Havalar nasıl sizin şehirde?

Havalar nasıl sizin şehirde

Anlat bana güzel kızım

Yağmur yağıyor buralarda

Durmaksızın durmaksızın…

**

Gençliğimizin idolü, Müzik alanında fırtınalar estiren, şarkıları ile duygulandığımız rahmetli İlhan İrem, “Havalar Nasıl” adlı bu eserinde romantik sesiyle yüreğimizde iz bırakmıştı. Kim bilir eski bir sevdanın anılarda bir tınısı, hatırası olarak hafızalarımızda yerini aldığını da düşünebiliriz.

Hayallerin gerçekleşmediği, ümitsiz sevdalar için söyler şarkısını,

“Yazık oldu yarınlara

Avunurum anılarla

Hani nerde ümitlerim

Hepsi sanki bir rüya…”

“Anlasana” şarkısı sonrasında bir başka duygu yüklü ses gelir ruhumuzun derinliklerinden ayrılık akşamında,

“Sazlıklardan havalanan

Bir ördek gibi sesini

Ürkek şaşkın kararsız

Duyuyorum…”

Sanatçı, yaşadıkları ve izlenimleri sonrasında, tepki olarak protesto sürecini anımsatan 7 yıllık bir inziva dönemi yaşar. Olanlar olmuştur.

“Giderken bıraktığım asmalar üzüm olmuş

Yerlerde bütün kollar, bütün bağlar bozulmuş

Ben mi geç kaldım yoksa mevsimler mi soğumuş

Görmeyeli buralara olanlar olmuş olanlar olmuş…”

Sanatçı İlhan İrem vasiyeti gereği cenazesi Türk Bayrağına sarılarak Aşiyan Mezarlığına defnedilir.

**

Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği sanatçı ve eserleri ile birlikte bizim gönlümüzde kadife bohçalarda ulvi bir şekilde yerini alır. O eserlerin her birinin ayrı bir öyküsü, aşkı, sevdası, acısı, sevinci ve elemi vardır, bir emek ve kutsallık da taşır desek abartmış olmayız…

**

Anadolu (Türk) Rock Müziğinin dört temsilcisi Cem Karaca, Barış Manço ve Fikret Kızılok ayrıca ilave edersek İlhan İrem, Selda Bağcan, Edip Akbayram ve Ahmet Kaya ile birlikte gençlik dönemimizin sanatçılarıdır. Genellikle bu sanatçıların eserlerini dinlerim, müzikte o yıllara takılı kaldım ben, yıllar geçmesine rağmen birçok şarkılarını ezbere bilir, dinler, söylerim. Bu sanatçılarımız birçok türkü ve sanat müziği eserini yorumladıklarını da dinledik. Bu işin mutfağında Pir Sultan, Dadaloğlu, Âşık Veysel, Âşık Mahsuni Şerif gibi değerlerimizin de olduğu unutulmamalıdır. Sanatçılarımız orkestra gurupları ile yurt dışında verdikleri konserlerle ülkemizin tanıtımına katkıda bulundular.

**

Barış Manço’nun bir sözü var ki,

“İnsan bastığı toprağın,

Taşıdığı nüfus cüzdanının

Hakkını vermelidir.”

Diyerek vatandaşlık bilincine vurgu yapmaktadır.

**

Anadolu mozaiği bir aile, Toto ve Mehmet Karaca’nın oğlu Cem Karaca sosyal ve siyasi içerikli şarkılar söylemiştir. Bu adımı ile Aydın’da konserde sahneye ses bombası atıldığı, ardından Dervişan gurubunun dağıldığından söz edilir. Namus Belası adlı eserinin sözlerinin ne kadar etkileyici olduğunu düşündünüz mü hiç?

“Düştüm mahpus damlarına öğüt veren bol olur,

Toplasam o öğütleri burdan köye yol olur,

Ana baba bacı kardaş dar günümde el olur.

Namus Belasına kardaş döktüğümüz kan bizim”

Tamirci Çırağı, Kavga, Beni siz delirttiniz, Kâhya Yahya yanında, 20 dakika süren “Safinaz” şarkısı başlı başına bir Kapıcı Kasım’ın kızı Safinaz’ın hüzünlü öyküsüdür. Cem Karaca “Türk ve Müslümanım” demiş, son nefesinde ise, “Allahüekber” dediğinden söz edilir.

**

Doğu bölgemizdeki Zap Suyundan sal ile ateşler içinde, hasta bir çocuğu doktora götürmek isterken, saldakilerden birinin ayağı kayınca çocuğu su alır, götürür, ağıtlar yakılır. İlkokulda, öğretmenimiz rahmetli Çetin Yılmaz 1969 yılında gazeteden bu öyküyü bize okumuştu.

Sanatçı Şemsi Belli’nin “Anayaso” adlı şiiri de böyle bir hikâyenin ağıta dönüş halini anımsatmaktadır. Selda Bağcan da bu eseri Anayaso adı ile repertuarına almıştı.

“Bebek yanir, bebek hasta, bebek ataş içinde,

Geçit vermiyi Zap Suyu

Ben fakiro, ben hakiro,

Dohdor ilaç çarşı pazar tam takiro

Gurban olam bu ne iştir hooy babo”

**

Sanatçı,

Çevreye, topluma, idareye duyarlı olmalıdır.

Gerektiğinde takdir eden, tepki gösteren de olmalıdır. İlhan İrem’in yedi yıllık inziva dönemi de aslında sessiz bir tepkidir. Sanatçılarımıza, bir türkü söyleyene, dinleyene ve bu ülkeye bir çivi çakanlara minnettarız, saygıyla anıyoruz. Ruhları şad olsun…

**

Milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay’ın vekilliği TBMM de düşürüldü.

Anayasa Mahkemesi iki kez hak ihlali kararı verdi. Peki, bunun milletvekili olmasına nasıl izin verildi diye de kimse soruyor mu?

**

Sayın Cumhurbaşkanı tarafından 2024 yılı “Emekli Yılı” ilan edildi, emekli memurlar arasında geçen yıl bir adaletsizlik yaratıldı. Aynı yaşta, aynı yılda kamuda işe giren, yüksekokul mezunu, aynı anda da emekli olan iki mahalle arkadaşı biri İmam, biri Tekniker, birinci dereceden emekli olurlar. Emekli imam, 3600 ek gösterge ile emekli teknikerden yaklaşık beş bin lira fazla maaş alıyor. Bunun düzeltileceği, birinci dereceye düşen memurlar ve emeklilerine 3600 kademe sözü verilir, aradan bir yıl geçmiş olmasına rağmen değişen bir şey olmadığından söz edilmektedir.

**

İnsanımız ekonomik sıkıntı yaşıyor, geçinemeyen emekliler gerçeği var. Bir AVM de birkaç gün önce 22 liraya alınan paket kahvenin fiyatının üç gün sonra 27 lira olduğu görüldü. Ülkenin geldiği hal ortada, kirada oturanın işi kolay değil. Bir aylık kira, emekli maaşından fazla olduğu da gerçek, önceleri emekli ikramiyesi ile ev, araba alınır hatta çocuklar da evlendirilirdi. Bu yörede 5-6 dekar pamuk eken çiftçi bir yıllık idaresini önüne koyar, çoluk çocuğunu evlendirebilirdi. Ev sahibi olmak hayal oldu artık. Rahmetli Özal’ın söylemi olan o orta direk sizlere ömür…

**

Muhalefet iktidara hazır ve sıkıntı çeken halk için umut olarak görülür. Gerektiğinde çare olur, halkın önüne düşer. Çarşı her şeye karşı…

Muhalefete muhalefet edildiği gerçeği yanında, karşı yakada olanların bu yakada bir fazlası ile olması elbette üzücüdür. Kimi vekiller ceylan derisi koltuklarından, sıcak odalarından uzak durmak istemediler, halkın arasında görünmediler. Önseçim sözü verilirken, emek vermiş, örgütten gelmiş idealistlerin yerine, kimileri için anketten çıktı denildi. Umudun mevsimine Mart karı yağdırmanın da âlemi yok diyenler de acı acı gülümsetti bizi. Bu kış kıyamette, ayazda kendilerini ve önseçim ile üyeleri yormak istemeden adayları önümüze koyuverdiler diye espri yapılmadı da değil.

Esprilerine devamla,

Seçiverin gayri diyerek…

Marabayız ya biz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum