Yüzsüzlüğün resmi!

Ramazan TÜLÜ

“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolaşan kırmızı balığınkini
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
1961 yazı ortalarındaki Küba’nın resmini yapabilir misin?
Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm
ölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstad?”

Nazım Hikmet RAN

Nazım Hikmet’in “Saman Sarısı” adlı uzunca bir eserinin içindeki bir kesit ile başlayalım yazımıza, Her ne kadar kesit de olsa müstakil bir şiir gibi algılanır ve öyle sanılır.

Nazım Hikmet ki; Dünyanın sayılı ve Ülkemizin en iyi şairidir.

Abidin Dino’da, Ülkenin en iyi ressamıdır.

Ortak özellikleri ise her ikisi de elit ve varsıl aile çocukları oldukları halde, Emekçi, işçi sınıfı, işsizler, üretip de emeğinin bedelini alamayan yoksul halk kitlelerini kısacası emeği dert edinmiştirler kendilerine…

Hem de Egemenlere ve Sermayeye karşı.

İşte bu anlayışlarının mükâfatı (!) olarak; Yapıtları ve yaşama bakış açılarıyla, ezilen ve sömürülenlerden yana taraf olduklarından ömürlerinin bir kısmını hapishanelerde, işkence tezgâhlarında ve sürgünde geçirdiler.

Nazım biliyordu tek kare ile mutluluğun somutlaşmayacağını ve böyle bir soruyla ressamın becerisini sınamak da değildi, amacı.

Mutluluğu sözcüklerle anlattı biz okuyanlarına…

O mutluluğu sözcüklerle anlatma yolunu seçti. Yaşanmışlıklarının beraberindeki arzularının, hayallerinin içinde olduğu şiirlerle…

Abidin Dino mutluluğun resmini yapmadı. Çünkü o da biliyordu ki, tek bir kare ile somutlaştırılamazdı mutluluk denen kavram.

Ülke yönetimine talip olan üst düzey politikacıların bizlere mutluluğun resmini çizmelerini istemiyoruz. Zira onlar ressam değillerdir. İçlerinde ressam olan var ise de Abidin Dino’nun çizemediği mutluluğu çizemeyecekleri muhakkaktır.

Ne yaman bir çelişki ki siyasilerimiz yüzsüzlüğün resmini yapıp sundular bize hem de işin en kolayına kaçarak, en basite indirgenmiş yönüyle…

Gerek genel de gerekse yerelde yüzsüzlüğün dik alası ile karşı karşıya kaldık. Gazetelerin siyasal haber sayfalarında…

Sıradan bir kişinin başka bir kişiye söylemesiyle, cinayete neden olabilecek iftira ve hakaret ihtiva eden sözcükleri söylerken hiç utanmayan, çekinmeyen şahsiyetlerin günü gelince birlikte olup, birlikte yürüyüp birbirlerine iltifatlar düzmesi tiksindirici gelmiyor mu sizlere?

Rant uğruna her yolu mubah gören, ar damarları örselenmiş siyasilerimizin ne halt yedikleri bizi ilgilendirmese de onların bu utanmazca yaptıkları faaliyetlerin neticesinde onlar itibardan başka bir şeyler (rant ve görece saygınlık) kazansa da emekçiler çok şey kaybediyor ve ekmeklerinden oluyor.

Doğru değilse çok sevinirim, ama Aydın Büyükşehir belediyesindeki emekçiler için duyduklarım tam da bu türden.

Mevcut Belediye çalışanlardan kadrosuz olanlar zamanında işe alınırken CHP’ye üye olma zarureti getirilmiş.

Ne kadar da bayağıca bir anlayış değil mi?

İnsanın ekmek parası kazanabilmek, çalışa bilmesi için hiç de istemediği ya da desteklemediği bir partiye Üye olmaya zorlanması.

Bayağıdan da öte, insan onur ve hasiyetine aykırı, temel insan hakkı ihlali.

Sağlıklı ve verimli hizmet üretme derdinde olmayan muhteremler, liyakat yerine sadakat ve biat gözettikleri için, yapılacak işe o işi yapabilecek kapasitedeki kişiler yerine, hatır ve yandaş edinme kaygısıyla işe aldıkları kişiye iş uydurmaları sonucu sundukları kamusal hizmetin kalitesi de işte bu kadar olur.

Şimdi de duyduk ki o kişileri CHP’den istifa etmeye zorluyorlarmış. Hadi istifa etmesinler de görsünler hallerini…

Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur misali bir sonraki aşamada da AKP’ye Üye olma koşulu getireceklerdir. Kimse de bu olup bitene şaşıramayacak. Çünkü toplumsal çürüme ve yozlaşma alıştırdı bizleri bu anormalliklere ….

Yüzsüzlük kareleri ile haşır neşir olup insanın fıtratındandır bunlar dememek gerek…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.