Geleceğimiz için oy kullanalım

Mehmet EROĞLU

Önümüzdeki Pazar günü yapılacak referandum çok ama çok önemli. Hem Ülkenin kaderini hem de kendi geleceğimiz için önemli. O nedenle sandığa gittiğinizde mutlaka ülkenin ve çocukların geleceği için oy kullanalım.

Anayasa toplumun ortak yaşam belgesidir ve bu konuda uzlaşma olmadan çıkarılan her karar yeni tartışmaları beraberinde getirecektir.

Bundan dolayıdır ki, şimdiki Cumhurbaşkanı uzun süredir halen geçerli olan Anayasa'yı tanımadığını her defasında söyledi ve uzun süredir de yemin ettiği anayasayı değiştirmek için kural tanımadı.

Cumhurbaşkanının tek taraflı kampanya yürütmesi her ne kadar Anayasa ile bağdaşmasa da, zaten tanımadığı Anayasaya sadık kalmaması kendi içinde bir tutarlılık olarak görülebilir.

İşte bu nedenledir ki, önümdeki dönem bu tartışmalar farklı şekilde yine sürecektir.

Uzlaşma değişikliği, başta lider olmak isteyenlerin kendi anayasalarını dayatmaları bu tartışmayı bitirmeyecektir.

Türkiye demokrasiye hazır değildir, o nedenle güçler ayrılığı gereksizdir, meclis, hükümet işlevsizdir, her kafadan bir ses çıkacağına bir kişi karar versin" demek Türk insanına yapılacak en büyük haksızlıktır.

Halkımızın aklı ile alay etmektir. İnsanlara ve siyasetçiye güven azaldı.

Kime güvenmeliyiz? Adam gibi adamlara. Peki, adam gibi adamlar kim nerden bulacağız?

1. Güvenilir insan

2. Güvenilmez insan

Baz insanlarımız çok mutlu, bazıları suskun, bazıları ezik, bazıları sinmiş durumda.

Mutlu olanlarda; gurur, kibir, pişkince arsızlık yüzlerinde açıkça görülüyor.

Mutlu olanların ortak özellikleri: makam, servet, şehvet düşkünü, yalancı, çıkarcı olmalarıdır. 

Toplumu ayakta tutan bütün ortak değerler, paramparça ediliyor.

Her konuşmaların da;  halkımız ya Milletimiz diyorlar. Âmâ Hangi milletten olduklarını açıkça söyleme cesaretinden yoksunlar. Türk Milleti diyemiyorlar “Sözüme dikkat edin millet diyorum” diyor.

Tarihi fırsatı yakalamışlar, kin, öfke ve hınçla saldırıyorlar. Millete tuzaklar kuruyorlar. 

İnsanlarımıza kötülük yapıyorlar. İnsanlarımızı bizden olan veya olmayan diye ayırıma tabi tutuyorlar.

Siyasete kötülük yapıyorlar. Robotlaşmış biat eden etmeyen diye ayırıma tabi tutuluyor.

Medya’ya kötülük yapıyorlar. Yandaş, Candaş diye ayırdılar.

En büyük kötülüğü; dine yapıyorlar. Dindar insanlar ya da değil diye ayırıyorlar.

Yine en büyük kötülüğü eğitime yapıyorlar. Okulları ayırdılar.

Bürokrasi ’ye yapıyorlar. Yeteneksizleri takdir ve taltif ediyorlar.

Toplum ayrışmaya başladı. Bu da çok tehlikeli

Yine en büyük Kötülüğü; Adalet’e yaptılar. Hakim-savcıları ayırdılar. Ülkem de adalete güven kalmadı

Ordumuzu darbeci ordu, cuntacı ordu, millete ihanet eden ordu, katil ordu diyorlar. Asker bizim,  polis bizim.

Kutsal dinimizi siyasete alet ettiler. Tarafsız olması gereken cami imamları camilerde iktidarın borazanlığını yapıyorlar.

Hâlbuki DİN BİRRLEŞTİRİCİ SİYASET AYRIŞTIRICI tarafsız olması gereken en önemlisi imamların uyması gerekmez mi?

Nereye kadar gider bu iş?

Ülkeyi; korku almış bürümüş, adalete güven kalmamış, gelir uçurumu artmış, işsizlik, yoksulluk, açlık almış başını gidiyor, bunları görmemek midir insan olmak?

Toplumumuz da Her vatandaş cumhuriyet, demokrasi, insan hakları, adalet, kardeşlik, mutlu ve huzurlu bir yaşam, geleceğe güven duymak istiyor. Ülkeyi ve çocukların geleceğini tehlikeye atmak istemiyor. 

Adamlığı; kine öç almaya ben ve ötekiyle dökenler, ticarete dökenler ve peşinden körü körüne sürüklenenler, ülkemizi ne hale getirdiğinize bir bakın, elinizi vicdanınıza koyun,  geç olmadan bu ayrıştırma siyasetini terk edin.

Her kafadan bir sesin çıktığı, herkesin her konuda uzman olduğu bir ortamda gerçeklerin ne olduğu anlaşılabilir mi?

Devletin televizyonları bazı partilere kapatılırken bazılarına sınırsız olanak sunulması ayrımcılık değil de nedir.

Bunun için de; yapılması gereken nedir?

Binlerce yıldır aynı coğrafyada kaynaşan bütünleşen toplumun farklı renklerini, sevgi-saygı-paylaşım-adil yönetimle dinamik hale getirmek gerekir.

Bu ayrıştırıcı, bölücü kötülüğe alet olanları, bu topraklar, geçmişte affetmedi, şimdi de gelecekte de affetmeyecek. Bu Millette affetmeyecek.

Bu kötü gidişe hep birlikte 16 Nisan’da DUR diyelim.

Önemli olan şiddet olmasın, kan dökülmesin!

Herkes özgürce düşünebilsin, konuşabilsin ve özgür iradesini kullanabilsin.

Tarafsız, bağımsız ve herkesi kucaklayan bir Cumhurbaşkanının bu günler için gerekli olduğunu görmüyor musunuz?

Bunun çaresi de mutlaka aydınlanma ve adam gibi adamlara güvenmekten geçer. Tarih, akıl, bilim böyle diyor.

Değerli okurlar; oyunu kullanırken A veya B partisine oy vermiyorsun. Ya Cumhuriyetine veya tek adam sultasına oy veriyorsun. İyi düşün ona göre çocuklarınız ve torunların geleceğine oy verin.

Milletvekilimiz Sayın İlhan Kesici diyor ki:

"Bu Anayasa değil, Bana Yasa’dır." 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.