Yol

Ahmet KELEŞOĞLU

Çıktığın yolda neyle karşılaşacağını bilemezsin. Yaşadığın şehri terk ediyor veya bölgeni değiştiriyorsan her şeyi göze almışsındır. Nereye gittiğinin de bir önemi yoktur aslında. Önceki yaşanmışlıklar şimdi yavaş yavaş geride kalır. Yaşamının büyük çoğunluğunu geçirdiğin şehir, artık hatıralarda anıdan öteye gitmez. Hangi nedenle gidersen git. Pişmanlıklar başlayacaktır. Bundan sonra beynini, yaşanmış kötü olaylar meşgul eder. Artık senin elinde olan bir şey yoktur. Kontrol geçici olarak senden çıkmıştır. Onlarca gurur verici iyiliklerin unutulmaya başlar. Hepsi arkada kalmıştır. Seni öven konuşmalar son bulur. Ayrıca hakkının yenilmiş olması da kimseyi rahatsız etmez. Sen yaptıklarınla kalır, anılarının sana mutluluk verdiği iç huzuruyla yetinirsin. Burada kötü olan, geçmişteki çabalarının hayırsız kişiler tarafından küçümsenmesidir. Seni üzen, bunu hiç hak etmemiş olmana rağmen, senden menfaati olanların yokluğunda aleyhinde konuşmaya başlamış olmasıdır. Kendini bilmez bu çapsızların yaygarası yalan ve iftiralarla süslenerek öne çıkar. Gaye yokluğunda bir paye elde etmektir.

Üzücü kahır dolu yakınmalar da faydasızdır aslında. İyiliklerinin konuşulmasından rahatsız olman doğru bir şeydir. Buna ihtiyacın olmadığını biliyorsun. Ama huzurun kaçmıştır bir kere.

Mühim olan senin, iyiliğin peşinde olmayıp bunu gurur vesilesi yapmamandı. Bunu da başardın.

Bundan sonra yolculuk sürecinde durakladığın yerler, kaldığın mekânlar, nasıl olsa yaşamındaki istikametini belirleyecek.

Yolların dikenli, taşlı havanın soğuk ve zorlu olmasının da artık bir önemi kalmadı. Duraklarda başına gelebileceklerle baş edebilirsin. Olgunlaşan yaşın ve tecrübelerin istikametini nasıl olsa belirleyecek. Mühim olan ayakta kalabilmendi. Sonunda bıraktığın izler kalıcı mıdır, değil midir?

Bu çok önemli.

Yaşamda iz bırakmayacaksan aldığın mesafenin, gösterdiğin başarıların önemi değersizleştirilir. Bunu biliyorsun.

Bir mücadelenin içinde olmak, ya da kısa süreli başarısızlıkların seni yıldırmasın.

Sonunda mutlaka başarılı olacaksın. Toplum adına faydalı işler yapabileceğini ve en sonunda da, kamuya mal olabilecek önemli ve unutulmaz izler bırakacağını bilmelisin. Unutma ki hedefe, yol haritasındaki notlar ve edindiğin tecrübelerle ulaşacaksın. Bu yolda gidenlerin çoğu yolun belli etaplarında yenildiler, hayatları zehir oldu.

Start verildiğinde başarı yarışında, ister kamu çalışanı, isterse özel sektör siosu olsun, hiç fark etmez. Hatta bu yarışta siyasiler ve belediye başkanları bile olabilir. Burada vicdanıyla doğru iletişimi kuran dürüstlüğü ile taçlandırılacaktır.

Mühim olan bu yarışta hiyerarşik ihtiyaçlarının karşılanmasından sonraki artan zamanlarda ne yaptığındır. Ve kamuya nasıl fayda sağladığındır. Íçinde bulunduğun vazifenin avantajlarını da kullanarak kendine ve yakınlarına sağladığın kazanımlar senin arkandan sonsuza dek gelecek utancın olabilir. Buna dikkat etmek gerekir.

Bir kere bu haksız kazanca elini uzatırsan bozulmaya başlamışsındır.

Haksız kazancın büyüklüğünün de hiçbir önemi yoktur. İster küçük bir edinim isterse sınırların ötesinde bir kazanç olsun. Hiç fark etmez. Haksız haram kazanç sağlamak her şeyden önce yasalar karşısında suçtur. Kamu vicdanı açısından bakıldığında ise, durum daha vahimdir. Zira üzerindeki lekeyi bir ömür boyu üzerinden atamazsın.

"Yol"

Yürüyeceksen benimle, bakmayacaksın yolun, çamuruna taşına.

Geleceksen, kararlıysan, alacaksın yüreğini eline.

Çekemem bu hayatı, taşıyamam bu canı demeyeceksin.

İleriye bile bakmadan, geriye hiç sapmadan geleceksin.

Senin anlayacağın cancağızım, belki sen başka yolda olacaksın.

Belki de, yolunu sonlayacaksın.

Olmuyorsa bozuluyorsa oyunun, o zaman hiç başlamayacaksın.

Alacaksın yerden taşı, basacaksın yüreğine.

Ölüm bile olsa sonunda, dönmeyeceksin geriye.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.