Yol

Zeki Altınel

Özün söze tesiri, sözün öze akışıdır yol. Toprakta çatlayan fidanın güneşe bakışıdır yol. Umutlu bekleyişlerin, özlem ateşinin ve vuslat kıvılcımının tutuşturuluşudur yol. Yolu giden bilir. Bilen yoldan çıkmaz. Yolun haricinde yol aramaz.

Yol değerlendirilmesi gereken zaman, anlaşılması gereken irfandır. Uyuduğun anda uyanık kalabilmektir. Uyanıklık anında olanla yetinmemek, yitikleri bulabilmektir.

Yol, uzun ve ince. Yorulmadan ve yılmadan bitirilmek ister. Seni alışılmışın dışında, ulaşılmaza götürmek ister. Seni incitmeden, yormadan kavuşturmak ister.

Yol ki; yorgunlukla dinlendirir seni. Bıkkınlık anında sırtını sıvazlar. Fırtınalara, ayazlara karşı yürütür. Ama sen yürüdükçe kuvvet bulursun. Sen kuvvet bulunca yol genişler. Yol, genişliği içinde kaybolmaktır.

Yol, sevdadır. Yüce bir davadır. Hayat kaidesidir. Yol, öldüğün anda dirildiğini anlamaktır. Dirildiğin anda muştulu sabahlara uyanmaktır. Bir daha uyumamak üzere uyanmak… Yol, teslimiyettir. Salimen girdiğin eşiğin içinde kalabilmektir.

Yol, koşmaktır. Saatten güne, günden haftaya, haftadan aya, aydan ömre koşmak. Her koştuğun mesafede yorulmadan coşmaktır. Yol, Maşuk’a kavuşmaktır.

Yol, gönül duraklarında durabilmek, gönül duraklarında serinleyebilmektir. Fitne virajlarını sakince geçebilmek, haset tümseklerini aşabilmek, esenlik yaylasına kavuşabilmektir.

Yolda bazen yalnız yürürsün; bazen de eş, dost, arkadaşınla yürürsün. Ama yol bittiğinde, unutma ki, yalnız karşılanırsın. İşte yalnız kaldığın o anda sahip çıkılabildiysen, bil ki, sen yoldasın.

Muradımız ve niyazımız O dur ki, yolda olduğunu sananlardan değil, yolda olanlardan olalım.

Yol, aşk imiş. Yok öyle değil. Aşk, yol imiş. Öyle de değil. Marifet imiş. Marifet, aşk ile bir yolda kayboluş imiş.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.