Bahtiyar Bahtıkara Bahtı

Nevzat ARSLAN

Geçtiğimiz yıl yolumuz düşmüştü.                                                                    

Fethiye’de bir kalabalık, bir kalabalık…                                                                    

Herkes merakla o yöne seğirtiyor.                                                                

Öğreniyoruz ki; Fethiye yakınındaki Muğla’nın yeni ilçesi Seydikemer’de çevrilen Ergin Yılmazer yönetmenliğinde “Bahtiyar Bahtıkara gırık bi aşk hikâyesi” adlı filmin ekibi. Kadir Çöpdemir, Yeşim Salkım, Nedim Saban ve Gülnihal Demir’in oynadığı filmde 36 kez evlenmekten son anda anası yüzünden ayrılmak zorunda kalan Bahtiyar Bahtıkara adlı filmin çekimi yapılmakta.

19 Mayıs’ta gösterime girecek filmde, Bahtiyar Bahtıkara bahtının açılması için çabalamaktadır.  Bu arada köye yeni taşınan, başından iki evlilik geçmiş dul Pakize Hanım ile bu defa ne olursa olsun mutlaka evlenmeye kararlıdır. Bu kez anası ölmüş, şansa bakın ki, yeğenleri engel olarak ortaya çıkmıştır.

Dünya’da kendi kendine yeten ülkeler arasındayız. Ülkenin kötü gününde kenetlenmeyi bilen bir milletiz. Bize bir şeyler oldu, ekonomimiz, eğitimimiz sorunlu. Dolandırıcılık, terör, işsizlik yanında bir o kadar tembelleştirildik. Toplumun tüm katmanlarında bir bezginlik, sorumsuzluk, ataletsizlik hâkim. Eğitim toplumun temelidir. Bizi yönetenler eğitimizi hallaç pamuğuna çevirdi.

Gazze’ye gideriz diye posta koy, gideme. İsrail’e posta koy, İsrail bizim çimentomuzla Müslüman Gazze’ye beton duvar inşa ededursun. ABD ile yaşanan sorunlarda tınlanmadığımızı, medyadan öğreniyoruz ki; gelinmemesi de kayıp değil mealinde sözler de devlet katında yaralayıcı bir dil olsa gerek.

Ülkede referandumda YSK,  “Evet” çıktığının ilanından çok geçmeden 10-15 gün sonrasında Atatürk aleyhinde yayınlar, açıklamalar başladı. Bu açıklamaların özü ise, sadece belden aşağı, özel konular olması düşündürücü. Bu şekilde incitici, iz bırakıcı bir kampanya yapılması manidardır. Aklı belden aşağı olanların, birinin başını tutmuşçasına bir anlatım içinde olmaları, küçümsenecek bir hareket değil.

Şu ortalıkta dolaşan sözlere bakınız. Piç, genelev kadını, kerhane sözleri kimlerin ağzında? Kim için sarf ediliyor? Adam giymiş takkeyi, önünde ciltli dini yayınlarla poz verirken, ağzından çıkanı kulağı duymuyor.

Hemşerimiz, ünlü deprem uzmanı, bilim adamımız, Prof. Dr. Ö.Ahmet Ercan ise; “Türkiye’nin asıl en büyük depremi Ankara’da olacak” demektedir. “Cumhuriyeti, Özgürlükleri ve demokrasiyi kaybetmekten daha büyük deprem olabilir mi?” Diye sormakta.  

Bir şeylerin düzelmesini beklerken, öteden bir başka sorun depreşmekte.                     

Bahtiyar Bahtıkara’nın bahtından pek farkımız yok gari.                            

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.