O talip olduğunuz koltuklar masaj koltuğu değil…

Asuman DOKUZLU

Bismillaaahhh! Allah’ın izniyle yine başladık. Zaten hiç bitmediği için, başlamış da sayılmayız ya hani!  Memleketin birinci vazifesi ekmek yemekten, su içmekten yani karın doyurmaktan önce seçime gitmek. Birilerini indirip birilerini çıkartmak. Yetti canımıza da kimsenin artık sesi çıkmaz oldu. Kaderine bıraktılar herşeyi. Çünkü kimsede uğraşacak mecal kalmadı artık.

Siyasiler yine sahneye çıktılar. Zira ülkemizde siyasiler sahneden hiç inmediği için artık yadırgamıyoruz. Dünyanın hiç bir ülkesinde haberlerde bu kadar yoğun bu kadar çok siyaset haberi verilmiyordur. Herkes siyasete soyunuyor. En güzel maskelerini takarak. En güzel yüzleriyle, en güler yüzlü halleriyle. Sanki hepsi kanatları, eksik bir iyilik meleği! Hepsi en iyi! En mükemmel! De! Herkesin derdi de koltuk. Ne koltukmuş be! Kimsenin inesi gelmiyor. Ben de istiyorum aynısından!

İyisiniz hoşsunuz da o varacağınız ya da varmak istediğiniz, oturmak istediğiniz koltuklar bir görev yeri. Vatandaşa hizmet yeri. Nasıl olacak bu iş öyle? Elinizi kolunuzu sallalya sallaya, oraya gelmek boşu boşuna, o koltuğu doldurmakla olmuyor! Var mı kardeşim bir projeniz? Misyonunuz nedir? Vizyonunuz nedir. Bir bilseydik. Ama kimsenin bunları düşündüğü bile yok. Var mı yok mu aday olmak, milletin derdi. Biraz hayal dünyanızı yoklayın bakalım. Önce neler getiriyorsunuz kendinizle birlikte? SİZİ NEDEN SEÇELİM? Seçtiğimizde neler yapabilirsiniz? Öyle sıradan asli işlerinizi bize saymayın. Bize sıra dışı işler söyleyin. Marka olmaktan bahsedin. İnsanların insanca yaşayabileceği projeler yapın da rahat etsin millet çok şeyde gözümüz yok aslında.

Kimi muhtar adayı, kimi belediye meclisine, kimi belediye başkanlığına ve daha birçok yere birçok aday. Hepsi aday, iyi hoş da, Ne adayı?  Bir koltuk sahibi olmak güzel geliyor insanlara. Ama oturduğunuz koltuğun hakkını vermek zorundasınız hanımlar, beyler. Öyle oraya oturup kurulmakla gereken yere gereken yetki imzalarını atmakla bitmiyor işler. Hele günümüzde size öyle çok işler düşüyor ki. Altından kalkabilmek için çok ama çok çalışmak zorundasınız. Öyle açılışlara katılmak. Görüntü vermek, ben de varım, buradayım demekle bu işler yürümüyor ne yazık ki. Çalışarak,  çok çalışmakla oluyor.

Ülkemizdeki kadar hiç bir ülkede bu kadar siyaset ve siyasetçi yoktur. Hele bazıları var ki sanki artık onların mesleği haline gelmiş siyaset. Mesleğini sorsan öyle söyleyecek. O kadar bütünleşmiş. Siyaset görev yeridir meslek değil, insana hizmettir. Kaldırın bakalım siyasetçilerin maaşlarını. Gönüllü yapmalarını isteyelim bakalım. Öyle sanıyorum ki hepsi çil yavrusu gibi dağılacaklar ve bir tane siyasetçi kalmayacak vatandaş ta bir oh çekecektir. Dünyanın hiç bir yerinde kamuoyunu bu kadar işgal etmiyor siyaset ve siyasetçi. Biz de başka haber yok! Yorulduk artık, yoruldu insanlar. Özellikle Avrupa da kimse siyasetçiyi tanımaz. Siyaseti bilmez. İnsanları çoğuna sorsanız ne bakanı bilir ne başbakanı. Biz de öyle mi ya! Beşikteki çocuk bile siyaset yapacak neredeyse. Ama bir şey vaaar! Onlar siyaseti görev için yapıyorlar, koltuk için değil. O talip olduğunuz koltuklar masaj koltuğu değil. Hepsinin oraya aday olmaya gelirken koltuklarının altı dolu birçok projeyle geliyorlar ve onu gerçekleştiriyorlar. Eey! Siyasete talip olanlar, GÖSTERİN BAKALIM PROJELERİNİZİ.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.