Hocam, son dönemde ilişkilerde en sık duyduğumuz kelime ‘Neden?’ Size göre modern çiftler neden bu sorunun içinde kayboldu?
Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer:
Bugünün ilişkilerinde görünür olan kırılma aslında yeni değil; sadece daha belirgin hâle geldi. Çiftler artık yan yana duruyor ama aynı yere bakmıyor. Konuşuyorlar ama birbirlerini duymuyorlar. Dokunuyorlar ama temas etmiyorlar.
“Neden?” sorusu da tam bu temas kaybının çığlığıdır.
Bu soru bir bitiş değil, ilişki içindeki görünmez yaralanmanın sesidir.
Modern ilişkilerin bu çöküşünde bireysel yorgunluğun önemli payı olduğunu söylüyorsunuz hocam. Bu yorgunluk nasıl oluşuyor?
Yıldırımer:
Modern birey sürekli performans sergilemek zorunda. İş, sosyal medya, aile, gündelik stres…
İnsanlar ilişkiye artık tükenmiş bir ruh hâliyle dönüyor. Bu yüzden bir mimik, bir sessizlik, bir geç mesaj bile büyük bir problem gibi algılanıyor.
İlişkiler çoğu zaman sevgi bittiği için değil, sürdürecek enerji kalmadığı için çöküyor.
Hocam bazı yazılarınızda Fransız sosyolog Kaufmann’ın “Aynı evde yaşıyorlar ama dokunamıyorlar” sözüne sık referans veriyorsunuz. Bu dokunamama hâli ne anlama geliyor?
Yıldırımer:
Kaufmann’ın söylediği şey tam da bugünün gerçeği. Aynı evin içindeyiz ama ortak ruh hâlinde değiliz.
İnsanlar birlikte ama birbirine kapalı.
Duygusal temas kaybolunca çiftler birbirinin iç dünyasına ulaşamıyor. Yakınlık görüntüsü var; yakınlık duygusu yok.
İşte bu yüzden “neden?” sorusu çoğalıyor.,
Bu noktada bu yazı ilginizi çekebilir: Bilinçli İlişki Kurmak İçin Deneyebileceğin 6 Farkındalık Egzersizi
Peki dijital hayatın bu kopuştaki etkisi nedir?
Prof. Dr. Yıldırımer:
Dijital temas var ama duygusal temas yok.
Sherry Turkle’ın söylediği gibi: “Birbirimize bağlıyız ama temas hâlinde değiliz.”
Aynı odada bile iki kişi birbirine değil, ekranına temas ediyor.
Bu sürekli dikkat bölünmesi ilişkide derinliği yok ediyor.
Hocam; Psikiyatrist Aaron T. Beck’in “zihin okuma yanılgısı” kavramını da ilişkilerde en sık vurguladığınız başlıklardan biri. Neden?
Yıldırımer:
Çünkü ilişkilerin %70’inden fazlası gerçek bir problemden değil, kişinin kendi zihninde ürettiği senaryolardan çatışma yaratıyor.
Mesaj geç gelir → “Beni istemiyor.”
Mimik değişir → “Benden soğudu.”
Sessizlik olur → “Bir şeyler bitiyor.”
Oysa çoğu zaman gerçek bambaşkadır.
Eşimize sormak yerine zihnimizde ürettiğimiz kurguya inanıyoruz. Bu da ilişkiyi içeriden kemiriyor.
Hocam, daha önce bir yazınızda ayrıntılı biçimde ele aldığınız Elisabeth Beck-Gernsheim’in ‘duygusal performans’ kavramı, modern ilişkilerde bireyler üzerinde nasıl bir baskı oluşturuyor? Bu kavram günümüz çiftlerinin duygusal beklentilerini ve ilişki dinamiklerini hangi açılardan şekillendiriyor?
Prof. Dr. Yıldırımer:
Modern insan hep güçlü, hep anlayışlı, hep enerjik olmak zorundaymış gibi hissediyor.
Bu da ilişkinin doğallığını bozuyor.
Çiftler yorulduğu yerde iletişimi kesiyor.
Yorulduğu yerde şefkati unutuyor.
Ve en önemlisi: bağlanma kapasitesi zayıflıyor.
Bu noktada “neden?” sorusu kaçınılmaz oluyor.
Bu yazı da ilginizi çekebilir: İlişki Koçluğu Nedir? Gerçekten Herkese Uygun mu?
Müsadenizle sizin cümlenizle kapatayım hocam: “Yakın olanlar iyileşir, uzak kalanlar neden sorusunun içinde kaybolur.” Bu cümlede esas mesaj nedir?
Yıldırımer:
Benim için ilişkinin en temel gerçeği şu:
Mesafe büyüdükçe problem büyür.
Yakınlık arttıkça iyileşme başlar.
“Neden?” sorusu çiftlere verilen bir alarmdır:
“Birbirinize geri dönün.”
Londra, Viyana ve Hollanda akademik çevrelerinde geniş yankı uyandıran bilimsel makaleleri;
Madonna–Fahişe Sendromu kuramını literatüre kazandırması ve ölçeğini yetiştirdiği akademisyen Prof. Dr. Derya Berrak ile birlikte geliştirmesi; romantik ilişkiler, aile içi inanç çatışmaları ve modern bağlanma dinamikleri üzerine uluslararası çalışmalardaki öncü katkılarıyla Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER’e bu kıymetli röportaj için teşekkürü borç biliyoruz.
Bilime, topluma ve ilişki psikolojisine sunduğu çok yönlü katkılar, yalnızca akademik literatürde değil; modern insanın duygu dünyasında, aile yapılarında ve ilişkilerin görünmeyen dinamiklerinde de kalıcı izler bırakmaya devam ediyor.
Hocamızın güncel yazılarını www.ayaktangelensaglik.com web sitesinden takip edebilirsiniz.