Basın açıklamasında, son günlerde yerel basına da yansıyan olayın ayrıntılarına dikkat çekildi. Yargılaması devam eden bir dosyanın sanığının, mağdur vekili olan avukata yönelik hakaret içerikli ifadeler kullandığı, ayrıca sosyal medya hesabından “satılık silah arıyorum” şeklinde tehdit içerikli paylaşımlar yaptığı belirtildi.
Açıklamada, hiçbir avukatın görevini ifa ettiği için hedef gösterilemeyeceği, tehdit edilemeyeceği ve şiddete çağrışım yapan ifadelerle baskı altına alınamayacağı vurgulandı. Avukatlığın, yargının kurucu unsurlarından biri olduğu hatırlatılarak, meslektaşların güvenliği ve itibarının hukukun üstünlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğu ifade edildi.
Baro yönetimi, olayda uygulanan adli sürece ilişkin de eleştirilerini dile getirdi. Aynı fiillerin bir hâkim veya savcıya yönelmesi hâlinde tutuklama tedbirinin işletilmesinin kuvvetle muhtemel olduğu, ancak avukata karşı gerçekleşen tehdidin Sulh Ceza Hakimliği kararıyla adli kontrolle sınırlandırılmasının kamu vicdanında haklı bir sorgulama yarattığı ifade edildi. Bu durumun, savunma makamının yargı içerisindeki yerini zedelediği vurgulandı.
Aydın Barosu, bu tür eylemlerin yalnızca bireysel bir saldırı değil; savunma makamına, adalet mekanizmasına ve toplumun hukuka olan güvenine yönelik ciddi bir tehdit olduğunu belirterek, meslektaşlarına yönelen her türlü hakaret ve tehdidi şiddetle kınadığını duyurdu.
Sanığın silah edinmeye yönelik paylaşımlarının Türk Ceza Kanunu kapsamında açıkça suç teşkil ettiği belirtilirken, gerekli hukuki süreçlerin başlatıldığı ve meslektaşın can güvenliğinin sağlanması adına ilgili makamlarla temasın sürdüğü ifade edildi.
Açıklamanın sonunda, avukata yönelik şiddet, tehdit, hakaret ve tacize karşı “sıfır tolerans” ilkesinin kararlılıkla uygulanmaya devam edileceği vurgulandı.