Muhalefet Cumhurbaşkanı adayını arıyor!

Olağanüstü bir durum yaşanmadığı sürece, seçimler zamanında yapılacakmış gibi görünüyor ama İktidar ve muhalefet partileri erken bir seçim olacakmış gibi de çalışmaların sürdürüyorlar.

Türk halkının büyük bir bölümün gerçekten değişim istediğini bağımsız ve güvenilir anketlerden öğreniyoruz.

Geçtiğimiz şubat ayından bu yana muhalefetteki Altılı masa, altıncı kez bir araya geldiler.

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda bir ismin belirlenmediği Altılı masada yaşanan gelişmeler, siyasetin sıcak gündemini oluşturmaya devam ediyor.

Altılı masa, Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kamuoyunu tatmin edecek açıklamalardan uzak bir süreç işletiyor.

Ortaya hala bir isim atılamadı.

Bir araya geliyorlar ama “anlaşmamak” için;

Masada ele alınmamış gibi görünen konular, televizyon kanallarından yansıtılıp bir tür nabız tutuluyor.

Kim, ne zaman, nerede, nasıl ve ne tepki verecek?

Sonra da para vererek bu tepkilerin ölçümünü yaptırıyorlar.

Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin bir canlı yayında, İYİ Parti’de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının istenmediğini ileri sürdü...

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, katıldığı bir canlı yayında “İktidar olursanız HDP'ye bakanlık verecek misiniz” sorusuna, “Elbette HDP'ye bakanlık verilebilir, her partiye verilebilir” şeklinde yanıt vermişti.

Adama sormazlar mı?

Peki kardeşim biz hangi savaşı kaybettik de siz, silahlı bölücü örgütün parlamentodaki temsilcilerine bakanlık dağıtabiliyorsunuz?

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bu sözlere, “CHP'nin kilit taşlarından bir tanesi, böyle bir cümle kurduğuna ve kanaat getirdiğine göre partisinin görüşlerini iletiyor” demişti.

Bence yetmez!

Millî Savunma Bakanlığını Murat Karayılan’a,

İçişleri Bakanlığını Cuma kod Cemil Bayık’a,

Kültür Bakanlığını da Garo Paylan’a verin gitsin.

Patrik Bartholomeos’u da Ekümenik patrik görevi uhdesinde kalmak üzere, Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğuna da oturtabilirsiniz.

Bakan atadığınıza göre, kendinizi çok güçlü hissediyor olmalısınız.

Yağma yok;

Orada durun.

İyiye gitmesi gereken bir süreci berbat etmek üzeresiniz.

Masa devrildiği gün, bunun sorumlusu siz olursunuz.

“Cumhuriyeti kuran partinin” bir milletvekili, bu konuyu toplumla bu safhada paylaşılmayacağını bilmelidir.

Elbette barışacağız, barışmalıyız.

Bunun şartları olmasın mı?

Suriye’den Kırmızı Tabutlar gelmeye devam ediyor.

Eli silahlı örgüt, silah bırakmadan nasıl olacak bu işler?

Sayın Akşener, nezaketli bir siyasetçidir ve Gürsel Tekin’in sözlerini bir kenara yazdığını düşünüyorum.

Bu sözlerin ardından aynı gece Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek programına katılan İYİ Parti İstanbul Milletvekili ve Eski Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Fatih Altaylı’nın “HDP, Altılı masada olursa masadan kalkar mısınız” sorusuna “Evet” diyerek karşılık vermişti.

Söz konusu tartışma tv100’de canlı yayınlanan Eşit Ağırlık programında da gündeme geldi

Erdoğan Aktaş’ın sunduğu programda Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, İYİ Parti’de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının istenmediğini ileri sürdü.

Programda açıklamalar yapan Erkin, “İYİ Parti zaten Kemal Kılıçdaroğlu’nu istemiyor. HDP tartışması da ellerinde malzemeye dönüştü. ‘Kazanacak aday ile gideceğiz’ demek ‘Biz Kemal Bey’i istemiyoruz’ demektir” ifadelerini kullandı.

Altılı masaya bir sorum olacak.

Nasıl bir aday profili düşünüyorsunuz?

Bunu toplumla niçin paylaşmıyorsunuz?

Siyaset içi, siyaset dışı bir kimlikle mi yol alacaksınız.

Kafanızda hala bir isim oluşmamış olmasının arkasında yatan nedenler nelerdir?

Hepsinden daha önemli saydığım bir konu daha var ki, Altılı masanın talimatlarını uyan, sokak jargonu ile ifade edecek olursam, güdebileceğiniz birini mi arıyorsunuz?

Yoksa; donanımlı, birden fazla yabancı dil bilen, devlet ve kamu deneyimli, ülkenin sorunlarını bilen ve çözme iradesine sahip, biz diyerek yola çıkıp Türküm demekten korkmayacak, Büyük Türkiye ideallerine sahip ve de T.C. ibarelerini her yere çakacak olan birisiyle mi çalışacaksınız.

Biz halkız. Böyle bir adaya oy vereceğiz.

Böyle bir aday seçimi açık ara kazanacaktır.

Kötü gidişata dur diyecek olan muhalefettir. Bu ülkeyi toplamak için muhalefete bir fırsat doğmak üzere;

Batı’da yaşayan insanlar siyaseti niçin yapıyorlar?

İktidar olup ülkenin ve halkın çıkarlarını daha iyi noktalara taşımak, hak ve özgürlükleri yaygın şekilde kullanabilmek, refahı artırmak vs.

Bunu en iyi nasıl hayata geçiriyorlar?

“Politikacıların çıkarlarının, halkın ve ülke çıkarlarının önüne geçmediğinde” görebiliyoruz.

Bizde nasıl dönüyor bu işler.

Halkın çıkarı diye bir mevhum kalmış mı?

Ülke çıkarı diye bir konu;

Gidin Allah aşkına!

Bu gidişle yakında ülke diye bir şey kalmayacak.

Ülkede her alanda büyük bir tahribat yaşanıyor.

Ekonomi iyi değil, gelir dağılımındaki adaletsizliğin sonucu olarak, yoksulluğun dalga dalga yayıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Her üç gençten biri işsiz, gençlerin ülkeye dair umudu kaybolmuş, son 10 yılda 6,5 milyon insanımız ülkeyi terk etmiştir.

Ülke içe dönük patlamak üzeredir.

Patladığında da bu ülkeye çökerler.

Uyarıyorum.

Dedeağaç’taki bin ABD tankı pusuda bekliyor!

O tanklar Ukrayna için bekliyor olsaydı; Polonya, Romanya ve Bulgaristan’a konuşlanmış olması gerekmez miydi?

Milli bir dış politikası olmayan, yargısı çökmüş, kurumları işlemeyen, değerleri, gelenekleri, kuralları yerle bir edilmiş bir devlet var;

Bunun neden olacağı çatışmaları hukukun içinde kalarak, nasıl ve hangi yöntemlerle çözeceğiz?

Gün, mevcudu muhafaza etme ve bulunulan pozisyonun daha da gerisine düşmemekten geçiyor.

5 milyon Suriyeli yetmiyormuş gibi iki milyon da Afganlımız oldu. Bir mülteci akını var; bunu nasıl engelleyeceğiz ve nihayetinde nasıl çözeceğiz?

Ülkemizin gündemine bu da eklendi ve bizim geleceğimizi tehdit eder boyutta bir mesele ile karşı karşıyayız.

Halkın gündeminde bu konular yok; halkın büyük çoğunluğu daha fazlası varken, bir şekilde elindekiyle yetinme mücadelesi veriyor ve ayakta kalmaya çalışıyor.

Peki, bu devasa sorunları kim çözecek?

Siyaset yapan bütün partiler ve liderleri değil midir?

Altılı Masa, altıncı toplantısını yaptı.

Ele geçen hiçbir şey yok.

İşiniz bu konuların çözülmesine yönelik politika üretmek değilse nedir?

Ülkemiz zordadır, buradan çıkış için hazırlamış olduğunuz manifesto, deklarasyon veya bir kâğıt parçası var mı?

Ben görmedim.

Bunu ne zaman halka sunmayı düşünüyorsunuz?

“Önce, ama, çünkü, biz” demeden, sorunların çözümüne yönelik yol haritası çıkarmışlar mı?

Hayır.

Olan olmuş, asıl olan çıkış üzerinde uzlaşma sağlanarak birlikte hareket edildiğini halkın görmesi, inanması gerekmiyor mu?

Ülke var olma- yok olma arasında gider gelirken, ülke bu kadar zordayken, masanın etrafında oturanlar aday kim olsunu gündem yapmışlar.

Tartışmaya bakar mısınız?

Seçimi kimin ile kazanabiliriz değil!

Sayın Recep Tayyip Erdoğan üçüncü dönem için gün sayıyorken, sizin aklınıza Sayın Ahmet Nejdet Sezer neden gelmiyor?

Engeli mi var?

İhalelerinize fesat mı karıştırmış?

Türkiye’nin iyi yetişmiş saygın bürokratı (DPT Müsteşarlığı) ve parlamenteri olan Sayın İlhan Kesici neden aklınıza gelmiyor?

İktidardan bile oy alabilecek güvene sahip bir insandır.

İŞ Bankası’nın önceki Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Sayın Ersin Özince gibi bir değer var elimizde;

Doksanlı yılların ekonomi patronu Sayın Ufuk Söylemez reddedilebilir mi?

Sayın İlber Ortaylı’yı yakıştıramıyor musunuz?

Analar neler doğurmuştur bu ülkede; ben sizlere, bir dakikada yirmi isim daha sayarım.

Bu ülke, yetişmiş insan gücü açısından oldukça zengindir. Yeter ki ön açmasını bilin.

Bu saydığım isimler, ülkeyi toparlayacak nitelikli insanlarımızın başında gelirler.

Bu ülkenin çok değerli yurttaşlarına, bu kıymetli insanlardan yararlandırmak istemez misiniz?

İstemezsiniz.

Çünkü o değerli insanlar, ele avuca sığmazlar, talimat almazlar ve güdülmekten de hoşlanmazlar.

Onların başarısı da oradan gelir.

Sonuç:

Ne yaptığını bilen ne yapacağını bilen ve de güçlü kararlar vererek, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine uygun restorasyonu başlatacak ve bunu ülkü edinerek çalışacak bir devlet adamı ve onun kadrolarını bekliyoruz…

Aksi taktirde “Helalleşme” zor olacakmış gibi görünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum