevdamız olmalı.

O tutku, o sevda yüreklere kor gibi düşmeli.

Yakmalı içimizi. Kar kış, soğuk tipi, fırtına demeden yüksek rakımlı dağlarda, eksi 28, eksi 30 derecelerde bile içimizi ısıtmalı.

Vatan görevindeki kahraman Mehmetçikler gibi. Bu ateş, bu tutku dondurucu soğuğa rağmen her yerimizi sarmalı.

İnandığımız değerler uğruna, hem de korkusuzca....

Kuzey Irak'ta, PKK’lı teröristlere karşı kahramanca mücadele veren şehit Mehmetçiğimiz, bundan bir buçuk ay önce, cephede çekilen videosunda neler söylüyordu biliyor musunuz?

“Şehit olursak cennet bizim, sağ kalırsak vatan bizim.”

Şu düşünceye bakın!

Şu inanmışlığa, teslimiyete bir bakın!

İşte bir kelime, birçok konu kavram, bir olay, kutsalımız bir simge vb. pek çok değerler zihin mutfağımızda beklemede olan düşüncelerimizi tetikler.

Tohumla toprağın buluşması gibi.

Sevenlerin sevdiklerine kavuşması gibi.

Böylece istek, heves, hasret ve arzularımızın düşünce serüveni başlar.

Biz hangi konu, olay ve uyaranlarla etkilenmişsek, zihin ve ruh dünyamızın askerleri (düşünceleri) o yöne odaklanır.

Amaçlarımızın gerçekleşmesi noktasında bazen ağzımızdan dualar dökülür.

Bazen güzel bir şiirden mısralar...

Ya da sevdiğimiz bir şarkının nağmeleri...

Bazen ünlü bir yazarın veciz cümleleri...

İşte bu şarkılar, şiirler, yazılar, makaleler, romanlar, hikâyeler hep zihinden ve yürekten çıkar, hep beyinlerimize ve yüreklerimize nakşeder.

Bazen de insanlığı etkileyecek bir buluş olur. Dünyayı sarsan Korona salgınına karşı Biontek aşısını bulan, Almanya'daki Türk bilim insanı Uğur Şahin hoca gibi.

Ya da Azerbaycan- Karabağ'da savaşın seyrini değiştiren İHAlar,SİHAlar gibi.

Yazımızın başında "düşünceler, olumlu olumsuz bin bir çeşit düşünceler" demiştik ya; Yaklaşık bir buçuk aydır kamuoyunda zihinleri allak bullak eden, siyaset taşlarını yerinden oynatan meşhur Sedat Peker videolarını heyecanla dinlemeyen pek kalmadı.

Bu yetmiyormuş gibi, şimdi de Uğur Dündar ile Yılmaz Özdil' in birbirini suçlayan, ağır itham ve iddialarını konu alan medya kavgaları hepsinin üzerine turunç sıktı.

Hele, Haber Türk Televizyonu Genel Yayın Genel Müdürü Veysi Ateş' le ilgili televizyon kanallarındaki konuşmalar, işittiklerimiz iyice midemizi bulandırdı.

İşte düşünceler...

İşte eylemler...

İşte kişiler ve kimlikler!

Sanki Marmara Denizindeki kirlilik gibi dışa vuran musilaj ( salya) gibi kıyıya vuran çöpler…

Neyse biz gene doğru ve güzel düşünmeye odaklanalım.

İnsanlar düşünür.

Yazarlar, sanatçılar, siyasetçiler, aydınlar hep düşünür.

Toplumlar, ülkeleri, devletleri yönetenler de hep düşünür...

İnsan olan herkes düşünür. Mesele sadece insanı bireysel veya toplumsal bir düşünme refleksi olmamalı.

İnsanlık tarihine yeni sayfalar açmalı, yeni imzalar atmalı.

Nobel ödülü alan, dünyaca ünlü Prof. Dr. Aziz Sancar hocamız gibi.

İşte bu düşünce yoluyla yeni bir medeniyet inşasında yol alırız.

Farklı düşüncelerle, büyük idealleri gerçekleştirecek kadrolar, bu büyük Türk Milleti'nin bağrından yeniden çıkmalıdır. Çağımızın ve insanlığın kalbine 21.yuz yılın muhteşem mührünü vurmalıdır.

Aydınlık düşüncelerle, aydınlık bir gelecek inşa edebiliriz. Yeter ki, inanalım.

İstersek neden olmasın?

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum