Soma İzlenimlerim

Fuat Tütüncüoğlu

İster hata deyin, ister ihmal deyin, ister Allah’ın taktiri deyin ama Soma’da tam teşekküllü bir iş cinayeti işlendi.

Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetlerinden biri yaşanırken, basın mensubu ve arama kurtarmada görevli arkadaşların ifadelerine göre ölü sayısın halen artmasına karşın yetkililer ellerinden geldiğince bu rakamları gizlemeye çalışıyorlar.

Yapması gerekenleri zamanında yapmayanlar, önlemleri almayanlar, etkin denetim yapmayanlar, yüzlerce işçiyi ölüme yollayanlar şimdi yalanlarla cinayeti örtmeye çalışıyorlar.

Elbirliği ile cinayeti örtmek, faili karartmak istiyorlar.

Bu bir kaderdir diyorlar..Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır.

Bunun yapısında fıtratında bunlar var. diyorlar.

Ancak hiçbir açıklama bu yaşananları örtmeye yetmez.

Soma’da İş kazası yok ..Soma’da cinayet var. Kelimenin tam anlamıyla katliam  var.

“İngiltere de 1862 yılında 204 kişi , 1866 yılında  361 kişi , 1894 yılında  290 kişi , Fransa’da 1906 yılında 1099 kişi , Japonya 1914’de 687. Çin 1942 yılında 1549 kişi , Yine Çin’de 1960 metan gazı patlaması 684. Ve Japonya’da 1963’te yine kömür tozu patlaması 458. Hindistan 375. 1975’te metan gazı alev aldı, maden çatısı çökmüş 372 kişi ölmüş  “.. 2014 Türkiyesinde  100 – 150 sene önce yaşanan bu olaylar ,bu ifadeler teselli kaynağımız olmamalı..

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte Maden İşçilerini ,İşverenlerini ilgilendiren yönetmelikte 19.Eylül.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Buna göre ; Grizu patlaması karşısında işveren tüm tedbirleri almak zorundadır. İşveren, patlama ve yangın çıkmasını ve bunların olumsuz etkilerini önlemek üzere, patlayıcı ve sağlığa zararlı ortam havasının oluşmasını önlemek, yapılan işlemlerin doğası gereği patlayıcı ortam oluşmasının önlenmesi mümkün değilse patlayıcı ortamın tutuşmasını önlemek, patlama ve yangın başlangıçlarını tespit etmek, yayılmasını önlemek ve mücadele etmek için yapılan işe uygun tedbirler  almak zorundadır.

Enkaz altında kalmama adına İşveren madenciliğin ve çağın gereği olan tüm tedbirleri almak zorundadır. İşveren, bir tehlike anında çalışanların çalışma yerlerini en kısa zamanda ve güvenli bir şekilde terk edebilmeleri için uygun kaçış ve kurtarma araçlarını sağlamalı  ve kullanıma hazır bulundurmalıydı.

İşveren Uyarı ve Alarm sistemlerini kurmak zorundaydı. İşveren, işyerinin bütününde gerekli haberleşme ve iletişim sistemini kurması gerekirdi.

İşveren, ihtiyaç halinde yardım, kaçış ve kurtarma işlemlerinin derhal uygulamaya konulabilmesi için gerekli uyarı ve diğer iletişim sistemlerini hazır bulundurmak zorundaydı.

Bakan, Mart ayında ilgili işletmenin denetlendiğini ve hiçbir kusurun bulunmadığını söyledi.

O zaman bu yaşananlar nedir ?

Soma da Enerji ve Tabi kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın çabalarını taktir etmemek elde değil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik hasta olduğu için gelemediğini söylemiş, Sosyal Güvenlik Uzmanı olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bir çok üst düzey yöneticisini tanır ve bilirim ve fakat onlardan hiç birini göremedim.

MADENCİ YAKININI TEKMELEYENİ GÖRDÜM

Ankara’dan gelen ve yerde yatan madenci yakınını tekmeleyen  birisini gördüm, adı Yusuf Yerkel’miş görevi de Başbakanlık özel kalem Müdürü yardımcısı imiş.

SON SÖZÜM

'Çizmelerimi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin !' diyen yiğit madenci kardeşim,       çıkar çizmelerini fakat sedye kirlenmesin diye değil bu katliamda sorumluluğu, ihmali bulunanların yüzüne çarpmak için…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.