Prof. Dr. Gümüş, konuşmasının ilk bölümünde Fransızca’nın Fransa’da resmi dil oluş sürecini anlatarak, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Fransa’ya verilen kapitülasyonların Osmanlı limanlarındaki ticarete yön verdiğini söyledi. Fransız bayrağı taşıyan gemilerin imtiyazlı konumda olduğunu belirten Gümüş, Rum, Ermeni ve Musevi tebaanın gümrük memuru, tercüman ve tüccar olarak önemli roller üstlendiğini aktardı.
17. yüzyılda Arapça, Farsça, Osmanlıca ve Fransızca’nın diplomasi, edebiyat ve ticaret dili olduğunu hatırlatan Gümüş, Tanzimat Fermanı sonrasında Fransızca’nın Osmanlı topraklarında hızla yaygınlaştığını, 19. yüzyılda Fransız kültürünün adeta bir moda haline geldiğini vurguladı.
Sunumunun son bölümünde Kuşadası’ndaki Fransız izlerine dikkat çeken Prof. Dr. Gümüş, Katolik Kilisesi, Levanten evleri, taş konaklar ve mezarlıklardan örnekler verdi. Türkçe’nin yabancı dillerin baskısına rağmen ayakta kaldığının altını çizen Gümüş, Türkçe’nin matematiksel yapısına da değindi.