Mevlana, Hacı Bektaş Veli sevgi ve hoşgörüsü

Metin AKOĞLU

Ülkemiz üzerine tezler, senaryolar ve planların yapılıyor olması yeni bir şey değildir. Tunus’la başlayıp, Suriye ile devam etmekte olan malum projenin ateşininin bizi de sarması an meselesidir.

Hepimiz aynı gemi içerisindeyiz. Başka gidebileceğimiz toprak yok. Mevcudu muhafaza etmek ve daha da ileri götürmek gibi sorumluluğumuz olduğunu herkesin biliyor olması lazımdır.

Stres ve gerilimin had safhaya ulaşmakta olduğu iş dünyası ve piyasalar, yangın yerine dönmek üzeredir.  İktidar ve muhalefet birbirlerine yüklenmeden ve de seviyeyi daha fazla düşürmeden, ülkenin geleceği ile ilgili sorunları ele almalarının önceliğimiz olduğu bilinmelidir.

Bizim kültürümüz,  bu topraklar,  hoşgörü ile yoğrulmuştur. Bu kültür insan sevgisi ile var olmuştur. Ülkemizin içinde bulunduğu bugünkü durum üzerine yazılacak, tartışılacak çok şey var. Ancak ben, hiç yorum yapmadan, size Anadolu kültüründen bir örnek vermek istiyorum.

“Bir adam kötü yoldan para kazanıp, bununla kendisine bir inek satın alır. Ancak bir süre sonra, yaptıklarından pişman olur. Günaha girdiğini düşünür ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için, ineği Hacı Bektaş Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar ayni zamanda, fakirin fukaranın karnını doyuran, aşevi olarak hizmet veriyordu.

Artık iyi bir insan olmak isteyen adam, içinde bulunduğu durumu, vicdan azabı ile Hacı Bektaş Veli'ye anlatır ve ineği bağışlamak istediğini söyler. Ancak Hacı Bektas Veli, “Kirli işlerden kazanılmış parayla alınan bu inek helal değil” diyerek bu kurbanı geri çevirir.       

Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. İki farklı tavır karşısında şaşıran adam aynı şeyi Hacı Bektas Veli'ye de anlattığını ama onun ineği kabul etmediğini söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Hz. Mevlana şöyle konuşur:

"Biz bir karga isek Hacı Bektas Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabul etmeyebilir.”

Adam bu yanıta çok şaşırır. Kalkar Hacı Bektas dergâhı'na tekrar gider. Hacı Bektas Veli'ye durumu anlatır. Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip, bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli'ye sorar. Hacı Bektas da şöyle yanıt verir:

“Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir, ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir."

Bu toprakların ruhunu yansıtan ve anlatan sayısız hikâyeler bulunduğunu hepimiz biliriz.   Birbirimizi incitmeden, kırıp dökmeden, bir hata yapılmış ise;  onu anlamaya çalışmak ve de hoşgörülü olmak esas olmalıdır.

Ülkemiz bu zor dönemi, Mevlana aşkı ve Hacı Bektaş Veli kültürü ile çok rahat bir şekilde atlatabilir. Siyaset yapanların da bu anlayışta olmaları yeterlidir. Kim hangi değerin misyonunu taşımak istiyorsa kabulümüzdür.

Hoşgörü ve diyalog her şeyin üstesinden gelecektir.

İyi bayramlar dileklerimle...

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.