Murat Dağı’ndan doğarak Uşak ve Manisa’dan geçen Gediz Nehri, İzmir’de deltaya dökülerek çok sayıda kuş ve balık türüne yaşam alanı sağlıyor. Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik açısından en zengin sulak alanlarından biri olan Gediz Deltası, flamingoların Türkiye’deki iki üreme alanından biri olma özelliği taşıyor. 2012 yılında oluşturulan 6,5 dönümlük yapay kuluçka adasında her yıl binlerce yavru dünyaya geliyor.

Bu yılki halkalama çalışmasında 650 yavru flamingo kayıt altına alındı. Halkalama öncesi, Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Arzu Gürsoy Ergen ve Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Luc Ortaç Onmuş tarafından biyolog ve veterinerlerden oluşan ekibe flamingo davranışları ve saha güvenliği konularında eğitim verildi.

Sabah gün doğmadan başlayan çalışmada, ekipler suya girerek yavru flamingoları “kışkışlama” yöntemiyle özel bir alanda topladı. Halkalama işleminin ardından parazit kontrolü ve tartım yapılarak kuşlar yeniden doğaya salındı.

FAO Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, projenin flamingo adasının restorasyonunu da kapsadığını belirterek, “İklim değişikliği ve su sıkıntısı sulak alanların önemini daha da artırıyor. Bu alanlar sadece insanlar için değil, tüm canlılar için kritik yaşam alanları” dedi.

Su Yönetimi Genel Müdürü Arife Sever ise flamingoların Akdeniz’in farklı bölgelerine göç ettiğini vurgulayarak, “Gediz Havzası’nda yürüttüğümüz bu proje, tüm canlıların ihtiyaç duyduğu suya uygun koşullarda ulaşmasını sağlamayı amaçlıyor” ifadelerini kullandı.

Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Luc Ortaç Onmuş, adada şu an 16 bin çift flamingonun ürediğini ve Akdeniz’deki flamingo nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sinin burada bulunduğunu söyledi. Flamingoların beslendiği “artemia” adlı canlıların ekosistem döngüsünde balıkçılık için kritik öneme sahip olduğuna dikkat çekerek, “Flamingoların korunması, Türkiye ve Akdeniz’deki balıkçılığı da korumak anlamına geliyor” dedi.