Kutsal dini çıkarı için kullanan yobazlar

Mehmet EROĞLU

Sevgili okuyucular Anadolu’da gelmiş geçmiş dinleri tarihi bir süreç içinde incelersek aşağıya çıkarmaya çalıştığım din etkenliğinin toplumda ne kadar derin izlerinin olduğunu görürüz.

Antik dönemlerden beri insanların soyulması ve kullanılması hep dini etkenler kullanılarak yapılmıştır.

Antik çağlardan beri toplumlarda din etken olmuştur. Bütün devletler tek tanrıya inanmaya başlamadan önce veya peygamberler kanalı ile tanrı buyruğu gelinceye kadar toplumlar kendi beyinlerinde yarattıkları ya çok korktukları ya da çok sevdikleri varlıklara tapmaya başlamışlar. Anadolu’da antik dönemde ilk önce Konya Çatalhöyük’te görülen tanrıça Kybele heykelciği Anadolu halkının kadına verdikleri önemi göstermektedir.

Ana tanrıça Kybele doğayı, bereketi, toprağı canlılığı ve verimliliği simgeler. O nedenle tüm tanrıların anası olarak kabul edilmiştir.

Hititlerde yazılı yasaların varlığı, Boğazköy’de bulunan yazılı belgeler arasında yasa maddelerini içeren 2 tablet ve bu tabletlerin kopyaları yapılarak çoğaltılmış paralel metinlerin ortaya çıkarılması sonucu anlaşılmıştır. Hititlerin hukuka bakış açısı, bütünüyle dinseldi. Onlara göre tanrılar, bütün varlıkların hakkını koruyan, adil ve dürüst efendilerdi. Devlet öncelikle toplum düzeninin sağlanması ile yükümlü olduğu için, bireysel öcün en aza indirilmesini ya da tamamen ortadan kalkmasını sağlamaya çalışmıştır

Hitit kral arşivinde bulunan çok zengin dini belgelerin varlığı ile Hitit dini ve törenlerinin çeşitli yönleri hakkında bilgi verdiği belirtilmektedir. Hitit tanrılarının yeryüzündeki konutları, É.DINGIRLIM

“Tanrının evi” olarak adlandırılan tapınaklarda, kalabalık bir personelin barındığı tapınak ve etrafındaki yapıların sadece dini anlamı olmadığı, bunların tümünün geniş bir sosyo-ekonomik örgüt

olduğu ifade edilerek Hattuşaş’taki Büyük Tapınak buna örnek olarak gösterilmektedir. Hititlerin kült dilinde tapınak personeline “hilamatta” adı verilmekte, bunların içinde bir kısmı kadın ve erkek doğrudan doğruya hizmetkâr, işçi, küçük meslek adamlarından, bir kısmı ise kültün espritüel yönünü uygulayan yüksek rahip ve rahibelerinden meydana geldiği görülmektedir. Ayrıca görevleri belirgin bir şekilde tayin edilemeyen birçok din görevlisi erkek ve kadının yer aldığı yazılı belgelerden anlaşılmaktadır

Tarihi belgelerin ve arkeolojik verilere göre din, Anadolu’da ta ilk çağda bile toplum yaşamında çok etken olmuş. Krallar ve toplum kendi inanışına göre kendi elleri ile inandıkları ve yarattıkları tanrılara inanmışlar.

Yukarda da anlatıldığı gibi antik dönemlerden beri din toplumların üzerinde büyük etki ve tepki oluşturmuştur.

Tarihin derinliklerinden beri bilhassa Anadolu’muzda ortaya çıkan tanrıça Kibele ve çok tanrılı dinler yazının bulunuşundan önce ortay çıkarak tek tanrılı dine kadar insanlar arasında bir düzen getirmiştir.

Her ne olursa olsun gerek çok tanrılı dinlerde gerekse tek tanrılı dinlerde, insanları barış içinde yaşamaya teşvik etmiştir.

Şu anlaşılıyor ki krallar kendi yarattıkları tanrı ve din ile halkı kendilerine itaat etmeyi sağlamışlar.

Ülkemde ve Dünya’da yalancılık, döneklik, vurgunculuk en çok dini, çıkarı için kullananlara yaramıştır.

Adam hırsızlık yapıyor kılıf olarak da falan yere bu dolarlarla okul veya cami yaptıracağım diye dini kullanıyor,

Bugün ülkemde siyasetçiler aşiret, tarikat ve tarikatçılar dini kendi amaçları için kullanarak sosyal yaşamımızın en kılcal damarlarına kadar girmiş olup, sorgusuz sualsiz itaat/Biat kültürü yaygınlaşmıştır.

Ülkemde tarikatlar, cemaatler, şeyhler, hocalar ve gezici vaizler yalan yanlış bilgilerle toplumu kendilerine çekmeyi çalışıyorlar. Ama burada yazık olan ülkemize olmaktadır. Gerçek inanan dindar toplum bu dini kullanan dinci yobazlardan nefret etmektedir.

Bazıları verdikleri demeçler de, dindar ve muhafazakâr bir gençlikten bahsediyor. Dindar olmuşsun muhafazakâr olmuşsunuz çağa ayak uyduramazsanız çağın getirdiği yeniliğe arkanızı dönerseniz, ne kadar dindar olursanız olun hiçbir değeri olmaz

Anladığım kadarı ile dinde iki türlü kavram var. Birincisi dinci, ikincisi ise dindar olanıdır.

DİNCİ: Dini kullanarak çıkar sağlayan kişiye, din bezirgânı, yobaz deniliyor.

DİNDAR: İnandığı dinin ilkeleri doğrultusunda yaşayan, kimsenin inancına karışmayan dini çıkar aracı olarak kullanmayan ve samimi olarak inanan kişiler.

Din, tarih süreç içinde insanlar arasında bozulan ilişkileri düzeltici,

Bütünleştirici ve kaynaştırıcı olmasıdır.

Dinlerde amaç, gelen ilahi mesajı doğru ve gerçekçi olarak ifade etmek, toplumu akılcılıkla, bilimle aydınlatma, bilinçli insanın temel görevidir kaynaştırıcı bir rol üslenmesidir.

Ama bazı dini çıkarı için kullanan üfürükçüler, dolandırıcılar, din cambazları hırsızlar barış, kardeşlik ve dayanışmaya teşvik eden dine yön vererek amacından ve çizgisinden saptırdılar. Bu din simsarları dini, kendi amacı doğrultusunda uygulayarak barış yerine kavgayı, hoş görü yerine öfkeyi, adalet yerine zorbalığı uygulamaya başladıkları görülmektedir.

Geçmiş zamanlarda tarihin sayfalarında görüldüğü gibi bazı din tüccarları kendilerini tanrı yerine koyarak her türlü kudrete sahip olduklarını kendilerini de inandırarak zavallı insanları kendilerine kul köle yaptılar. Savaşlar çıkardılar. İnsanları din adına çıkarları için kullandılar.

Çünkü İslam dini bu çıkarcılara bırakılmayacak kadar kutsal bir dindir.

Bütün dinlerde amaç, gelen ilahi mesajı doğru ve gerçekçi olarak ifade etmek, toplumu akılcılıkla, bilimle aydınlatma, bilinçli insanın İstismar edilen; dinî inanç da olur, ideoloji de olur. Aralarında hiç fark yoktur. İkisinin de ortak paydası istismardır.

İnsan kılıklı yaratıklar, yeter ki istismar etmeyi kendilerine kazanç yolu seçmesin; biri 'din' adına istismar eder; diğeri ülkü' adına, bir diğeri 'devrim' adına..

Tarikat Şıhlarının yaptıkları rezilliği okuyunca inan insanın midesi bulanıyor. Bunlardan biri 12 yaşındaki bir kıza cinsel istismarcılıktan ceza evine girdi. Benim aklımın almadığı Diyanet işleri Başkanlığının bunlara karşı hiç bir önlem alamaz mı? Diyanet bunları kapatamaz mı?

Çünkü İslam dini bu çıkarcılara bırakılmayacak kadar kutsal bir dindir.

Bu nedenle gerçek dindarlara selam ve saygılarımla.

CEHALETE BAKARMISINIZ.

Eski mısır devlet başkanı Enver Sedat’ı Suikast sonucunda

Öldüren adamlara hâkim sorar.

Neden öldürdünüz?

Katil: Çünkü laikti.

Hâkim: Laik ne demek?

Katil: Bilmiyorum.

Mısırın en iyi edebiyat adamlarından rahmetli Necip Mahfuz’u

Öldürülmeye çalışıp başarısız olan sanığa hâkim sorar

“Neden vurdun”?

Sanık: Sokak çocuklarının hayalleri adlı kitap yazdığı için.

Hâkim: Pekiyi Sokak çocuklarının hayallerini okudun mu?

Sanık: Hayır.

Hâkim yazar Faroç Fonda’yı öldüren üç toreriste sorar.

Neden Faroç Fonda’yı suikast düzenleyip öldürdünüz.?

Suçlular: Çünkü Kâfir

Hâkim: Onun kâfir olduğunu nereden anladınız?

Suçlular: Onun kitabından

Hâkim: Hangi Kitabından anladınız onun kâfir olduğunu?

Suçlular: Biz okuma yazma bilmiyoruz.

Kıssadan Hisse.

Her kötülüğün başı her dönemde cehalet olmuştur.

Okuyun ,Çünkü mürekkebin akmadığı yerden Kan akıyor!!

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.