Doğaseverlerden Kocagöl alarmı: "Kocagöl ölmeden…"

Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından düzenlenen Çarşamba Söyleşileri kapsamında bu hafta, Kuşadası’nın deniz kıyısındaki tek lagünü olma özelliğini taşıyan Kocagöl'e dikkat çekildi.

Doğaseverlerden Kocagöl alarmı: "Kocagöl ölmeden…"

Aydın genelinde tarihsel mirasın ve doğal yaşamın korunması adına önemli çalışmalar yürüten EKODOSD’un söyleşi programında bu hafta, belgesel fotoğrafçılar Hülya Mutlu Avcı ve Aysun Ataç konuk oldu. "Kocagöl Ölmeden" başlığıyla gerçekleştirilen etkinlikte, insan eliyle tahrip edilen ve yok olma sürecine giren Kocagöl’ün hikayesi, çarpıcı fotoğraflarla gözler önüne serildi.

“ADI KOCA, KENDİSİ KÜÇÜK BİR GÖL KALDI”

Belgesel fotoğrafçı Hülya Mutlu Avcı, uzun süre sahada yaptığı gözlemlerden elde ettiği karelerle Kocagöl’deki çevresel yıkımı anlattı. Gölün çevresindeki sazlıkların yakıldığını, tatlı su kaynaklarının kurutulduğunu, kirli sularla beslendiğini ve bunun hem doğal yaşamı hem de halk sağlığını tehdit ettiğini vurguladı.

“Adı her ne kadar koca olsa da, yıllardır süren insan baskısı Kocagöl’ü küçülttü” diyen Avcı, su kuşlarının yaşam alanı olan sazlıkların yok edildiğini, gölü besleyen kaynakların kesildiğini ve plajlara akan atık suların halk sağlığı açısından büyük bir tehlike yarattığını belirtti. Avcı'nın anlatımları sırasında gösterdiği fotoğraflar, gölde yaşam mücadelesi veren canlıların dramını da ortaya koydu.

“ANTROPOSEN ÇAĞDAN BELGESEL HİKAYELER” PROJESİ

Söyleşi hakkında bilgi veren EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, etkinliğin iklim değişikliği ve çevresel tahribat konularında farkındalık yaratmak amacıyla düzenlendiğini ifade etti. Sürücü, “Antroposen Çağdan Belgesel Hikayeler” başlığı altında yürütülen kolektif fotoğraf projesi kapsamında, yaşanan çevre felaketlerinin yalnızca istatistik değil, gözle görülür hikâyelerle aktarılması gerektiğini vurguladı.

“DİLOVASI: FABRİKA-KENT’İN SESSİZ ÇIĞLIĞI”

Söyleşinin bir diğer konuğu Aysun Ataç ise "Dilovası" başlıklı sunumunda, bölgedeki sanayi baskısının insanlar üzerindeki etkilerini fotoğraflarla anlattı. Ataç, Dilovası’nın Türkiye’deki birçok yerleşim yerinden farklı olarak “fabrika-kent” yapısıyla dikkat çektiğini ve burada yaşayan insanların yalnızlığını ve çaresizliğini belgelediğini dile getirdi.

Etkinlik sonunda, Hülya Mutlu Avcı ve Aysun Ataç’a teşekkür belgeleri, proje editörleri Özcan Yurdalan ve Yusuf Aslan tarafından takdim edildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Çevre Haberleri