Sevgisiz insan, mutsuz toplum

Bir ışık, bir insan…

Bir umut, bir gelecek...

Mutlu yarınlar, güzel günler görecek...

Sevgi ile, muhabbet ile, aşk ile insanları sevecek...

Nice gönüller fethedecek...

Nice yuvalar kuracak...

Hayalleri, gelecek planları olacak.

Evlenecek, yuva kuracak.

Telli duvaklı gelinliği içinde, ailesi ve tüm sevdikleriyle mutluluktan uçtuğu düğün halayları çekecek.

Nikah memurunun şahitler huzurunda “eş kabul ediyor musun” sorusuna; çiftler en canlı bir şekilde tekrarlarını da yaparak " sonsuza kadar evet " diyecekler.

Orkestra, en güzel mutluluk şarkılarının müziğini çalacak...

Uzaktan yakından düğününüzü şereflendiren konuklar…

İkramlar, düğün pastaları, yenen yemekler…

Bu güzel düğün gecesi anısına çekilen fotoğraflar, her oyuna kalkanla çekilen özçekimler.

Arka arkaya yapılan istekler...

İyice kurtları döktürürcesine sahnedeki birbirinden güzel oyunlar...

Herkes mutlu, herkes neşeli...

Çünkü; İki genç evladımız yuva kuruyor, yeni dünya evine girecek...

Bütün sevenleri, yakınları olarak bu sevinci paylaşmak lazım!

Derken…

Sıra geldi takı merasimine...

Düğün törenlerinin videosunu çeken kameraman görev başında zaten.

Kim ne takmış?

Kim ne oku getirmiş?

Düğünümüze kim gelmiş, kim gelmemiş?

Her şey, yaşanan bütün fiil ve eylemlerin hepsi kayıt altında...

Eğer, başkalarına götürdüğün altınlar sana gelmemişse...

Altının gramları eksikse, ya da enflasyon hesabı yapılarak iki yıl önceki mor yüzlük yerine aynı para gelmişse...

İşte ilk mutsuzluk tohumlarının ateşi yakılmaya başladı!

Bir de oğlan evi şunu taktı, kız evi bunu taktı...

Oğlan evi az yaptı, kız evi çok yaptı tartışmaları da ateşlenince yandı gülüm keten helvam.

Bu talihsiz tatsızlıklar, ister istemez genç çiftlere yansıyor...

Daha evliliklerinin ilk aylarında, ilk yıllarında başka bahanelerinde eklendiği geçimsizlikler başlıyor...

Ve sevgi ve mutluluğun giderek azaldığı o yuva çatırdamaya başlıyor.

Kavgalar, hakaretler, şiddet, taciz, işkence, insanlık dışı muameleler....

Her seferinde komşular araya giriyor, kadını kurtarıyor.

Kadın en sonunda mahkemeden uzaklaştırma kararı aldırıyor.

Erkeklik onuruna çok dokunuyor beyefendinin.

Bir gün bıçağı çekip, kaç yerinden " evlenirken canım, şekerim, cicim " deyip yere göğe sığdıramadığı eşini katlediyor.

Böyle, her gün yüzlerce iç burkan, yürekleri yakan kadın cinayetleri haberlerine tanık oluyoruz.

Düşünebiliyor musunuz?

Evinde kızının nişanı için temizlik yapan kadıncağıza, gürültü yapıyorsun diye, elektrik süpürgesi kablosu ile eşini boğan canı bir koca...

Bu kadın cinayetleri giderek artıkça, bir de verilen cezalar iyi hal indirimi adı altında suçluyu kollamaya yönelik mahkeme sonuçları, kararları, kamuoyu vicdanını sızlattığı gibi, tartışmalı bu kararlar toplumdaki adalet duygusu ve devlete güven inancını da zayıflatmaktadır.

Umutsuzluğa düşen mağdurlar idam cezasının yeniden geri gelmesi ümidiyle teselli buluyor.

İşte size;

Sevgisiz bir toplum...

İşte size:

Birbirine olan muhabbet ve saygısını kaybetmiş mutsuz insanlar…

Geleceğinden endişeli, umutsuz milyonlar…

İki yıl yaşanan pandemi salgını felaketinden sonra; temel gıda ve ihtiyaç maddelerine, her gün gelen fahiş zamlarla beraber artan hayat pahalılığı, iş aş derdi, geçim sıkıntısı aile müessesini derinden yaralıyor.

Evlenme çağına gelmiş pek çok kardeşimiz bu ekonomik gerekçelerle evlenememekte. Evlenenler de, acayip artan ev kiraları altında ezilmektedir.

Bu nedenle, moral değerlerini ve yaşama sevincini kaybetmiş insanlar, çaresizliklerini şiddete başvurmakla sonuçlandırıyor.

Gün geçmesin bir evli bir aile, bir kadının cinayet haberini almayalım.

Yine gün geçmesin genç bir kızımızın sevgilisi tarafından "hunharca öldürülüp, apartmanın yedinci katından attı. Veya kurşun sıktı, öldürdü!" haberini almayalım.

Bir kör kursun...

Ömrünün, gençliğinin baharında bir kör kurşunun yok ettiği canlar...

İnsan canı bu kadar mı ucuz?

Ölmek, öldürmek bu kadar mı kolay?

Sanki;

Ölüm kol geziyor dört yanımızda...

Sanki tesadüf eseri yaşıyoruz...

Aman dikkat!

Her an, balkonda, sokakta, tarlada, bahçede, iş yerinde Allah korusun bir kör kurşunun hedefi olabiliriz....!

İşte ;

Toplumun barış ve huzurunu tehdit eden tehlike bu!

Gittikçe artan şiddet!

Kavgalar...

Çatışmalar!

Nefret söylemli, kutuplaştırıcı siyasetçiler...

Ve şiddetten beslenen, gücünü kaba kuvvetten alanlar...

Sevgisiz, umutsuz...

Çaresiz binlerin yarattığı tablo, mutsuz toplumun omurgasını oluşturuyor.

İşte bu manzara;

Hem zihnimi, hem vicdanını cırmalıyor.

Sevgiye aç, mutsuz bir toplum da içimizi karartıyor.

Allah, bizlere her şeyin hayırlısı ve güzelini versin.

Ölümün dahi hayırlısı ve güzelini...

Şair Rabia Barış 'in dediği gibi;

"Ölüm benim gönlümde

Sevgiyle açan bahar,

Ben onun gölgesinde

Dolaştım diyar diyar."

Sevgiyle kalın.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
  • Ahmet Keleşoğlu / 02 Temmuz 2022 16:29

    Ali Aksüt bey; Sayın yazarımız..
    Büyük bir sosyal yaraya parmak basmışsınız. Sevgiden, aşktan, resmiyet kazanan düğün ve nikahtan, altından takıdan sonra, mutsuzluğun iç karartan acı sonlarına kadar sevgi ve neşe ile başlayan bu büyük sosyal olayı neredeyse hiyerarşisine kadar sade ve akıcı dille anlatmışsınız. Daha ne yazacaksınız Allahaşkına...birde ferman mı çıkarsaydınız? Duyan duydu, dersini alan aldı. Ama olan nice yitip giden fidanlara oldu. Maalesef kanun koyucular bu toplumsal yaraların geride bıraktığı silinmez yaralardan acı travmalardan yanan ana baba yüreklerinin kan damlayan vicdanlarınıın acısından ders almıyorlar. Sen yaz büyük ağabey Ali Aksüt, bizde yazalım değiştirelim ülkemizin bu kötü kaderini. Güçlü müeyyideli yasalar çıksın...Kalemine yüreğine sağlık olsun

    Yanıtla (0) (1)
  • Mustafa Eryılmaz / 02 Temmuz 2022 09:34

    Yüreğine, kalemine sağlık arkadaşım. Türk Milletinin özellik ve hasletlerini en ince ayrıntılarına kadar belirtmişsin çok teşekkür ederim. Pandemi den sonra hayat pahalılığı insanımızı çileden çıkarmıştır. Hepimiz mutsuz, gelecekten umutsusuz. Allah yardımcımız olsun. Sağlıcakla kalın.

    Yanıtla (0) (0)
  • N. Arslan / 02 Temmuz 2022 01:27

    Yürekten gelen sesler...
    Sevgi ve saygı içinde bir toplum, mahallede komşuluk ilişkiler şahane, düşenin elinden tutulur, hastaya koşulu, yoksula deva olunur.
    Ne oldu bize diye soruyoruz.
    Cevaplar satırlarda...
    Kalemine sağlık üstad...

    Yanıtla (0) (0)
  • Ömer Gül / 01 Temmuz 2022 23:22

    Üstadım yine Okyanus Yüreğiniz Gam yükünü yüklenmiş Yol almakta başta tam bir Bahar havası Deniz Dalgasız hava güneşli, kaptanımız.Tayfalarimiz, yolcularımızın hepsi mutlu Manzara şahsene.Ancak bir anda hava karardı Gök gürledi Şimşekler.Yildirimlar çaktı.Gel git olayları Dalgalar kabardı gemi rotayı şaşırdı dalgalarla boğuşmakta battı batacak.o Mutlu Tablo bir anda yerini ümitsizliğe.karamsarliga bıraktı.yolcularda bir telaşi ile Can sinitine satılanlar.gemiyi terkeden fareler.Yolcular.Tayfalar.ve herşeyin bittiğini gören kaptan.. insanlık için çarpan Naif yüreğiniz varolsun ömrünüz çınar olsun, güzel insanlara selâm olsun..

    Yanıtla (0) (0)
  • Lutfiye Sunay / 01 Temmuz 2022 22:21

    Ac kalan insanlar ahlakini.Ac kalan milletler bagimsizligini yitirir

    Yanıtla (1) (0)