Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yine bildik manzara: Özlem Çerçioğlu sahnede. Hırsı dizginlenemeyen, nezaketi çoktan unutan, despotluğu “yönetim tarzı” haline getirmiş bir belediye başkanı. Onu tanıyoruz. Defalarca yazdık. “Huysuz, kindar, bencil, faşist”… Bu listeyi ezberden sayacak noktaya geldik. Yeni bir şey değil yani, sadece aynı filmin tekrarını izliyoruz.
Ama bu kez hedef AK Partililer, MHP’liler değil. Hayır, hayır… Onlarla yıllarca cebelleşti zaten. Bu kez sıra eski yol arkadaşlarında. Çeyrek asır beraber siyaset yaptığı CHP’lilerde… Yani dün “can ciğer” denilenlere, bugün “öteki” muamelesi. Bravo! İhanetin böylesi ders kitaplarına girmeli.
Mecliste yaşanan son gerginlik öyle sıradan bir “söz hakkı” tartışması değil. Mesele doğrudan halkın iradesi. Vali Yakup Canbolat nezaketle tarafları uyarmış: “Meclis huzurlu geçsin, sakin olun” demiş. İyi de, kim dinledi? CHP grubu tavsiyeye uymuş, sadece ilçe başkanlarıyla gelmiş. Ama bir bakıyoruz ki izleyici locası AK Partililer ve belediye personeliyle hınca hınç dolmuş. Ne güzel denge değil mi?
Asıl skandal ise Ömer Günel’e —CHP Grup Başkan Vekili’ne— söz hakkı verilmemesi. Meclis teamülleri ortada, kural belli. Grup başkan vekiline söz vermemek sadece siyasi görgüsüzlük değil, düpedüz demokrasiye tokat atmaktır. Günel’in dediği gibi, bu sadece 47 meclis üyesinin değil, 344 bin oyun susturulmasıdır. Hani şu, “sandığın kutsallığı” diye övünülen irade var ya, işte onun kapatılan mikrofonla boğulması.
CHP grubunun talebi açık ve net: Meclis canlı yayınlansın. Millet iradesi, milletin gözü önünde tartışılsın. Gizlenecek ne var? Halktan saklanan neyin telaşı? “Hizmet ediyorsak halk görsün” demek aslında bu kadar basit. Ama belli ki şeffaflık bazılarına fazla geliyor.
AK Parti İl Başkanı Mehmet Erdem’in sözüne bakalım: “Meclis hizmet platformudur, eylem yeri değil.” Çok doğru. Ama ben bu lafın muhatabının CHP değil, bizzat Özlem Çerçioğlu olduğunu düşünüyorum. Çünkü Çerçioğlu değişmedi. Dün AK Partililere ve MHP’lilere yaptığını, bugün eski yol arkadaşlarına, CHP’lilere yapıyor.
Üstelik öyle bir üslupla ki… Bir belediye başkanına, hele ki bir hanımefendiye hiç yakışmayacak cinsten: Hakaret, küçümseme, rencide etme… Yetmedi, devletin polisinin tartaklanmasına zemin hazırlama.
Peki neden? Kaos çıksın da meclis ertelensin diye.
Niye ertelensin? Çünkü amaç belli: CHP Meclis Grubu’ndan adam devşirmek. Çok “ince” bir siyaset tarzı doğrusu(!).
Ama soruyorum:
Biz bu “ince siyaseti” daha ne kadar izlemek zorundayız? Altı satılık meclis üyesi bulunana kadar mı?
Yazık… Yazık… Yazık…