Kaz Dağları

Değerli okurlar yazıma konu olan Kaz dağları bugün, ”Bayramiç ”ile Edremit arasında bulunan ve 1767 metre yüksekliğinde olan “Kaz dağlarının eski adı “ İda” dağı olarak bilinirdi. Bu İda dağı geçmişte mitolojilere konu olan çok ama çok önemli olan bir yerdir. Hem mitolojilerine konu olan hem de doğal yapısı nedeniyle çevrede yaşayan insanların yaşam koşullarını etkileyen önemli olan bir dağdır. Kaz Dağları aynı zamanda mitlerin,(Mitolojinin) en çok geçtiği önemli bir yerdir.

kaz-daglari.jpg

Dünyaca bilinen ilk güzellik müsabakası burada yapılmıştır. Bu güzellik yarışmasına kısaca bahsetmek istiyorum.

Mitolojiye göre yeni doğan ve eşsiz bir güzelliği sahip olan APHRODİT’e ölmezler arasına katılıp tanrılar alayında yer alması bazı tanrılar ve bilhassa tanrıçalar onun güzelliğini çekemediler. HERA VE ATHENA APHRODİTE kadar kendilerinin de güzel olduklarını söylerler.

Bir gün tanrılar ve tanrıçalar bir ziyafette hazır bulunurken bu toplantıya veya ziyafete çağrılmayan ERİS “Nifak” görünmeden Olympos’a girdi. Bu arada tanrıların bir kısmı içiyor, bir kısmı da Apollo’nun lirine ahenkli şarkılarıyla iştirak eden MUSA’LARI dinliyorlardı. Nektarın verdiği ilahi neşe ve musikinin güzelliği ile sarhoş olan tanrıların bu durumundan faydalanan ERİS üzende “en güzel Tanrıçaya” yazısı bulunan güzel bir elmayı masanın ortasına atar.

Hera hemen elmayı kapar. Athena ve Aphrodit kendilerini daha güzel olduğu nedeniyle buna itiraz ederler. O nedenle Zeus’un hakemliğini istediler. Baş tanrı Zeus hemen politik bir kıvırtma yaparak

-“Tanrıçalar bana göre üçünüz de güzelsiniz ben bu hakemlikten vaz geçtim İda dağında Truva kralı Priamın oğlu Paris isminde bir çoban koyunlarını otlatıyor o hangisi güzelse bu elmayı ona versin. Ben onu hakem olarak seçtim” der. Ve ulaştırma Tanrısı HERMES’E bu üç güzeli Paris’e götürmesini emreder. Baş tanrı Zeus politik bir manevra yaparak tanrıçalara şöyle dedi: “ “Bu üç güzel tanrıçaları Truva’nın yanındaki İda dağına götürmesini orada hem Paris hem de Alexandra diye anılan bir prens olduğunu, babasının koyun sürüsüne çobanlık etmekte olduğunu, Ayrıca bu gencin bir güzellik bilgini olduğunu Paris’in bir şehzade olmasına rağmen babası Troya kralı Priamos’a bu oğlunun bir gün ülkesinin mahvına sebep olacağı için uzaklara gönderdiğini” söyler.

Baş tanrı Zeus ’den emir alan ulaştırma tanrısı bu üç güzel Tanrıçayı yanına alarak İda dağında koyunlarını otlatan ve lirini çalan Paris’in yanına götürerek baş tanrı Zeus’un buyruğunu bildirir “a

Altın elmayı bu üç güzelden hangisi daha güzelse ona vermesini” söyler.

Altın elmayı eline alan Paris güzellerden önünden geçmesini ister.

Esmer olan, Hera bir eliyle sert kabanlı memesini, öteki eliyle de mükellef örtüyü kalçasının hizasında tutmaktadır.

Pallas Athena, güzellik yarışmasına katıldığı halde kendisinin utangaç yaratılışına ihanet etmeden giyimli olarak gelmiştir.

Parodiye, altın saçlarının ağırlığı altında yine de başını dik tutmaktadır. Gövdesi beyaz bir ırmak gibi akarak genişlemekte ve göbeğinde bir tek çiçekle süslenmiş bir süt gölüne dönmektedir.

Hera, Paris’e eğer elmayı kendisine verirse Asya ve Avrupa’nın sahipliğini vereceğini.

Athena, Trakyalıları Akha’lara karşı muzaffer kılacağını,

Aphrodite ise zevce olarak en güzel kadını vereceğini vaat eder.

aphroditt.jpgElmayı elinde tutan Paris’in gözlerini Aphroditt en ayırmadığını gören Hera güzellik tanrıçasına kızarak ona “Sen haksızlık ediyorsunuz o kuşak senin belini sardıkça bütün gözler sana dönüyor” diye çıkıştı. Bunun üzerine Aphrodite sinirli bir şekilde kuşağını koparırcasına çıkararak Hera’ya uzatmış Hera kuşağı takınmış. Artık Aphrodite de yalım kılıç gibi boyunca çıplak kalmış.

Paris’in altın elmayı tutan eli kımıldamış herkes heyecan içinde ve el geniş bir kavis çizerek Aphrodite uzanmış ve Paris üzerinde “En güzele” yazan elmayı Aphrodite de veriyor.

Böylece bundan dört bin yıl kadar önce ilk güzellik müsabakası Çanakkale’nin İda dağında (kaz dağında) yapılmış oluyor.

Bu güzellik yarışmasının sonucu Troya savaşının da sebebi olmuştur. Aphrodite dünyanın en güzel kadınının yani Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’in aşkını Paris’e sundu.

Paris Sparta kralı Menelaos’un sarayında gerekli konukseverliği gördü. Fakat Menelaos’un acilen Girit’e gitmesini fırsat bilerek güzel Helen’i Truva’ya kaçardı. Bundan sonrada olanlar oldu. Menelaos’un diğer Akha kentlerinin krallarını ve ordularını yanına alarak Mykenai kralı Agamemnun’un önderliğinde Truva’ya savaş açtı. On yıl süren bu savaşın sonunda Akha’lılar Truva ATI hilesiyle kente girip şehri mahvettiler. O güzelim Anadolu kentini tüm zenginlikleri ile birlikte yağmadılar. Halkını esir aldılar.

Bir Anadolu kenti olan Truva bu savaşta yok olup gitti.

İşte bu ilk güzellik yarışması da bir savaşa neden olmuştur.

Kaz Dağları'nda Alamos Gold şirketinin maden arama çalışmaları devam ediyor. BBC Türkçe'nin yeni drone görüntüleri bölgedeki son durumu ortaya koyuyor...

Değerli okurlar çok tuhafıma giden bir durumda, Hani “ülkemin ırmağının akışına ölürüm” diyenler Kaz Dağları delik deşik edilirken ayrıca zeytin alanları maden aramalara açılırken

Irmağının akışına ve heybenin nakısına ölenlerden bir ses çıkmadı. Ben duymadım. Acaba söylendi de ben mi bilmiyorum.

Ölürüm Türkiye’m

Baş koymuşum Türkiye’min yoluna

Düzlüğüne yokuşuna ölürüm

Asırlardır kır atımı suladım

Irmağının akışına ölürüm Türkiye’m

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum