Kütüphanecilik haftası

Mehmet EROĞLU

Değerli okurla bildiğiniz gibi Her sene mart ayının son haftası olan 29 Mart kütüphane haftası olarak kutlanır. Bu senede 53.kütüphaneler haftası nedeni ile sizlere bilgi sunmak istedim.

Kütüphane Haftası; Türkiye'de 1964 yılından beri Mart ayının son Pazartesi günü ile başlayan hafta kutlanır. Haftanın amacı, öğrencilerde okuma alışkanlığını ve zevkini geliştirmek, kitap sevgisini artırmak, okuyucuların kitaplardan daha çok faydalanmalarını sağlamak ve halkı kütüphanelerin gelişmesi için bilinçlendirmektir. Hafta süresince kütüphanenin önemi, kütüphaneciliğin sorunları kamuoyuna duyurulur. Okullarda kütüphanenin yararlarından söz edilir. Kütüphanelerde uyulması gereken kurallar öğretilir.

Yaşadığımız yüzyıl bilgi, ilerleme dönemidir. Kitaplar bilime giden yoldur. Çağımızın buluşlarını kitap, dergi gazete gibi yayın organlarından izleriz. Okuduğumuz kitaplar, dergiler, gazeteler bilgilerimizi artırır.

Paleolitik devirle birlikte ortaya çıkan insan, hemcinsleri ile önce bazı sesler çıkararak iletişim kurmayı deneyerek konuşma özelliği geliştirmiş, daha sonra  Bazı işaretler ve sembolleri bir takım nesneler üzerine yazarak edindiği deneyimleri sonraki kuşaklara aktarmıştır ..

Kuşkusuz, unutma, ekleme ve hatta değiştirmelere yol açacağından, çeşitli şekillerde elde edilen bilgilerin sözlü olarak iletilmesi sağlıklı değildir. Düşüncelerini yazı ile ifade etmeyi öğrenen insan, kendinden öncekilerden de katarak bunları sonraki kuşaklara iletmiştir. Diğer bir deyişle, sözlü dönemde mümkün olmayan bilginin kalıcılığı yazı ile birlikte olanaklı hale gelmiştir.

 En eski kütüphanenin M.Ö.625 yılında Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal tarafından kurulan Ninova Kütüphanesi olarak bilindiği söylenir.

İskenderiye Kütüphanesi

İskenderiye Kütüphanesi, MÖ 3. yüzyılın başlarında Mısır'ın İskenderiye kentinde Ptolemaios hanedanı tarafından kurulmuş olan antik kütüphane. İskenderiye Müzesi olarak bilinen araştırma enstitüsünün bir bölümü olarak inşa edildi. İnsanlık tarihinde meydana getirilmiş önemli eserlerden biridir. Eski kaynaklar, burada 150 bin cilt el yazması eserin toplandığını kaydeder Antik Çağ’ın en büyük kütüphanesi Mısır’daki İskenderiye Kütüphanesi idi.

Antik Dönemde Bergama’da bulunan kütüphanede çok önemli idi.

Kendisini sanatın ve edebiyatın koruyucusu ilan eden Bergama Kralı 1. Attalos ve ondan sonra gelen oğlu  II. Eumenes Bergama’da Bergama kütüphanesi edebiyat ve sanat hakkında da bir kütüphane kurmuştu..

Bergama Kütüphanesi edebiyat ve sanat hakkında parşömenlere yazılmış 200 bin tomar kitap mevcuttu.

Efes Celsus Kütüphanesi,

 İzmir, Selçuk'tadır. Roma Döneminde 115-117 yılları arasında yapılan kitaplık çok güzel bir mimari örneği ile donatılmıştır.

Yapının 3 katlı olduğu görülmektedir.

Rulolar halinde el yazmalar galerilerden oluşan üst katlarda saklanmıştır

Nysa Kütüphanesi:

Roma İmparatorluk Döneminde MS 2. Yüzyılda İmparator Hadrianus döneminde İmparatorluğun Karia bölgesinin Nysa Antik Kentinde kurulmuştur. Kütüphanenin iki ya da üç katlı olduğu düşünülmektedir.

Antik dönemlerde her devletin kendine has kütüphanesi bulunmaktadır. Örneğin Hititliler de çok önemli tabletlerden oluşan kütüphaneler kurmuşlardı.

Şimdi gelelim eşekli kütüphaneci Mustafa Amcanın kütüphanesine.

EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ MUSTAFA AMCA

Yıl 1943. Genç Mustafa'nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi'ne çıkar. Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok. Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden yok. Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır: "Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun." Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir.

— Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu?

— Alıyorum.

— Eee, o zaman ne karıştırıyor ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten.

23 yaşındaki genç memur "Ne yapayım, ne edeyim?" diye düşünür durur.

Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler.

Eşi önce "Deli misin bey?" der, ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir.

O dönem devletteki amirlerinin çıkardığı tüm engellerin tek tek, binbir güçlükle üstesinden gelir.

Çünkü o zaman da şimdiki gibi, "Aman bir şey yapmayalım da başımıza bir iş gelmesin. 

Çalışsan da aynı maaş, çalışmasan da" zihniyeti aynen var.

O bıyıklı, kravatlı, asık yüzlü, sigara kokan, arkalarındaki Atatürk resminden utanmayan, ama ülkesine gram faydası olmayan bürokratları zorlukla ikna eder ve bir eşek alır. İki tane de sandık yaptırır. İki sandığa, kalınlığına göre 180–200 kitap sığar. Sandıkların üstüne "Kitap İade Sandığı" yazar.

 Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar.

Kütüphaneye de bir yazı asar:

"Sadece Pazartesi ve Cuma günleri açıyoruz.

Bu vatansever kütüphaneci Mustafa Bey Ürgüp’ün bütün köylerine eşekle kitap taşır herkesin okuması için

Bu arada valilik Mustafa hakkında dava açar, "kendi görev tanımı dışında davranıyor" diye.

50 yaşına gelen Mustafa Amca baskıyla emekli edilir.

Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar geçtikçe köylerdeki çocuklarda okuma aşkı yerleşir.

2005 yılında Mustafa Amca vefat eder. Tüm Kapadokya çok üzülür, aralarında toplanırlar. Ürgüp'e Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykelini dikerler.

Bakın Nevşehir'den ve bu ülkeden nice müdür, amir, vali, bürokrat, milletvekili, politikacı geçti; binlercesinin adını kimse hatırlamaz ama Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykeli var.

Nur içinde yatsın

Aydın Halk Kütüphane müdürü Ahmet Beyle tanıştım işinin ehli çalışkan iyi bir yönetici başarılarının devamını diler KÜTÜPHANE HAFTASININDA HALKIMIZA YARARLI OLMASINI DİLERİM.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.