Ahmet KELEŞOĞLU

Ahmet KELEŞOĞLU

Ölüyoruz

Ölüm hiç bu kadar sıradanlaşmamıştı. Bugün ölsek. Vah, tüh, o da mı ölmüş deyip geçiştirilecekmiş gibi geliyor. Oysa ölüm en son, hatta sonlarında sonu değil miydi?

Ölüyorsun her şey bitiyor. Eskiden biri ölse selası dikkatle dinlenirdi. "Acaba kim ölmüş" denilip selanın sonuna kadar susularak beklenirdi. Kısada olsa bir sessizlik olurdu ortamda. Ölen kişinin kim olduğunun anlaşılmasına izin verilirdi. Şimdi sela sesini duyan yok, her yer sıkı sıkıya kapalı. Hatta kulaklarımız bile kapalı. Artık ölüm haberi duymaktan yorulduk. Korkar olduk. "Acaba bugün kim öldü" noktasına geldik. Karamsarlık üzerimize o kadar çökmüş ki; kötü haber duymamak için, neredeyse kimseyi aramıyoruz. Korkuyoruz. Sosyal medyada ölüm haberlerinden başka hiç bir şey dolaşmıyor. Öyle görünüyor ki, önümüze iki yol çıkacak. Her ikiside kişinin birinci sırasını oluşturabilir aslında.

Birincisi; "Herkes ölüyor galiba bende öleceğim" düşüncesi.

"Muhakkak bir yerden beni de yakalar bu lanet virüs" korkusu beynimizi iyice meşgul ediyor.

İkincisi ise; Ne yapıp ta ayakta kalabilirim düşüncesi;

Nasıl bir dünya, nasıl bir yaşam?

Farkında bile değiliz belki ama acımasızlık içine sürüklendik. Hem de farkında olmadan.

Anlaşılır gibi değil.

Ölmek bu kadar kolay mıydı?

Ölüm bu kadar sıradan ve kolayca algılanabilir miydi?

Tabii ki değil.

"Korona virüsünden amcamın oğlu öldü, dayım öldü, komşum öldü, arkadaşım öldü." Ne kolay ve ne kadar zahmetsiz kurulmuş bir cümle.

Öldü ölmüş…

İnsanlar ölüyorlar.

Ne acı. Ve ne zor.

Üstelik her şey insan üzerine ve harcanan tüm çaba insanlık için iken.

Oysa mükemmel yaratık "İnsan" adlı makaleyi daha yazamamışken.

Dünya da her şey insan için değil miydi? Hani insanı yaşatacaktık.

Olmadı yapamadık.

Tüm dünya yapamadı.

Dünyanın her bölgesinde rengi, ırkı, mezhebi ne olursa olsun mükemmel insanı yaşatamadık. Sadece insan olması yeterliydi oysa. Bunu başaramadık.

İnsanlık öldü.

Korona tüm Dünya'ya sırasızca ve ayrım yapmadan saldırdı.

Şimdi yaşamın gerçek dinamiği ne olacak? Niçin yaşayacağız bu zavallı Dünya'da? Yoksa Koronanın tat alma hissini yok ettiği gibi, Dünya'nın da tadı tuzu olmayacak mı? Bundan sonra insan ne için yaşayacak? Hayattan nasıl zevk alacak?

Düşünebiliyor musunuz artık yaşamdaki tek amacımız, virüsü kapmamak.

"Annem Babam ve çocuklarım."

Biz ne olacağız özneli tam bir 'Ben' çekimi. Herkes bu düşünceyi beynine odaklamış durumda. Oysa bunun bir nevi savaş olduğunu unutmamak gerekirdi. Savaşın dayanışma ve topluca kazanılacağını bilmek gerekirdi. Olmadı. Dağıldık. Korona öne geçti. Hapsetti bizi evlerimize.

Şimdi açlığın da, eğitimin de, yoksulluk ve birçok hastalığın da önüne geçti ölüm Koronası.

Böyle yaşamak çok zor olacak. Bakkala ekmek almaya gidemez, pazara çıkamaz hastaneye gidip ilaç yazdıramaz olduk. Komşu eş ve dostla görüşüp konuşamaz, yakınlarımızın cenazelerine gidemez olduk.

Bozdu bizi Korona.

Tam bir travma. Buna büyük beyin sınavı demek daha doğru olurdu aslında.

Hastalık öncesi ve sonrası, ölümlerle yaşamı devam ettirmek.

Büyük bir sınav.

Kazan kazanabilirsen!

Koronadan sonra ne olacak?

Millet topyekûn bunalıma girmek üzere.

Bu toplumsal çöküntü yetmiyormuş gibi yetkililerden ses yok. 

Bizi nasıl bir Dünya bekliyor?

Bize bir moral verecek yok mu?

Ölüyoruz.

Ölümü bekliyoruz.

Gecemiz gündüzümüz birbirine karıştı. Nereye kadar böyle devam edecek bu zavallı hayatımız.

Cevap verecek yok mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum