Eğreti duruyor ellerinizde bayrağımız!

Meydanlarda mitingler yapılıyor. Herkesin ellerinde parti bayrakları kendi partisine ait bayraklar. Ayrıca daha inandırıcı olmak ve insanları daha ikna edebilmek için Türk Bayrakları alıyorlar ellerine iyi, sözde vatansever görüntü verebilmek için. Vatanımın, milletimin özgürlüğümün sembolü olan bayrağımızı.. Bu güzel de, bir de üzerinde toplantılardan sonra hep birlikte namaz kılmasalar. Namazı kaza yapabileceğiniz gibi daha sonra kılabilirsiniz. Önce de kılabilirsiniz diyanet bu konuda cevaz verdi. Bu yapılan davranış bayrak kanununa aykırı olduğu gibi aynı zamanda suç da teşkil ediyor. Ama dinleyen kim? İlle de o meydanlarda o gösteri yapılacak. O bayrak ayaklar altına alınacak. O Bayrak olmadığı zaman siz görün nasıl ayaklar altına alındığınızı?

Eğreti duruyor ellerinizde bayrağımız. Öyle kafanıza göre o bayrağı amaçlarınıza göre kullanıp atamazsınız. İşiniz bitince gösteriş olsun diye üzerinde namaz kılamazsınız. İnsanın dini duygularıyla milli duyguları aynı paraleldedir. Milliyetçi insanın inançları da yerindedir ama katıksız, saf inançlardan bahsediyorum. Göstermelik olsun diye yapılan her iş bizden uzak dursun. Bu din olabilir, milliyetçilik olabilir. Bize samimi duygular samimi duygularla davranan insanlar lazım. Öyle gösterişten ellerde tutulmaz O Bayrak… Onu tutmak yürek ister, aşk ister. Vatanseverlik, milliyetçilik, sonuna kadar sevgi ister. Öyle birileri dağıttı diye zorla gösteriş olsun diye tutulmaz O Bayrak. Öyle zorla tutulduğu zaman, işte böyle eğreti durur yakışmaz ellerinize… Toplarlar yüzlerce binlerce bayrağı, sonra ne yaparlar? Yerlere atarlar, üzerini çiğneyip sofra bezi yaparlar, üzerinde yemek bile yerler… Nerede o bilinç, nerede o akıl? Bayrağın kıymetini bilecek? Çöpe attınız bayraklarımızı. Göz göre göre. Hiç umurunuzda olmadı. Tıpkı Atatürk ün resimlerini de çöpe attığınız gibi…

Yerlerde süründürdünüz bayrağımızı mitinglerde işiniz bitince. O bir pankart değil bir ulusun sembolü. Yapın bakalım. Şehitlerimizin örtüsünü. Bu millet yani; ülkesini seven, ülkesine aşık olmuş, vatan sever, sonuna kadar milliyetçi, ülkesinin refahı ve Bayrağı için her şeyi göze almış, şehitler vermiş, Bayrak nedir anlamını bilenlerden ve bir Bayrak altında bir vatanda toplanmanın anlamını bilenleri anlatıyorum… Bir gün o bayrağın altından sizi kovacağız. Ve bunun hesabını soracağız. Bu çok uzak değil. Bayrağı sofra bezi yapmanın, Türk Bayrağı üzerine basarak onun üzerinde çekirdek yediğinizin hesabını, sizden çok ağır soracağız. Bakalım o zaman ne yapacaksınız. Bu dünya kimseye kalmıyor. Size de kalmayacağı gibi. Bu ülke kimsenin babasının malı değil. O Bayrak ufkumuzda dalgalandığı sürece işte o kadar özgürsünüz. (bayrağımızı ayaklarınızın altına alacak kadar özgürlük, ancak bir bayrak altındaysanız olur. (Gidin bakalım Fransa da bayrak üstüne oturun. Zor biraz) Siz bayrağı olmayan insanların neler yaşadıklarının farkında mısınız? (Suriyeli lerin durumuna bir bakın, bilmiyorsanız) Nereden farkında olacaksınız ki? Zaten o bilince sahip olsaydınız, bu kadar boş beyinli olmasaydınız bu saygısızlığı özgürlüğümüzü temsil eden bayrağımıza yapmazdınız.

Dünyanın en şanlı tarihine, bayrağına sahibiz. Tarihimizin her sayfası ayrı bir kahramanlık öyküsü dünya ülkelerinin hayranlıkla anlattığı bir hikâye. Böyle bir bayrak altında yaşıyor olmak insana pek çok değer ve sorumluluk katıyor. Siz bu değerliliğin farkında değilsiniz belli ki. O zaman sizin değersizliğinizle bizi uğraştırmayın bırakın bayrağımızı bize. O kimsenin oyuncağı, değil. Bırakın artık dinle, namazla gösteriş yapmayı. Gidin namazınızı evinizde kılın.

O Bayrak olmasaydı bakalım o özgürlüğünüzü nerede kullanacaktınız? (bayrağın üzerinde çekirdek çitleyecek kadar) Vermeyin kardeşim ellerine bayrağımızı zorlamayın kendinizi, dağıtmayın vermeyin ellerine bayrağımızı O Bayrak kimsenin maskarası, eğlencesi değil. Kimsenin elinde oyuncak yaptırmayız Mitinglerinizi bayraksız yapın. Ne yaparsanız yapın o bayrak size yakışmıyor, eğreti duruyor ellerinizde BAYRAĞIMIZ.

BAYRAM VE BABALAR GÜNÜ İÇİN…

Yine bayramlar geldi. Bayram demek bana hep büyükleri, öpülen elleri, sevindirilen çocukları hatırlatıyor. Bizim elleri öpülecek büyüklerimiz hep göçüp gitti. Şimdi bizlere geliyor çocuklarımız bayramlarda. Biz onları, onlarda bizi öperek kutluyoruz bayramlarımızı. Bir yanımız eksik ve giderek kösülen özlemlerle. Zaman herşeyi biraz örüyor, biraz örtüyor. İlk günlerdeki gibi kalsa gidenlerin acısı sanırım hayat yaşanmaz olur. Şimdi onları anarak, birlikte yaşadığımız güzel hatıraları yadederek zamanımızı geçiriyoruz hayat devam ediyor.Büyük küçük herkesin bayramını kutluyorum.

Canım babacığım!

Hayat arkadaşım canım babam. Gittiğinden beri alışmaya çalışıyorum sensiz olmaya ve sensiz yaşamaya. Oturduğun köşe artık benim yerim oldu senin açından bakmaya çalışıyorum her şeye ve hayata. Sen benim için farklıydın başkaları gibi değil, Her daim yanımda ve yanındaydım, dolayısıyla çok şeyi birlikte yaşadık. Birlikte üzülüp birlikte sevindik. Hayatı paylaştık seninle. Dertleştik konuştuk. Bazen üzdük birbirimizi ama olsun. Yine de sen benim için çok önemliydin. O yüzden farklıydın sadece baba değil. Yoldaş, arkadaş, dost ve paydaştın bana. Yani hayatımın ortağı. Şimdi bir yanım yok! En güçlü duvarım yıkıldı. Dayandığımda sarsılıyor duvarlar senden sonra. Depremim büyük oldu evim yıkıldı. Bilirim dönülmeyecek yollarda yürüyorsun. Bil ki bizim yönümüz sana doğru. Sonunda buluşacağız. Biz size yaklaşıyoruz. Annemle yattığınız o zeytin ağacının altında inşallah huzur bulmuşsunuzdur. Baba demeyi unuttu sanma dilim. Her an seni anıyor, seni söylüyorum. Canım babam babalar günün kutlu olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.