Kıvırttıran Kıvırttırana

Mehmet EROĞLU

Erzurum’da Kültür ve turizm il müdürü iken bir arkadaşım bana geçmişte yaşanmış bir hikâye anlattı. Hikâyenin konusu şu:

 

Çok eski bir zamanda etkili ve yetkili bir şahıs Erzurum’a vali olarak atanır. Tabi bütün yetkiler kendisinde olduğundan şehirde büyük bir imar işlerine başlar. Her yeri yıkar yol ve imara açacağım diye fakir, fukaranın evleri başlarına yıkılır. Buna isyan eden halk çaresizlik içinde şehrin ileri gelen birisinin yanına vararak dertlerini anlatırlar. Ağlar ve sızlanırlar. Şehrin önde gelen kişisi ağlayıp sızlananlara sorar.”Bu yetkilinin ağzı var mı varsa merak etmeyin ben bunu hallederim,”der.

 

Bunun üzerine o çok yetkili ve etkili olan zatı ziyarete gider. Hoş beşten sonra yetkiliye sorar. “Efendim ben şu mahallede oturuyorum acaba benim meskenden de yol geçiyor mu,”der. Yetkili şehrin planını çıkarıp inceledikten sonra “Evet sizin meskene de uğruyor,”der. Şehrin ileri geleni de “Efendim benim evin oraya gelince acaba şöyle kıvırttırsak olmaz mı”,diyerek yetkilinin masasına bir kese altın bırakır. Yetkili hemen bu bir kese altını alır masasını gözüne atar. Şehrin ileri gelenine de “Tamam merak etme hallederiz”,der.

 

Yetkili ve etkili akşam olur bir kese altını alır eve gider. Makamda sayamadığı altını evde saymaya başlar. Bu arada evin hanımı yanına gelir sorar.”Bey bu saydığın ne parası,”der. Yetkilide çok enteresan bir cevap verir.”Hanım bu para kıvırttırma parası”.der.

Değerli okuyucular geçen hafta ulusal ve yerel basında çok önemli bir haber okudum. Haberin içeriği ne kadar doğru bilmiyorum.

Ama herhangi bir yalanlama gelmediğine göre haberi doğru kabul ediyoruz.

Haberin içeriği şu:

AKP Aydın belediye başkan aday adayı Süleyman Söylu’ymuş.

Süleyman Soylu şu an AKP genel başkan yardımcısı. Her gittiği yerde yaptığı konuşmasında Sayın Başbakan Erdoğan’a methiler diziyor. Varsa da Sayın başbakan yoksa da Sayın Başbakan.

Bu kadar Başbakana methiler söyleyen AKP içinde Süleyman Soylu gibisi kanımca yoktur.

Bazı arkadaşlarımız yok yağcılık yapıyor diyorlar ama kanımca bu Süleyman Bey Sayın Başbakanın özeliklerini ve niteliklerini herkesten daha iyi biliyor.

Bakmayın onun DP genel başkanı iken Sayın Başbakan hakkında yaptığı olumsuz konuşmalara. O zaman dil sürçmesi olmuştu. Ama sonraları Başbakanı tanıdıkça daha da hayran kaldı. O nedenle kayıtsız şartsız kendini Sayın Başbakanın emrine vermesinde bir sakınca görmedi.

Bunun mükâfatını da daha önceleri ağır bir şekilde eleştirdiği Sayın Başbakanın karşısında hazır ol da duruyorsa da olsun sonunda mükâfatını görecek.

Hem daha önce görenler olmadı mı? Örneğin Ertuğrul Günay gibi.

Sayın Ertuğrul Günay geçmiş de hızlı bir solcu iken aynı zamanda CHP genel sekreterliği gibi bir makamda da bulunmuşken Sayın Erdoğan’a biat etmedi mi? Bunun da yararını görmedi mi?

Elbette gördü. Kültür Turizm Bakanı oldu.

Ama sonunda suyu sıkılmış bir limon gibi kenara atıldı.

O şimdi Twitterden mesaj yazıp duruyor.

Ama bunların içinde geçmişte Sayın Başbakana veryansın edip bir sürü laf edenlerden Mehmet Metiner’de mükâfatlanarak Adıyaman milletvekili seçilmedi mi?

Bir zamanlar Tunceli’den CHP Milletvekili seçilen ve partinin genel sekreter yardımcılığına kadar yükselen Sinan Yerlikaya’da Sayın Erdoğan’a biat etmedi mi?.

Ne diyelim vatana millete hayırlı olsunlar.

Ama eğer doğruysa Süleyman Soylu'nun AKP Aydın adayı olursa çok sevinirim basına epey malzeme çıkar.

DYP daha sonra da DP batırdı çare kalmayınca AKP kapağa attı.

Bu arada Sayın Özlem Hanım'ın işi biraz daha kolaylaşır.

 

Hele yiğit Bulut’a ne dersiniz.  

 

Haber programların da Sayın Başbakana ağır eleştiri yaparken o şimdi Başbakanın başdanışmanı.

Ne diyelim. Benim bu işlere pek aklım ermiyor.

Herhalde bu kıvırtanlar daha iyi düşünüyor.

 

Yavuz Sultan Selim Han hakkında bir hikâye anlatılır. O nedenle bu hikâye bazılarına ders olsun diye olduğu gibi yayınlıyorum.

 

 

YAVUZ SULTAN SELİM HAN'IN İHANETE CEVABI


Bir Gün Padişah Yavuz Sultan Selim pazarda gezerken keklik satılan bir tezgâh görür ve keklik satılan tezgâha yönelir. Bütün keklikler 1 altındır fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve değeri 100 altındır.

Yavuz Sultan Selim sorar:

-Bunlar 1 altın da bu neden 100 altın?

Satıcı:
-Hünkârım 100 altınlık olan ötüşüyle diğer keklikleri kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar.

Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir ve
-Ver o kekliği bana! Der.

Herkes şaşkınlık içinde ne yapacak acaba koca Padişah bir kekliği diye düşünürken Yavuz Sultan Selim kekliğin kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırıverir ve der ki:

-KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR.

 

Değerli okuyucular tarihin derinliklerine inin inceleyin acaba antik dönemler bile geçmişte bunlar gibi kıvırttıranlara hiç rastladınız mı?

Bazıları fikir yoksunu zavallılar.

 

Yine çok sevdiğim bir deveci hikâyesini buraya yazmaktan kendimi alamadım.

 

Vaktiyle ihtiyar bir deveci ölüm döşeğinde yatarken bütün develerini çağırır.

 

—Sizi çok yordum eziyet ettim. Hakkınızı helal edin.

 

—Aman efendim biz her şeyi unuttuk. Hakkımız helal olsun. Yalnız bir şey var ki hazmedemiyoruz.

 

İhtiyar deveci nedir o? diye sorar.

Develer yanıtlar:

 

—Yıllarca şu uyuz eşeğin peşinden gitmek çok acı. Önümüze katacağın başka bir kılavuz yok muydu?

Ah geçmişte yöneticilik yapanlar ah, bizlere yol gösterecek başka bir kılavuz bulamadınız mıydı. Dönekleri ve kıvırttıranları bizlere kılavuz yaptınız.

 

Bakınız Hazreti Ali ne diyor:

Her derde bir deva bulunur, lakin ahlaksızlık ve döneklik illetini iyi edecek bir ilaç yoktur”.

Kalın sağlıkla…

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.