Afganistan dramı

Orhan ERDEM

Afgan halkı emperyalizmin zulmüne uğramış mazlum ve mağdur bir halktır. Afganistan jeopolitik konumu dolayısıyla tarih boyunca Asya’nın zenginliklerine göz diken Batılı emperyalistlerin ilgisini çekmiştir. Afganistan’a hakim olan Çin, Hindistan Orta Asya coğrafyasını kontrol eder. İpek Yolu Afganistan’dan geçer. Stratejik Hayber geçidi Afganistan’ı Çin’e Orta Asya’ya bağlar. Antik Çağ’da Makedonya Kralı İskender Hindistan’a ulaşmak için Hayber Geçidini aşmaya çalışmıştır.

Afganistan 1722 tarihinde Ahmet Şah Dürrani tarafından bağımsız bir devlet olarak kurulmuştur.

İngilizlerin Asya kıtasındaki emperyalist emelleri 1839’da Afganistan’ın işgaline ve Afgan-İngiliz Savaşının çıkmasına sebep olmuştur. Uzun yıllar süren mücadeleden sonra 1878-1880 Candamak Anlaşması ile İngilizler Afganistan’dan çekilmişlerdir. Afganistan liderlerinden Eyüp Han, Sirali Han emperyalistlere karşı büyük mücadele vermişler, 3 Mayıs 1919’da Afgan birlikleri Hayber Geçidini aşarak Bağ şehrini ele geçirmişlerdir.

8 Ağustos 1919 Rawalpindi Anlaşması’yla Afganistan bağımsızlığını kazanmış, İslam aleminde bağımsızlığını kazanan ilk ülke olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda genç cumhuriyetimizi ilk tanıyan dost ve kardeş ülke Afganistan’dır. Türkiye Cumhuriyeti ile o günden bugüne dostane ilişkiler devam etmiş, bugünlere gelinmiştir.

Afganistan 1980 yılında Sovyet işgaline uğramış, 10 yıl mücahit gruplar Sovyet işgaline karşı amansız bir mücadele vermiş, Rusların mağlup olmasıyla işgal sona ermiştir.

New York’taki  ticaret merkezinin 11 Eylül 2001 yılında bombalanmasının sorumluluğunu ABD, Afganistan’da konuşlanan terör örgütleri üzerine yıkarak İslam alemine karşı  Haçlı Seferi başlatmıştır. Bunu gerekçe göstererek Afganistan’ı işgal etmiş.  Amerika 20 yıl terörist kabul ettiği Taliban örgütüyle savaşmış ve mağlup olmuştur. Bugün Afganistan’ın tamamını kontrol eden Taliban ülkeye hakim olmuş,  Amerikan işgali sona ermiştir.

Afganistan’ın emperyalistlerle olan mücadelesinden  alınacak dersler vardır. Hiçbir ülke yabancı güçlerin destek ve yakınlığı ile ayakta duramaz. ‘’Bağımsızlık himaye ve vesayet kabul etmez.’’

Kültür emperyalizmi her ülke için büyük bir tehdittir. Kültür emperyalizmin tahribatı asırlar süren mücadeleyle bertaraf edilebilir. İngiliz emperyalizmi işgal ettiği bütün ülkelerde yerel kültürleri ve değerleri yıkmış, kendi dilini ve kültürünü o ülkelerde yerleştirmiştir. İşgalden sonra her ülkede milli güçlerle İngilizlerin yetiştirdiği ülkesine yabancılaşmış kadrolar arasında çatışmalar çıkmış kaos yaşanmıştır.

Osmanlı devletinin son elli yılında imparatorluğun her yerinde Amerikan emperyalizmi eğitim ve öğretime el atmış, Amerikan kolejleriyle emperyalist amaçlarını kültürel olarak gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bu okullarda yetiştirilen aydınlar Ermeni, Rum Hristiyan  unsurlarla iş birliği yaparak , Osmanlı Devleti’nin yıpranmasına ve yıkılmasına sebep olmuşlardır. 1912 Balkan Savaşı’nda Selanik şehrini Yunanlılara 25 bin askeriyle beraber tek kurşun atmadan teslim eden Hasan Tahsin Paşa gibi hainler içimizden çıkmıştır. Osmanlı-Rus savaşında Ruslardan büyük rüşvet alarak ordunun dağılmasına ve savaşı kaybetmemize sebep olan müşir Mehmet Ali Paşa (Yahudi kökenli ) bu ihanetinin bedelini hayatıyla ödemiştir.

Bugün Afganistan’ın başına gelen kültür emperyalizmin neticesi felaketler, Batıcı mukallit kadroların işidir. Tarihte eşi az görülen dramatik durumlara sebep olmuşlardır.

Emperyalistler halkları Müslüman olan devletlerin başına kendilerinin kul ve kölesi olacak manda zihniyetli kadroları getirmişlerdir. Buna razı olmayan lider ve grupları tasfiye etmişlerdir. Bu işgallerden kaos, iç çekişme, terör ve bölünmüşlük, iç savaş, siyasi istikrarsızlık, hukuksuzluk, milli ve manevi değerlerden uzaklaşma, yabancı hayranlığı, sömürü, fakirlik çıkmış, cehalet İslam âleminin yazgısı olmuştur.  Mazlum ve mağdur dünya milletleri Afrika halkları bu mağduriyetleri çok acı yaşamışlardır. Bugün bu oyunu bozacak tek ülke Türkiye’dir. Nerede mazlum bir halk varsa Türkiye oradadır. Azerbaycan’da,  Libya’da, Suriye’de oynanan bu emperyalist oyunlar devletimizin himmet ve gayretiyle bozulmuştur. Aynı tezgâhı Türkiye’de kurmak isteyen hainler Türk milletinin birlik, beraberlik ve feraseti sayesinde her seferinde hüsrana uğradılar. Bu mesele hükümet meselesi, siyasi bir mesele değil; istikbal ve istiklal meselesidir.

Bugün Afganistan’da gelinen nokta Afgan halkının huzur ve mutluluğu barışın tesisi ve terörün sona erdirilmesi hususunda Türkiye üzerine düşen görevi kardeş ve dost Afgan halkından esirgemeyecektir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.