Yaklaşık 2 bin metrekarelik fabrikasında kurduğu cam kovanın tasarım ve imalatını marangoz bir arkadaşıyla birlikte gerçekleştiren Gülpınar, kovan için özel olarak saldırgan olmayan ‘Belfast’ ırkı arıları Denizli’den temin etti. Cam arı kovanının açılıp kapanabilen pencere şeklinde tasarlandığını ve iki yüzünün camdan yapıldığını belirten Gülpınar, “Arılar tamamen doğal ortamda çalışıyor. Ofis ve fabrika içine girmiyorlar. Dışarıdan polen toplayıp kovanlarına dönüyorlar. Organize sanayi bölgesinde bol miktarda çiçek var. 9 kilometre kadar uçabiliyorlar. Sanayi ortamında arıların günahına giriliyor diyenler var ama öyle bir şey yok. Gayet güzel polen getiriyorlar” dedi.

“5 BİN İŞÇİ ARIMIZ VAR”

Gülpınar, cam arı kovanında yaklaşık 5 bin arının bulunduğunu belirterek, “Fabrikamızda 5 bin tane işçi çalışıyor diyebiliriz. Hepsi senkronize çalışıyor. Yavrulara bakan arı ayrı, temizliği yapan arı ayrı. Kovanın içinde hiç pislik bırakmazlar, her şey düzenli. Arıların vızıltısını dinlemek bana huzur veriyor. Çayımı kahvemi alıp onları izlemek bana kafa dinlendirici bir müzik gibi geliyor” ifadelerini kullandı.

“HOBİ İÇİN YAPTIK, TİCARİ BİR BEKLENTİMİZ YOK”

Cam kovanı hobi ve kafa dinleme amacıyla yaptığını, herhangi bir ticari beklentisinin olmadığını vurgulayan Gülpınar, arılar çoğaldığında petekleri arıcılıkla uğraşan arkadaşlarına hediye edeceğini söyledi. Kovanın 16 petek kapasiteli olduğunu belirten Gülpınar, “Fazla arı olunca oğul çıkarıp giderler. O yüzden kontrollü şekilde çoğalmalarını sağlayacağız. Çocukluğumdan bu yana balı çok severim. Artık buradan canımız bal çektiğinde petekten kesip kahvaltıda yiyeceğiz” dedi.

“GÖRENLERİN DİKKATİNİ ÇEKİYOR”

Cam arı kovanının gören herkesin ilgisini çektiğini ifade eden Gülpınar, “Kimisi cam ortamda arılar rahat edemez diyor ama tam tersine gayet mutlular. Peteklerini yapıyorlar, polen getiriyorlar. Gelen misafirlerimiz de büyük ilgi gösteriyor. Güzel bir ortam oluşturduk” diyerek sözlerini tamamladı.