Ahmet KELEŞOĞLU

Ahmet KELEŞOĞLU

'Mehmet Eroğlu'

Bir arkeoloğun anıları adlı kitaptan;

Bu dünyada yaşadım ben arkadaş diyeceksen Mehmet Eroğlu gibi yaşayacaksın. 

Hakkını vereceksin hayatın. 

Yaşamın tüm noktalarına değecek hücrelerine kadar gireceksin. 

Bir adamın yaşamı, ömrünün sonuna kadar milat içinde olur mu, diye düşünmeyeceksin?

Milat, bir yerde durmak, işaret koyup zamanı belirtmektir. 

Mehmet Eroğlu’nun yaşamında milat yok, öncesi ve sonra ise hiç yok. 

Her zaman yaşamı reformlarla dolup taşan, mutlaka geçmişi gelecekle bağlayan, hiç durmadan kendisinin ve başkalarının ömrüne ömür katan çalışkan bir adam Mehmet Eroğlu. 

Anadolunun bir köyünde dünyaya gelen, Mehmet Eroğlu yaşamının tamamında mücadele içinde olmuştur. 
Çocukluğundan gençliğine, üniversite yıllarından çalışma hayatına ve evliliği boyunca eşiyle verdiği hayat mücadelesi sosyoloji ders kitaplarına girecek kadar değerli. 

Bir arkeoloğun anıları adlı kitabın bende bıraktığı sıradışı izlenimler;

Doğduğu topraklarda gözlerini açtığında farklı bakıyordu Mehmet Eroğlu. 

Annesi onu dünyaya getirdiğinde bir müjde verilmişti sanki kainata. 

Hangi hamurla yoğrulmuş, hangi beynin bedenindeki hücrelerle bezenmişti bu insan?

Bir insan, doğuştan demokrat ve adalet duygusu içinde olabilir miydi?

İnsanın yaşamının tamamı iyilik ve doğruluk üzerine kurulabilir mi? 

Bir arkeoloğun anıları adlı kitapta, fakir anne babanın zeki ve kabuğuna sığmaz çocuğu Mehmet Eroğlu’nun yaşamına tam şahitlik edeceksiniz. 

Kitabı okuyup bitirdiğinizde, Mustafa Kemal Atatürk'ün Laik Türkiye Cumhuriyetini kurmuş olmasına bir kez daha sevineceksiniz. 

ahmet-kelesoglu-mehmet-eroglu.jpgLaik Türkiye Cumhuriyetinin, insana ve onun yüceliğine verdiği değer nasılda ortaya çıkıyor. Fırsat eşitliğinin insan hayatındaki mücadeleye etkisini bu kitapta örnekleriyle göreceksiniz. İnsanın mücadele ile büyük mertebelere çıkabileceğinin ve sınırsız başarılara imza atabileceğinin kanıtıdır Mehmet Eroğlu’nun yaşamı.

Yazarın tükenmek bilmeyen sabrı enerjisi ve çalışma disiplini insanı kendinden alıyor. 

Yardımlaşma duygusunun ne olduğunu, yaptığı karşılıksız iyilikleri tüm yaşamında göreceksiniz Mehmet Eroğlu'nun. 
Mehmet Eroğlu’nun, bir arkeoloğun anıları adlı kitabını okuduktan sonra, felsefe kitaplarımı karıştırmak zorunda kalmıştım. 

Yaptığı iyilikler tek taraflı ve önyargısız. 

Çalışmaları tamamen insani ve hayatilik prensiplerine dayalı. 

Mehmet Eroğlu'nun devlet malına olan saygı ve koruyuculuğu insanı sarsar nitelikte. 

Gittiği her müzeyi ve bulunduğu her ortamı cennete çeviren bu adam, statik yapının ağır bedelleri altında boğulmuş, kamu düzeni ve bir o kadar da yıkım içinde olan sosyal yapıya başkaldırışın hikayesini anlatmış.

Suların nasıl tersinden aktığını, mücadelenin ve bitmek bilmeyen çalışma hırsının ne olduğunu, insanları yola getirmenin yöntemlerini gösteren bu kitap, sizi sürükleyip götürüyor. 

Çalıştığı bölgelerin en küçük memurundan, en büyük mülki amirine kadar, yaşamın dinamiklerini hayata geçirmek neymiş gösteren, köylüsünden kentlisine ve hatta başkentlisine kadar formel yapının dersini veren Mehmet Eroğlu, bir o kadarda insancıl ve yaşam doludur. 

Arkeoloji asistanlığından başlayıp müze müdürlükleri ve kültür müdürlükleri serüvenlerinde, dokunmadığı düzeltmediği hiçbir şey yoktur Mehmet Eroğlu'nun. 

Siyasi yaşamındaki o önlenemez başkaldırısı, hep haklıdan yana olan duruşu ve doğruluğun yaşama geçirilmesi, Mehmet Eroğlu’nun manifestosu gibiydi. 

İlkokula yamalı yırtık bir entari ve çıplak ayakla giden küçük Mehmet’e, okula alınmayıp babasına ait tek gömleğin sökülerek don dikilmesi ve okula kabul edilişinin hikayesi, trajedinin ta kendisidir aslında. 

Okumaktan başka çaresi olmayan bu adam, dağların tepesine sürünerek tırmanmıştır. Başkaları gib kuş misali tepelere konmamıştır. 

İlkokul günlerinden, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi arkeoloji bölümünün bitirilmesi aşamasına kadar neler çekmemiştir ki?

Aç kalmış, yersiz yurtsuz uykusuz kalmıştır. 

Tüm bu zorlukların yanında tacına sevdiği kızıda alıp çıkmıştır anadolu steplerine.

Meraklıdır isteklidir hırslıdır bu yiğit adam.

Tarih kokan anadolu toprakları bu genç idealist arkeoloğun evidir divanıdır artık. 

Anadolu tarihinin ve arkeolojinin o derin sırrı, tarihe olan mutlak saygısıyla bir araya geldiğinde artık engel kalmamıştır. 

Önüne konan setler bir bir aşılacaktır.

Gittiği her yerde devrim yapan, dokunduğu her köylüye değer verip sıraya katan, insan olduğunu hatırlatan bu adam haksızlık karşısında hiç boyun eğmemiştir. Adalet duygusundan ayrılmamış iyilikle tüm kilitleri açmıştır. 

Çıkar ve haksız edinimlerin karşısında savaş veren ve dimdik duran Mehmet Eroğlu, insanın kendi kendisine nasıl mahcup olduğunu ve dürüstlük karşısında insanın nasıl pes ettiğini bu kitapta anlatmıştır.

İnsanın doğruyu nasıl bulduğunu Mehmet Eroğlu’nun ders veren hikayesinde bulacaksınız.

Bir arkeoloğun anıları adlı kitabı okuduğunuzda sarsılacak, hayatı yeniden sorgulayacaksınız. Doğrularınızı ve yanlışlarınızı bu kitabı okuduktan sonra tekrar kontrol edeceksiniz.

Ömrün uzun olsun koca yürekli kahraman.

Yaşayan bu gladyatöre bin selam olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum