Aydın siyasetinde her gün yeni bir perde açılıyor ama sahnelenen oyunun kalitesi gittikçe düşüyor. Perdede başrolde Özlem Çerçioğlu var. Rolü ise basit: “CHP’den ayrılıp AK Parti’ye geçerek yeni bir sayfa açan başkan.” Ancak perde arkasına baktığınızda gördüğünüz şey, yeni bir sayfa değil; eskimiş defterlerin aynı sayfalarının yeniden çevrilmesi, üstelik kirli sayfaların daha parlak bir ciltle halka sunulması.
Bugün Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde yapılan atamalara baktığımızda karşımıza çıkan tablo, siyasetin çürümüş zihniyetini bir kez daha ifşa ediyor. Efeler Belediyesi’nde görev yaptığı dönemde şaibelerle anılmış, kamu vicdanında derin yaralar bırakmış isimler, şimdi Büyükşehir’in en üst kademelerinde oturuyor.
MUTTALİP ÖZSEMERCİ VAKASI: BİR VİCDAN AZABININ HİKÂYESİ
O isimlerden biri: Muttalip Özsemerci. Adını duyanların aklına hemen Adem Özdemir’in hazin hikâyesi gelir. Çünkü Özsemerci, o utanç verici sürgün kararının altına imza atan isimdir.
Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin’in şehir dışında olduğu, Barış Altıntaş’ın da başkanvekili olduğu bir gün… Özlem Çerçioğlu’nun talimatıyla harekete geçildi ve Efeler Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’nde çalışan Adem Özdemir “AK Partili olduğu” gerekçesiyle sürgün edildi. Evet, Adem Özdemir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hayranıydı. Bir memurun siyasi görüşü üzerinden fişlenmesi zaten başlı başına bir demokrasi ayıbıyken, ona reva görülen uygulama zulmün ta kendisiydi.
49 yaşındaki Özdemir, Yoklama Birimi’ne kaydırıldı. Görevi, sokak sokak dolaşarak tabelaların ölçümünü yapmaktı. 300 bin nüfuslu Efeler’de adım adım gezdirilmek, apaçık bir mobbingdi. Amaç hizmet değil, kişisel bir hıncın tatmini idi. Adem’in tek suçu, dürüstlükten şaşmamaktı. Savcılığa gidip gördüklerini gizlemedi, saklamadı. “Doğruyu gördüm, doğruyu söylüyorum” dedi. İşte o doğruluk onun başına bela oldu.
Takvimler 7 Mayıs 2025’i gösterdiğinde sürgün yazısı eline ulaştı. O an dünyası başına yıkıldı. Ağır mobbing ve baskı, zaten yorgun düşmüş bedenini çökertti. Üç gün sonra kalbi dayanamadı ve geçirdiği krizle hayata gözlerini yumdu. Şimdi soruyorum: O karara imza atan Özsemerci, nasıl oluyor da bugün Büyükşehir Belediyesi’nde Kent Estetiği Daire Başkanı yapılıyor? Bu ödül müdür, yoksa siyasetin kara mizahı mı?
İBRAHİM METİN BAŞER: ŞAİBELERDEN ASKİ’YE UZANAN YOL
Gelelim diğer bir isme: İbrahim Metin Başer. Efeler Belediyesi’nde görev yaptığı dönemde adı şaibelerle anıldı, rüşvet iddialarıyla gündeme geldi. Birçok müteahhit açıkça “bize rüşvet talebiyle geldi” diyerek onu hedef gösterdi. Normal şartlarda bu tür iddiaların muhatabı kamu görevinden el çektirilir, en azından hakkında soruşturma açılır. Ama ne oldu? Başer bugün ASKİ’de müdür koltuğuna oturtuldu.
İşte Aydın siyasetinde liyakat kavramının nasıl içinin boşaltıldığının en net göstergesi. Artık biliyoruz ki bu şehirde koltukların anahtarı dürüstlüğe, başarıya ya da temiz sicile göre değil; sadakate, geçmişte verilen hizmetlere (!) ve kişisel bağlılığa göre dağıtılıyor.
AK PARTİ’NİN SESSİZLİĞİ: SESSİZLİK Mİ, ONAY MI?
Gelelim işin en can alıcı noktasına: AK Parti’nin sessizliği.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hayranı bir memur olan Adem Özdemir’i ölüme götüren süreçte rol oynayanlar, bugün ödüllendirilirken; AK Parti Aydın teşkilatı tek kelime etmiyor.
Peki hani nerede “temiz siyaset” nutukları?
Hani her kürsüde tekrarlanan “adalet ve kalkınma” vaadi?
Bugün Özlem Çerçioğlu’nun “ödül gibi” dağıttığı bu koltuklara ses çıkarmayacaksanız, yarın halka hangi yüzle çıkıp ahlak dersi vereceksiniz?
Siyaset, sadece rozet değiştirmek değildir. Siyaset, halka karşı sorumluluk taşımaktır. Eğer AK Parti Aydın İl Başkanlığı bu atamalar karşısında sessiz kalmaya devam ederse, bu sessizlik kamuoyunda bir onay olarak algılanacaktır.
SON SÖZ: MESELE İDEOLOJİ DEĞİL, MESELE KOLTUK
Aydın halkı balık hafızalı değildir; insanlar yaşananları da, kimin hangi kararın altına imza attığını da gayet iyi hatırlar. Bugün önümüzde duran tablo, siyasetin en çıplak gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor: Koltuk paylaşımı, değerlerin, ilkelerin ve vicdanın çok önüne geçmiş durumda.
Şimdi soruyorum: AK Parti Aydın İl Başkanlığı bu rezalete ne diyecek? Sessiz mi kalacak, yoksa “siyasetin cilvesi” deyip üç maymunu mu oynayacak?
Eğer susulursa, halkın hafızasında şu cümle kazınacak:
“Demek ki mesele ideoloji değil, mesele koltuk!”
Ama unutmayın, bu mesele sadece Adem Özdemir’in kişisel dramı değildir. Bu mesele, Aydınlıların vicdanıdır. Ve o vicdan, bugün gördüğü manzara karşısında kanıyor.
Buradan sesleniyorum: Yarın hesap günü geldiğinde sadece Adem Özdemir’in değil; dul kalmış bir annenin feryadı, gözü yaşlı iki çocuğun masum bakışı ve tüm Aydınlıların vicdanı yakanızda olacak.