Sevginin Gücü İle Engelini Aşan Rabia

Necdet BAYRAKTAROĞLU

Engelli; doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu beden, zihin, ruh, duyu, duygu yeteneklerini çeşitli nedenlerle kaybetmesi nedeniyle hayatını sürdürmede, toplumsal yaşama uyum sağlamada, günlük işlerini görmede ve ihtiyaçlarını karşılamada sıkıntısı ve güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişidir. 2003 yılında yapılan resmi bir araştırma sonucuna göre ülkemizde yaklaşık 8.500.000 engelli vardır. Bu durum ülkemiz insanının en azından yarısını doğrudan ilgilendiriyor demektir. İnsan ya engelli, ya engelli yakını ya da engelli adayıdır. Nice insanlar sağlıklı iken bir trafik kazası, iş kazası, kalp krizi, damar tıkanması veya bir hastalık nedeniyle sağlıksız, felçli, kötürüm, ortopedik ve görme özürlü olabilmektedir.

Engelli veya sağlıklı her insan Allah’ın yeryüzünde en kıymetli ve değerli varlığıdır. Yüce Kuranımız Tin Suresi 4. Ayetinde “Biz gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık.” Tegabun Suresi 3. Ayetinde “Allah size şekil verdi ve şeklinizi güzel yaptı” Secde Suresi 9. Ayetinde “Sonra insanı şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak organları yarattı.” demektedir. Yüce Allah insanları servetleri, ırkları, renkleri, cinsiyetleri, dilleri, mezhepleri, fizyolojik yapıları, engelli veya sağlıklı oluşları açısından değerlendirmez. Onları iman, güzel ahlak, ibadet ve itaatleri veya kötü davranışları, takvaları ile değerlendirir.

Engellilerle alakalı bilgiler Yüce Kuranımızın birçok ayetlerinde vardır. Ayetler incelendiğinde dünya hayatının imtihan için bazı insanlarda, bazı bedeni engellerin bulunduğuna dikkat çekilmekte, fakat bunlar gerçek kusur olarak kabul edilmemektedir. Bakara Suresi 155. Ayetinde “Vallahi biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, CANLARDAN ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjde o sabredenlerin…”, Hac Suresi 46. Ayetinde “… gerçek şudur ki, gözler kör olmaz. Fakat asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur.” demektedir. Dinimiz insanları ancak güçleri nispetinde sorumlu tutmaktadır. Kuranımızda engelli olanlar için kolaylıklar bulunmaktadır.  Tevbe Suresi 91. Ayetinde “Ne zayıflar üzerine ne de hastalar üzerine ve ne de harcayacakları bir şey bulamayanlar üzerine bir günah yoktur…” Nur Suresi 61. Ayetinde “… amaya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya güçlük yoktur” demektedir.

Hayat da ölüm de birer imtihan vesilesi olduğu gibi, fiziken engellilik de bu imtihanın bir parçasıdır. Kuranımız Mülk Suresi 2. Ayetinde “Hanginizin daha iyi amel işlediğini imtihan için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. Ve O azizdir, gafurdur.” demektedir. Kişi ister doğuştan ister sonradan hangi şartta ve hangi nedenle engelli olursa olsun hepsi Allah’tandır. Onun kudret ve takdiri, ilahi çerçevesi içinde olmaktadır. Ali İmran Suresi 145. Ayetinde “Allah’ın izni, iradesi ve takdiri olmadan bırakın insanın bedeninde ve organlarında herhangi bir arıza ve hastalık olmasını, insanın ölmesi bile mümkün değildir” demektedir. Tebagun Suresi 11.Ayetinde “Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez.” denilmektedir. İnsanların herhangi bir uzvundaki arıza ve hastalık birer musibettir. Allah’ın izni, iradesi ve takdiriyle olmaktadır. Bu nedenle kuranı Kerim de insanların engelli olmalarında iki temel esas belirtmiştir. Birincisi ilahi irade ve imtihan, ikincisi insanların ihmal ve kusurlarından meydana gelendir. İnsanların başına gelen her musibet birer ilahi imtihandır. Enbia Suresi 35. Ayetinde “Her can ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilik ile deniyoruz.” Mülk Suresi 2. Ayet, Kehf Suresi 7. Ayet, Hud Suresi 7. Ayette “Aslında hayatı ve ölümü ile insan devamlı imtihan halindedir.” denilmektedir. Tevbe Suresi 51. Ayette de “(Ey peygamberim! İnsanlara) de ki; bize ancak Allah’ın yazdığı (takdir ettiği) şey isabet eder.” denilmektedir. Kuranımız insanlarımızın bu musibetler karşısında üzülmemelerini belirtmektedir. Hadid Suresi 23. Ayetinde “Elinizden çıkana kaybettiğiniz şeylere üzülmeyiniz ve Allah’ın verdiği şeyler ile sevinip şımarmayınız.” denilmektedir. Bu musibetler Allah’ın takdiri ile olduğuna göre niçin bunlar oldu, niçin başıma bunlar geldi diye üzülüp elem ve keder yapmayarak, sabırlı ve metanetli olmak gerekir. Kuranımızın ikinci temel esasında da, uzuvdaki arıza ve hastalıkların insanların kusur ve ihmallerinden meydana geldiğini belirtmektedir. Şura Suresi 30. Ayette “Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizin yaptığı (işler, kusurlar) yüzündendir.” diyerek insanların işledikleri hata, kusur ve kötü amelleri ifade etmektedir.

İnsan yaşadığı dünyada ilahi kanunlara, devlet nizamlarına, içtimai ve sosyal esaslara uymazsa başına birçok sıkıntı, arıza ve hastalık gelebilir. Sağlığına, gıdalarına ve temizliğe dikkat etmezse hasta olabilir, trafik kurallarına uymazsa kaza yapabilir, hastalık ve kaza sonucu sakat kalabilir. Bu kusurları insanın kendisinde araması lazımdır. İnsanın fiziki ve ruhi varlığını sağlıklı olarak sürdürmesi temel vazifesidir. İnsanın ister ilahi bir imtihan sonucu, ister kendisi ve diğer insanların kusuru sebebiyle olsun bir musibetle karşılaştığında “Musibet ancak Allah’ın izni ve takdiriyle olmuştur, O izin vermeseydi olmazdı, bunda da bir hayır vardır” diyerek sabır ve tevekkül içinde olması gerekir.

 Peygamber efendimiz de kendi döneminde yaşayan engellilere sevgi ile yaklaşmış, onlara şefkat ve ilgi göstermiş, diğer müminlerden de aynı şeyi beklemiştir. Engellilere iltifatlarda bulunmuş, sosyal hayata katılımlarını sağlayan kolaylıklar getirmiş, mesleki anlamda imkanlar sağlamış, günlük hayatın içinde başarılı olmaları yönünde çalışmalar yapmıştır. Hadisi şerifinde “Amaya rehberlik etmen, sağır ve dilsize anlayacakları bir şekilde hitap etmen, muhtaç bir kimseyi ihtiyacını tedarik etmesi için gerekli yere götürmen, derman arayan dertlinin imdadına koşman, koluna girip güçsüze yardım etmen, konuşmakta güçlük çekenin meramını ifade etmen, bütün bunlar sadaka çeşitlerindendir.” demektedir.

Yakınları arasında engelli olan kimselere de önemli görevler düşmektedir. Özellikle anne ve babaların hizmetleri çok önemli ve faziletlidir. Sabır ve tevekkül içinde olmaları ve yaptığı fedakarlıklarla, hem sevap hem de Allah’ın rızasını kazanmaktadırlar.

Engelliler bir toplumun aynasıdır. Onlar da bizim insanımızdır. Bugün dünya nüfusunun 500.000.000’u engellidir. 10-16 Mayıs arası Engelliler Haftasıdır. Bu hafta yalnız ülkemizde değil, 156 ülkede de aynı zamanda çeşitli etkinliklerle yerine getirilmektedir. Ülkemizde yaşayan erkeklerin %11,10’u, kadınların ise %13,45’i engellidir. Bu gerçek göz önüne alınılıp düşünülürse, Engelliler Haftasının önemi daha çok anlaşılır. Ülkemizdeki engelli insanımızın hayatın içinde yer almadığını görüyoruz. Çok büyük bir kısmı toplumdan soyutlanmış bir şekilde hayatlarını sürdürmek zorunda kalmıştır. Engelli vatandaşlarımızın toplumun her kesiminde görmek, onları üreten bireyler haline getirmek, bugün onlar için yapılması için en önemli görevler olmalıdır. Öncelikle sağlıklı bir insanın da engelli adayı olduğu unutulmamalıdır. Ne oldum değil ne olacağım demelidir. Bu nedenle sağlıklı insanların zihinlerindeki engelleri ortadan kaldırıp, onların engellilerle birlikte dünyayı daha yaşanabilir hale getirme çabası içinde olunmaları sağlanmalıdır. Engelli vatandaşlarımızın pek çoğunda gözlemlenilebilen yaşama arzusu, mutlu olma, hayata tutunma, azimli ve sabırlı olmalarındaki hali sağlıklı insanlarımıza ibret ve örnek olmalıdır.

Onlara uygun şartlar ve imkanlar oluşturarak avukat, mühendis, öğretmen, ressam gibi toplumun içinde etkin rol almaları sağlanmalıdır. Günlük hayatımızda cadde ve sokaklarda çok sayıda engelli kişiyle karşılaşmamamızın nedeni engelli kişilerin mevcut olmaması değil, bu kişilerin dış mekan kullanımlarında yaşadıkları güçlüklerdir. Engelliler herkes kadar toplumun yararlandığı tüm imkanlardan yararlanmalıdır. İhtiyaçları göz önüne alınarak düzenlemeler yapılmalı, engelleri ortadan kaldıracak koşulları oluşturarak destek hizmetleri verilmelidir. Onların yaşadıkları sorunlar sadece kendilerinin değil ailelerinin, çevrelerinin ve toplumun tüm insanların sorunudur. Sağlık, rehabilitasyon, sosyal güvenlik, çevre, eğitim ve istihdam alanlarında karşılaştıkları sorunlar biran önce çözüme kavuşturulmalı, günlük hayatlarını kolaylaştırıcı çalışmalar yapılmalı, toplu taşıma araçlarına binip inme, cadde-sokak ve parklarda dolaşma ve tuvalet ihtiyaçlarında düzenlemeler ve yardım servisleri, bir an önce ortaya konulmalıdır. Onlarda hayatlarını sürdürebilmek için çalışıp para kazanmak zorundadırlar. Çalışmak bir işe yaradığını hissetmek her insan gibi engelli vatandaşlarımızı da mutlu edecektir.  Her engellinin yapabileceği bir iş mutlaka vardır. Onlara iş vererek mutlu olmalarını sağlamalıyız. Yasalarımız her yüz işçi çalıştıran bir işyerinde iki engelli işçi çalıştırılmasını zorunlu kılmaktadır.

Engelliler haftası nedeni ile size Aydın’da tanıdığım sevginin gücü ile engelini aşan sabır, azim, mücadele timsali Rabia Asrak’tan bahsedeceğim. 5-6 yıldır Aydın’da yaşıyorum ve resme meraklıyım. Resim sergilerini kaçırmadan takip ederim. 3 ay önce Recep Yazıcıoğlu salonunda engelli Rabia kızımızın sağ ayak parmakları ile yaptığı resimlerinin sergilediğini gördüm. Büyük bir ilgi ve duygu ile resimleri inceledim. Üstün becerisini görüp hayretler içinde kaldım. Salon yetkilisinden temas kuracağım telefonunu alıp görüştüm ve Rabia kızımızı ve ailesini de kutladım. Akabinde bizzat evlerine giderek Rabia ve ailesiyle tanıştım. Osman Yozgatlı mahallesinde oturan Rabia 16 yaşında, ailenin dört çocuğundan birisidir. Ağabeyi Rıdvan 18 yaşında üniversitede okuyor, kardeşleri Ensar 11, Belfin de 9 yaşında ilköğretimde okumaktalar. Baba aşçılık yapmakta, anne de ev hanımıdır.

Rabia doğuştan engellidir. Her iki el ve kolları omuzdan hareketsiz, sol ayak ve bacağı yapılan yanlış ameliyatla bütünüyle hareketsiz kalmış, sağ bacak ise hareket kabiliyeti çok az, sağ ayak iki parmağı ile hayatını idame ettirmektedir. Yürüyemeyen Rabia’yı, devamlı ihtiyaçlarında ve gerekli hallerde, baba ve ağabey kucakta taşımaktadır. Okuması için 8 yaşında evin yakınındaki okula göndermek istemişler, okul müdürü fiziki engeli çocukları etkiler diye kaydını yapmamış ve okumasına engel olmuştur. Ne yazık ki esas engelli Rabia’nın okuma hayatına engel olan okul müdürüdür. Okula gidememiş, bir ilkokul diploması bile olmamıştır. Anne ve baba birçok zahmet ve sabırla Rabia’nın sağlığı, eğitimi ve gelişimi için mücadele vermişlerdir. Halen devam ettiği Aydın Yenises Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde gördüğü hizmetlerin yanında kendisinde var olan resim yapma yeteneğini Habibe Ülkü isimli resim öğrencisinin yardım ve yönlendirmesi ile sağ ayak parmaklarıyla çizdiği resimlerini her geçen gün geliştirerek artırmıştır.

 Sevginin gücü ile yaptığı resimlerini 16 Şubat 2015 tarihinde Aydın Bld. Bşk. Yrd. sı Efeler Bld. Bşk., Nazilli Bld. Bşk., Didim Bld. Bşk. ve kalabalık halkın teşrifi ile yaptığı resimlerden oluşan ilk sergisini açmıştır. Belediye başkanları Rabia’ya destek olacaklarını, ona yardımcı olacaklarını ve ona sahip çıkacaklarını söylemişlerdir. Ancak basın karşısında Rabia’yı onurlandıran belediye başkanları, daha sonra da verdikleri sözün arkasında durarak ilgi, yardım ve desteklerini de engelli Rabia’ya göstererek onu onurlandırmaları gerekir. Basın karşısında yanında yerini alan başkanların bu güne kadar aramadıkları, yanında olmadıkları, ona sahip çıkmadıklarını üzüntü ile öğrenmiş bulunuyorum.

Birçok insanın elleriyle çizemediği resimleri ayağıyla çizerek azmin, sevginin gücü ile bir engellideki üstün yeteneği ortaya koyan Rabia, herkeste hayranlık uyandırmıştır. Resimlerindeki her bir çizginin, her bir rengin ayrı ayrı bir ifadesi var. Samimi, doğal ve içten. Rabia’nın hayata bağlılığını ayak parmakları ile yaptığı resimler de görürsünüz. Doğuştan her iki kolunu kullanamayan, yürüyemeyen genç kızın yaşam mücadelesini ve yaşama tutkusunu, resimlerine anlam veren onurlu ayak parmaklarının izlerini her bir resminde bulursunuz. Zeki, başarılı, azimli, sevginin gücü ile engelini aşan Rabia kızımız, resim yaparak hayata tutunmaktadır.  Hayvan, bitki resimleri ve ünlü çizgi film kahramanlarının olduğu birbirinden farklı çok değişik resimleri, sergiyi gezen herkesi etkilemiş ve düşünceye sevk etmiştir. Kitap okumayı seven ve sağ ayak parmaklarıyla çok güzel yazı da yazmaktadır. Ders sıraları, ders kitapları ve öğretmenleri bilmeyen, görmeyen Rabia rehabilite merkezi ve ailesinin sayesinde okuma ve yazma öğrenmiştir. Girişimimizle Rabiaya, Halk Eğitim Merkezi Md. Yrd. Mehmet Şirinkaya Bey, okuma ve yazma imtihanı sonucu ilk önce okuma belgesi vermiş, akabinde fen, Türkçe, matematik, sosyal konularından Md. Yrd. sı Yücel Onur Beyin sınavını da kazanarak, ilk 4. sınıf diplomasına hak kazanmıştır. 28.04.2015 günü de Müdür Hüseyin Pınarcı Bey, Mehmet Bey ve Yücel Beyin takdimleri ile basın ve gelen davetliler huzurunda, diploması törenle verilmiştir.  Dışarıdan sıralı şekilde orta ve lise diplomasını alıp, güzel sanatlar okulunda okumak istemektedir. Kendisine Email adresi ve Facebook sayfası açılmış, arkadaşlarım olan İzmir de İş adamı Özer Kestane Bey dizüstü bilgisayar, İstanbul da iş adamı Altan Demiray da dokunmatik telefon almıştır. Artık kendisini ve resimlerini anlatma ve tanıtma ve insanlarla haberleşme imkanına sahip olmuştur.

Engellilere yolda, geçitlerde, taşıt araçlarında yardımcı olalım, yaşamlarını kolaylaştıralım. Onları üzmemeye, incitmememye özen gösterelim. Onlar sevgi, saygı şefkat ve farkedilmeyi beklemektedirler. Onlara yardım edelim, sahip çıkalım. Asıl engelliler onları görmeyenlerdir. Kuranımız Araf Suresi 56 Ayetinde “Allah’ın rahmeti iyilik yapanlara yakındır”, Nahl Suresi 90. Ayetinde “Haberiniz olsun ki; Allah size adaleti, iyilik yapmayı, insanlara yardımda bulunmayı emrediyor” demektedir. Hadisi Şerişlerde ise “Mümini sevindiren, Allahu Tealayı da sevindirir”, “İnsanların en hayırlısı faydalı olandır” denilmektedir. Unutmayalım ki dünya bize emanet, bizde birbirimize emanetiz.

KAYNAKLAR

Selda Çağlar- Engellilerin Eğitim Hakkı Devlet Yükümlükleri- Beta Yayım-2009

Engelli Hakları El Kitabı- 2014- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.