Acıbadem Üniversitesi Senoloji (Meme) Araştırma Enstitüsü Başkanı ve Acıbadem Maslak Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, “Meme kanseri erken teşhis edildiğinde artık tamamen tedavi edilebiliyor. Ancak bunun için kadınların ayda bir kez ayna karşısında kendi kendine muayene yapması ve şüpheli bir bulgu fark ettiklerinde hekime başvurması kritik önem taşıyor” dedi.
Prof. Dr. Uras, 20 yaşından itibaren ayda bir kez kendi kendine muayene, 40 yaşından itibaren ise düzenli klinik muayene, mamografi ve ultrasonun hayat kurtardığını hatırlattı. Ekim ayının “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olması dolayısıyla yaptığı açıklamada, hastalığın 6 önemli belirtisini paylaştı:
- Ele gelen kitle: Koltuk altına yakın bölgede hissedilen sert, genellikle ağrısız kitleler.
- Meme başında çekilme: İçe doğru çekilme, düzleşme ya da şekil bozukluğu.
- Deride çukurlaşma: Portakal kabuğu görünümü, kalınlaşma, pullanma gibi cilt değişiklikleri.
- Akıntı ve kanama: Meme başından kanlı veya berrak akıntı gelmesi.
- Koltuk altında şişlik: Lenf bezlerindeki büyümeler.
- Şekil veya boyut değişimi: Ani büyüme, asimetri veya form değişiklikleri.
Güncel Tedavi Yöntemleri
Prof. Dr. Cihan Uras, meme kanseri tedavisinde kullanılan modern yaklaşımları şöyle sıraladı:
- Kişiye Özel Tedavi: Hedefe yönelik ilaçlar ve anti-hormon tedavileri.
- Onkoplastik Cerrahi: Tümör çıkarıldıktan sonra estetik açıdan doğal görünüm sağlanması.
- İmmünoterapi ve Akıllı İlaçlar: Bağışıklık sistemini güçlendiren yeni nesil tedaviler.
- Daha Hassas Radyoterapi: Işının sadece hastalıklı bölgeye yoğunlaştırılmasıyla yan etkilerin azaltılması.
- Minimal İnvaziv Yöntemler: Lenf bezlerinin korunarak komplikasyonların önlenmesi.
Prof. Dr. Uras, “Meme kanseri tedavisinde her hastanın tümörü ve genetiği farklıdır, bu nedenle tedavi kişiye özel planlanmalıdır” diyerek kadınlara düzenli kontrol çağrısında bulundu.