CHP’nin Truva Atı: Deniz Baykal

Mehmet EROĞLU

Değerli okurlar mitolojide Truva savaşları denen ve Akhaia’lılarla Truvalılar arasında M.Ö.1250 ve 1220 yapılan savaşı büyük ozan Homeros’un İlyade destanında ölümsüzleştirdiği bu savaşı en ince teferruatına kadar anlatır.

Akhaia’lılarla Truvalılar arasında yapılan bu uzun savaşta hiçbir netice alamayınca Akhaia’lılar bir plan yaparlar. Devasa bir at heykeli yaparlar.

Heykelin içine de kırk cengâverler yerleştirirler.

Truva ileri gelenlerin yanına giderek “Artık bu anlamsız savaşa bir son vermek istiyoruz. Bu saatten sonra biz geniş karınlı gemilerimize binip ülkemize dönüyoruz. Bu atı da savaş anısı olarak size bırakıyoruz” deyip çekilirler. Ordularını deniz kenarında bir yere saklarlar.

Akhaia’lıların gittiğini sanan Truvalılar şehir surunun dışında duran bu tahta atı içeri alırlar. Zafer sarhoşluğuna kapılan Truvalılar gece yarısı sızıp kalırlar. Bunu fırsat bilen Akhaialar atın içinden inerek kapıları açarak Akhaia ordusu Truva’ya girerek çok büyük kıyım yaparlar.

O nedenle olumsuz iş yapan veya bulunduğu topluma zarar verenlere “Bu Truva atına beziyor” denir.

Yukarda anlatılan Truva savaşının simgesi olan Tahta atın görüntüsünü şimdi CHP içindeki olumsuz rolü ile Sayın Deniz Baykal yürütüyor

Ülke kan gölüne dönerken ağzını açmıyor çağ dışı eğitime, yokluğa yolsuzluğa sesini çıkarmıyor ve AKP olumsuz yönetimine tek bir kelime söylemiyor.

Daha da kötüsü Ahmet Hakan’ın karşısına geçince AKP’yi savunuyor Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor.

Kılıçdaroğlu’nun çekilmesini istiyor.

Baykal, Kılıçdaroğlu’nu hiç sevmez ve istemez ama o kaset olayı ortada durduğu sürece genel başkan olamayacağını kendisi de iyi biliyor.

Sizler hiç duydunuz ve gördünüz mü milletvekili seçildiği günden bu zamana kadar meclis kürsüsünden bir konuşma yaptığını.

Baykal İlk büyük şaşkınlığı kaset olayı sonrasında yaşadı.
O çirkin olay patladı ve Baykal partisinin genel başkanlığından istifa etmek zorunda kaldı. Yaptığı basın toplantısında cemaati hiç suçlamadı.
“Kaset konusunda Pensilvanya’nın (cemaatin) hiçbir rolü ve katkısı yok.”
Böylesine kritik ve kimin tezgâhladığı bugün bile bilinmeyen bir konuda cemaati niçin savunmaya kalktı?

Zamanın hükümetinin hiç mi suçu yoktu?

Sayın Kılıçdaroğlu genel başkanlığı sanki Baykal’dan zorla almış gibi hırsını ve kinini hiç bırakmadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip 7 Haziran seçimlerinden hemen ardından kendisini arayıp Ankara’ya davet etti. Antalya’dan uçağa atlayıp Ankara’ya gitti ve ikisi buluştular.
Baş başa verip birkaç saat boyunca konuştular.
O kadar saat ne konuştukları bugün bile bilinmiyor. Klasik ve geleneksel protokol lafları dışında hiçbir açıklama yapılmadı ama bu esrarengiz buluşma ister istemez kulaklara kar suyu kaçırdı, kuşku uyandırdı.
O görüşmede acaba neler konuşulmuştu? Geleceğe yönelik bir pazarlık var mıydı? Baykal konuşmasında partisini eleştirmekle kalmayıp hükümetin Suriye başta olmak üzere bazı uygulamalarına destek veriyordu!
Yandaş iktidar medyası ve iktidar kesimi bu fırsatı doğal olarak kaçırmadı.
 Hepsi Baykal Bey’e teşekkür ediyordu.
“Aferin sana Deniz Baykal, doğruları söyledin… Sen gerçek bir devlet adamısın!” 
Onun partisine ve genel başkanına eleştirileri ve en zor döneminde iktidara övgüler yağdırması doğal olarak  Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu pek sevindirmişti.

Bu methiyeler AKP için neredeyse can simidi olmuştu.

Partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu…
Ve Baykal Bey’e o da kürsüden teşekkür etti:
“Sayın Baykal bir devlet adamına yakışan ciddiyetle konuştu. Kendisine teşekkür ediyorum.”

Yazık ki çok yazık.

Emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın şu sözleri bence çok önemli:

“Başkanlık sistemi geldiği takdirde başkan yardımcısının kimin olacağı şimdiden belli oldu!” 

Yazık çok yazık bu adamı CHP yıllarca sırtında taşıdı.

Bir arkadaşım Facebook’da şöyle diyor:

“Sen genel başkan iken CHP baraj altında bırakmadın mı?

O meşhur kasetin ortaya çıkınca istifa etmeye mecbur kalmadın mı?

CHP bu güne kadar başarısız kalmasının sebebi sen değil misin?

Yaşın 80 olmuş hala hizipçisin…

Rahmetli Bülent Ecevit, bu hizipçiliğin yüzünden seninle yan yana gelmek istemezdi.

CHP üzerine gölge etme artık sevilmiyor ve istenmiyorsun.

Artık anla ve bırak CHP’nin yakasını.

Sana biat edip arkanda dolanan bir iki milletvekili ile hiçbir şey olamayacağın aşikârdır.

Dün bir arkadaşım telefonda diyor ki “Baykal ayrı parti kuracakmış.”

Ben de çok sevinirim kursunda boyunun ölçüsünü alsın kendi genel başkanını kötüleyip AKP politikalarını metheden adamın CHP gibi bir partide yeri yok.

Onun Mehmet Sevilgen gibi çok değerli arkadaşları var zaten son yaşında ve son döneminde bir insan anca senin gibi yok olmaya mahkûm olur.

Bir insanın kendine yaptığı kötülüğü başkası yapamaz.

Atık CHP’ye yakışmıyorsun kafana göre istediğin yere gidebilirsin Sayın Baykal !

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.