Bir dernek binaları bile olmadan, kahve köşelerinde sazlarını elde, sözlerini gönülden dile getiren sanat sevdalıları, her hafta halkla iç içe olmanın, sokaktaki insanın yüreğine dokunmanın ayrı bir kıymet olduğunu söylüyor. Onlar için bu buluşmalar sadece bir türkü söylemek, bir şiir okumaktan ibaret değil; bu, kültürel hafızayı yaşatma, halkın duygusuna tercüman olma, kadim gelenekleri geleceğe taşıma mücadelesi.
“SANATIMIZI YAŞATMAK İÇİN BİR ÇATIMIZ OLSUN”
Aydın Aşıklar, Ozanlar ve Şairler Derneği Başkanı Ali Nihat Düzgün, derneklerine ait bir binalarının olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu belirterek duygulu ifadelerle seslendi:
“Biz bu toprakların sesi, sazıyız. Sözümüzü halktan, ilhamımızı Anadolu’dan alıyoruz. Her hafta bir kahvehanede toplanıp türkülerimizi söylüyor, şiirlerimizi okuyor, atışmalarımızla halkımıza moral olmaya çalışıyoruz. Ama biz de istiyoruz ki, bu kültürü daha düzenli ve sağlıklı bir ortamda yaşatalım. Sanatımızı ve geleneğimizi sürdürebileceğimiz, gençlerimize aktarabileceğimiz bir kültür evi, bir dernek binamız olsun. Yetkililerden bu konuda destek bekliyoruz.”
DUYGULAR KÖPRÜ OLDU, SÖZLER DİLE GELDİ
Vatandaşlar da her hafta bu etkinlikleri dört gözle beklediklerini, halk ozanlarının söylediği türküler ve okuduğu şiirlerle günlük hayatın stresinden uzaklaştıklarını dile getirerek, bu güzel insanların kıymetinin bilinmesi gerektiğini ifade etti.
Aydın’ın kahvehane köşelerinde başlayan bu kültür nöbeti, belki mütevazı ama gönüllerde derin izler bırakıyor. Sazlar susmasın, sözler unutulmasın, türküler dilden dile, gönülden gönüle dolaşsın diye, her hafta aynı heyecanla sürdürülen bu buluşmalar; Aydın’ın, Anadolu’nun ruhunu diri tutmaya devam ediyor.