Siyasi Dinazorlar

Servet TÖZ

2014 Mart’ında yapılacak yerel seçim için ortalık şimdiden toz duman. Siyaset inişli çıkışlıdır derler.

Öğle midir?

Öğledir...

Siyasete biraz ilgisi olan hemen herkes aklından milletvekilliğini, belediye başkanlığını veya meclis üyeliğini geçirir.

Toplumumuzda bu makamların cazibesi vardır ve çok önemsenir ancak, seçilen hemen ertesi gün eleştirilmeye başlanır. Hangi makamda olursa olsun seçilmelerinde seçmen katkısı yok denecek kadar az olan siyasilerimiz eleştirilere de açık değildir.

Bu tip siyasetçiler her makamı sıçrama tahtası olarak görür, kıyıda köşede otururken birinin itip kakmasıyla ortaya çıkarak boy göstermeye başlarlar.

Kimi eski bilmem ne, kimisi 1980 öncesinden kalmaktan başka özelliği olmayanlar milleti yönetmeye talip olurlar.

Milleti salak, siyaset de salakları yönetme sanatı görenler,

Takımları çekip, ortalıkta salınırlar.

Kimi milletvekilliğine aday,

Kimi beledîye başkanlığına,

Kimi de meclis üyeliğine razı.

Kartvizitine bir şey yazdırmayı kafasına takmış ya..

Kapı kapı dolaşıyor.

Kimi genel merkezden torpilli,

Kimi milletvekilinden.

Kiminin cebindeki parası konuşuyor.

Kimi ise daha şimdiden kendine sponsor arıyor..

 

Ama bunların ortak özelliği var.

Aynaya hiç bakmıyor..

Aynaya bakma özürlü oldukları içinde kendilerini alemin kralı, milleti de salak sanıyor!

Başka sermayesi olmayan zevatlar iki sözünün başında, “Geçmişte ben falandım, feşmekândım.”

Millet de için için gülerek diyor ki ”Ulan eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı!”

Ama salaklar bunu dahi anlamıyor!

 

İlginç olan şudur ki bun tipler için siyaset bir sığınma kapısı, bir meslektir. Bu nedenle de makama bir defa oturan bir daha kalkmayı istemez. Çünkü bilir ki oturduğu makamdan kalkınca toplumdaki itibarı bir süre sonra yok olacaktır.

Onlara soracak olursanız siyaseti bırakmama nedenleri “hizmet aşkı” dır.

O şahıslar olmazsa olmaz olduklarını iddia ederler. Eğer kendileri aday gösterilmezse partileri oy kaybedecek veya seçimde başarısız olacaktır(!)

İşte bu nedenle MHP’nin efsane lideri Alparslan Türkeş, genel başkanlığı 5 dönemle sınırlamıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da bu “Siyasi Dinazor”lara dikkat çekerek partisinin tüm kadroları için 3 dönem sınırlamasını getirmiştir.

Bu son derece isabetli bir karardır. Hatta anayasa değişikliğinde siyasi partiler kanununda değişikliğe gidilerek, yasa haline getirilmeli, tüm siyasi partilerde uygulanmalıdır.

Bu karar sayesinde belki de bundan sonra, siyasette 30 yıl bulunup da ancak ölümüyle bu görevini terk eden siyasetçileri görmekten kurtulabileceğiz.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.