Özlem Çerçioğlu’nun 13 Ağustos 2025’te AK Parti’ye geçmesiyle yalnızca bir siyasi transfer yaşanmadı; yıllardır Aydın’da CHP’nin üzerine çöken vesayet düzeni de çöktü. Ancak arkasında bıraktığı tablo, aslında neyle mücadele ettiğimizi çok net gösterdi: Kurumsal bir partiden çok, kişisel ikbal için kurulmuş bir sadakat ağı.
Çerçioğlu, yıllar boyunca Büyükşehir Belediyesi’nin personelini – özellikle AYBA ve ASKİ kadrolarını – adım adım CHP örgütüne entegre etti. Fakat bu, bir inançla yapılan siyasal örgütlenme değil; mecbur bırakılmış, iş güvencesi ile partililik arasında sıkıştırılmış yüzlerce kamu çalışanının zoraki parti üyeliğiydi.
Bu yapı sayesinde partide her kurultay, her kongre, her seçim Çerçioğlu'nun istediği gibi şekillendi. “Partili” görünen ama esasen belediye çalışanı olan üyelerle, demokrasi sadece şekilsel hale geldi. Gerçek CHP’liler susturuldu, dışlandı, karar mekanizmalarına sokulmadı.
GİDERKEN NE ALDIYSA YANINA ALMAYA KALKTI
Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçerken yalnızca kendisiyle değil, peşine belediye personelini de katmaya çalışması ibretlik bir tabloydu. Zorla partili yapılanları şimdi de AK Parti’ye sürüklemeye çalışan bu anlayış, siyaseti halkın iradesinden çıkarıp, kişisel sadakat oyununa çevirdi.
Bugün bazı belediye çalışanları, “istifa et, bizimle gel” baskısının gölgesinde kaldı. Bu durum yalnızca CHP’nin değil, kamu kurumlarının da siyaset batağına sürüklendiğini gösteriyor. Ancak şu da açık: Bu yapay destek, AK Parti için de kalıcı olmayacaktır. Zorla getirilenler, günü geldiğinde zorla götürülür. Bugün kazanç gibi görünen bu yük, AK Part’nin de yakında başını ağrıtacaktır.
CHP ÖRGÜTÜ NEFES ALDI
Ama her çöküş, bir arınmanın da habercisidir. Çerçioğlu’nun gidişiyle Aydın’da CHP gerçek kimliğini yeniden kazanmaya başladı. İl ve ilçe kongrelerinde ilk defa üyeler özgür iradeleriyle oy kullandı. Çerçioğlu’nun gölgesi kalkar kalkmaz partinin üzerinden adeta kara bir bulut dağıldı.
Bugün CHP’nin Aydın örgütü, yıllardır süren esaretten kurtulmuş durumda. Kadrolar artık belediye referansıyla değil, örgüt emeği ve partili duruşla belirleniyor. İki adayın yarıştığı il kongresinde Hikmet Saatçı’nın öncülüğünde kurulan yeni yönetim, paylaşımcı ve kapsayıcı bir anlayışla hareket etmesi bekleniyor. Gerçek CHP’liler artık sözünü sakınmıyor, yönetimde aktif rol alıyor.
SİYASET EMANETLE YÜRÜTÜLMEZ
Özlem Çerçioğlu’nun siyasi manevrası, aslında kendisi açısından da bir tür itiraftır: “Ben yoksam, bu yapı ayakta durmaz” düşüncesiyle partiyi terk etti. Ancak çok açık ki, örgüt onunla değil, onun baskısı altındayken nefes alamıyordu. Şimdi ise Aydın CHP, kendi ayakları üzerinde duruyor.
Siyaset, kişisel markalarla değil, halkla ve örgütle yapılır. Belediyeyi, partiyi, kamu personelini tek bir siyasi kariyerin basamağına dönüştüren anlayış sona ermiştir.