Muhteşem gece

21 Mayıs gününe kadar yakın zamanda böyle coşku dolu bir gece yaşamamıştım...

Uzaktan yakından epeydir görüşmediğim pek çok eş dostu görme, hal hatır sorma fırsatı yakaladım. Değişik köy, kasaba, mahalle ve ilçeden ve pek çok illerden de, yakın eş dost, akrabalar akın akın guruplar halinde düğün cemiyetine geliyorlardı...

Çünkü bu gece, diğer günlerden farklı bir geceydi...!

Sanki masallardaki kırk gün, kırk gece yapılan meşhur prens ve prenses düğünlerinin bir güne sıkıştırılmış bir hali vardı....

Eyüp Can'nın düğün günü, mutluluk gecesiydi....!

Hele gündüz, akşama kadar meşhur Denizli- Çivril çalgıcılarının çaldığı havalar davetlileri neşelendiriyor ve coşturuyordu.

Bu coşku... bu heyecan sabahın erken saatlerinden başlayarak, gecenin geç saatlerine kadar eğlence devam etti.

Eyüp Can;

Bütün seven canları toplamıştı düğününe...!

Şair, aşık Mahsuni 'nin şu güzel dizelerinde ki gibi ;

" Bir dost, bir dosta geldiğinde,

Bayram olur ..seyran olur....

Bir can... bir cana kavuşunca,

O can...o cana kurban olur....! "

Evet... hiç mübalağa yok ....

Aynen böyleydi...

Bu düğün birbirini seven canların bayramı gibi bir düğün...

Sevinç... coşku... ve mutluluğun uçuştuğu... neşe ve muhabbetin harman olduğu bir düğün....!

Çok yoğun bir ilgi... müthiş bir katılım...!

Sanki siyasi parti genel başkanları...

Seçim mitingi gibi.

Tam bir eğlence, düğün....karnaval havası....!

Epeydir geleneksel köy düğünleri izlememiştim....

Meşhur Denizli-Çivril çalgı ekibi, çaldığı günümüz parçaları ile ve eski şarkılardan da örnekler vererek, adeta hem nostalji yaşatıyor, hem de güncel parçaları da çalarak davetlileri coşturuyor, mutlu ediyordu.

Toplumdaki otuz kırk yıllık sosyo kültürel değişimi de görmek mümkündü...

Şehirleşme ..ve hızlı kentleşme değişimi....

Balo ile düğün yapmayı ve modern çalgı aletleri orkestra ve ekibini de önemli bir sosyal ihtiyaç olarak karşımıza çıkarıyordu....

Gerçekten saz ekibi.... orkestranın bay ve bayan solistleri;

Çok sesli, yüksek ritim ve tempolu müzikleriyle gençleri iyice coşturuyordu....!

Artık günümüz toplumu;

Köyler ...mahalleler ..ilçeler veya iller...

Hangi yerleşim yeri birimi olursa olsun,

Nostaljik olarak, geleneksel kültürümüz efe, zeybek havaları ve oyunlarını da görmek mümkün...

Aynı zamanda modern, çağdaş, şehirleşme sürecini yaşamış....kentli yaşamaya .....kentli gibi tüketim toplumu olmaya ve refaha alışmış kırsal kesimde ki vatandaşlarımızın da şehir yaşamından farksız balo vb ....adetleri de uyguladığını tanık oldum.

Neyse ;

Biz gelelim gençlerin bu çok coşkulu kalabalık muhteşem düğününe...

İnsan bu kadar yoğun, kalabalık bir cemiyette, misafirlerin içinde kaybolunca,

Yahu bu Eyüp Can kimmiş?

Ne kadar da seveni varmış?

Demeden edemiyor.

Meğerse;

Eyüp Can bir değil, iki canmış....

İki Eyüp...;

Biri dedesi Eyüp Şenol...

Diğeri de torun Eyüp Şenol...

İşte bu iki canı seven....

Bu güzel düğünü şereflendiren nice canlar....

Nice güzel insanlar....!

Ve bu iki canı yüzlerce...binlerce can....!

İşte;

Sevmek... insanları sevmek...

Dostları sevmek .. acı tatlı gününde hep yanında olmak ...

Ve hep karşılıksız sevmek .....!

Ne güzel şeymiş bu sevgiyi yaşamak olayı...

Tabii ki her şey karşılıklı imiş....

Seven yüreklerde misliyle sevilirmiş.....

Gördüğümüz, tanık olduğunuz olay bu...

Sevmek ve sevilmek...

İki sihirli müthiş bir kelime....

Bütün kapıları açan bir kelime...

Savaşları .... düşmanlıkları bitiren iki kelime....!

Kişisel dargınlık, kırgınlıkları bitiren iki kelime...

Nefis ve ego bariyerlerini yıkan iki kelime.....

Gurur....ve kibiri ayaklar altına alan, barış ve huzur müjdesi veren iki kelime ...

Evde, işte, dairede, okulda, siyasette .. ticarette....her zaman her yerde iki kelime..

Sevmek ve sevilmek.....

Haydi şimdi...

Hemen sen de söyle...!

" Seni çook çok seviyorum de...! "

En son yazdığım

" Yaralı Seven Yürekler " adlı şiirimi en başta Eyüp Şenol çifti olmak üzere, sevgi dolu, mutluluk arayan tüm yüreklere, bütün gençlere armağan ediyorum.....

Duygu dolu yaralı yürekler....!

Bazen coşmak, bazen de taşmak istiyor....

Coşkun ırmaklar gibi..!

Bazen de ormandaki oyaklarda,

Şırıl şırıl akan, tertemiz sular gibi,

Sevgiyle ..hasretle yüreklere....

Akmak istiyor.....!

Bazen de bir meltem, bir rüzgâr gibi ,

Esmek istiyorum ılık ılık kalplere.....

Tüm seven yüreklerde;

Ebediyen yaşamak istiyorum.....!

Sonsuzluğun ilahi şefkatli kollarına....

Sana sığınmak istiyorum.....!

Bu sonsuz rahmet diyarında..

Mutlu olmak, sonsuz huzur bulmak istiyorum....!

***

İşte bizleri... gençleri ve bütün dostları sevindiren ve mutlu eden muhteşem bir gecenin hikâyesi....

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum