Seçimler Ve Umut Dağlarının Altında Kalmak!

"On yıllık başkanlık zaten bana büyük onurdur. Acısıyla tatlısıyla 10 yıl içinde bize oy veren Karşıyaka'ya teşekkür ediyorum."

Hiç kimseye kırgın olmadığını, CHP ve halkın on yıl belediye başkanı olarak kendisini iki dönem seçtiğini aktararak teşekkür eden, duygu dolu sözlerin sahibi, İzmir’in metropol ilçesi Karşıyaka Belediye başkanı Cevat Durak idi.

Bir 10 yıl belediye başkanı olarak hizmet etmek, düşünce üretmek, halkın sevgisini, saygısını kazanmanın yanında kiminin öfke ve nefretini duymak, bu arada sabah kapıya makam arabası gelmiş, gittiğin yerlerde karşılanıyorsun, başköşeye konuluyorsun, başkan diyerek alkışlanıyorsun, kimine imar verirken, kiminin gecekondu evini yıkıp başına geçiriyorsun. İyi kötü 5-10 hatta 20 yılını bu şekilde başkan olarak sürdürüyorsun…

Peki, böylesi güzel de yerine başka bir adaya şans verelim dendiğinde kıyameti koparmak, başka anaların neler doğurduklarını akla getirmiyorsun. Hemen istifa edip başka partiye geçmek… Nerede kaldı senin safın, nerede kaldı senin partin ve idealistliğin…

Üstelik ülkede MİT, İnternet, HSYK yasalarının yarattığı sıkıntı ve gerginlikleri hissedenler, Medyada “Muhaberat” manşetlerini okuyanlar, CHP’ye umut bağlayanlar partide yerel seçim adaylık ve tartışmalarını gördüklerinde şaşkınlık yaşadılar bir an. Seçim döneminde olağan geçici kırgınlıklar yaşanmasının ardından sular duruldu.

Ana muhalefet olarak CHP, iktidarı kontrol eden bir güç olması yanında, iç sorunlarını aşmış, millet için umut olduğunu tüm kadroları ile her daim hissettirmek zorundadır.                                                                                                                                                

CHP Kuşadası Belediye Başkanı Sayın Esat Altungün Bey, CHP ilçe başkanlığından beri çalışkan, sevilen ve saygı duyulan bir kişiliktir. Belediye Başkanı olduğunda çalışmasına rağmen bir Kuşadalı olayı şöyle özetler;“Esat Başkan bir adalı, bir esnaf, Kuşadası’nın sorunlarını bir bilen olarak kendisinden öyle şeyler bekleniyordu ki, bir anda sorunları çözecek, dertleri bitirecek, adayı uçuracak zannedildi. Başkan çalıştı, çalışmasına da ama beklenti çok büyüktü” diyerek ilginç bir yorumda bulunur. Nitekim Başkan CHP ile birlik mesajı verir.                   

Didim’de Başkan Kamacı iki dönem başkanlık yapmış, ağırlığı olan bir kişilik. Şüphesiz büyük bir oy tabanı var. 11 Şubat günü CHP İl Merkezine yapılan çıkarmada gelenler bindirilmiş kıtalar değildi. İki dönem başkanlık yapma şansını yaşamış, aday gösterilmediğinde Sayın Kamacı, parti değiştirmek yerine Didim ve Didimli için bir başka şekilde hareket edemez miydi? Bir dernek veya cemiyette görev yapsa hoş olmaz mı idi? Genel seçimler için hazırlık düşünemez mi idi? CHP Genel Merkezi bu adayların gönlünü alamaz mı idi?  Artık bu konuda sözün bittiği yerdeyiz…                                                       

Aydınımızda, anlaşılan kaba kuvvete bel bağlayanların cenahında değişen bir şey yokmuş meğer. Bir de akçacı, cukkacı, çıkarcılar türedi ki, her yere çomak sokan, her yere nane-limon olmaya çalışan, yanı, yönü karışık bu kesim sözde kamuoyu yaratmak adına internet sitelerinde gezinip ağır, uçuk, kaçık yorumlar ile yerme gayretleriyle kimi adayları parlatma çalışmalarının asıl gayesi, yeter ki Çerçioğlu kazanmasın yırtınışlarından başka bir şey değil. Hatta CHP’ye demokratlık dersi vermeye bile kalkıştılar ki, mikser görevi yaparak şimdilik el ovuşturup beklemekteler.                                                                  

Ama unuttukları bir şey var, CHP’de kol kırılır, kalır yen içinde…

**                                                                                                                      

Hangi partili ile konuşsam seçimi kesinlikle kazandıklarını, hatta bu işin çoktan bittiğini söylemekteler. Kazanmak inanmaktan geçer şüphesiz. Bizim bile karıncanın safı gibi bir safımız var ki, bir yandan da geçmiş yıllardan “seçim bu” demeyi de zorunlu kıldırıyor. Asıl anlatmak istediğim olay, Aydın köylerinden iki gencin konuşmalarını işittim.                                                                                                                     

“Seçimi kim kazanır”                                                                                                

“Abi o iş bitti bile”                                                                                                        

“Nasıl yani”                                                                                                                  “

Şu anda iki puan öndeyiz.”                                                                                 

“Hayırlı olsun!”                                                                                                  

Dediğimde kendi aralarında yüksek sesle konuşmalarından anladığım kadarı ile seçim sonrası planlarını anlatıyorlardı. Ama sonrasında bir tersi durum yaşanması halinde umut bağladığı dağların altında kalacaklar ki onlar adına inanın içim burkuldu.                          

En büyük dertlerden birisidir Aydınımızda gençler için iş sahası olmaması…

Vekillerimizin ilimiz gençleri için el ele vermesi, birlikte gençlere iş sahaları açılması

için gerekli araştırma ve çalışmalarda bulunmaları elzemdir.

Nasıl olacak? Cevap, çare ve umut yine onlardadır.

İktidar desteğiyle yatırımların ilimize kaydırılması yine vekillerimizin kendi ellerindedir.

Bazı illerimizin TBMM’deki vekilleri, bürokratları ve işadamları ile birlik beraberlik içerisinde bir olup, pir olup yumruk gibi etkin adımlarını görüp izledikçe,

-Bizim Aydın’lımız niye yapamıyor?

Diye sormaktan bir kez daha kendimizi alamıyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum