
Orhan ERDEM
Siyasi iktidar ve patronaj
‘İktidar olmak, toplumda bulunan farklı çıkar gruplarının menfaatlerini ortak bir noktada birleştirme becerisi ve sanatı demektir.’ Çıkarlarını yönetebilmek, patronajı yönetebilmek demektir.
Menfaat çatışmalarında güçlü elitlerin menfaatlerini değil, zayıf çoğunluğun menfaatlerini diğer çıkar gruplarının üstünde tutan iktidar, halkın yanında olan iktidardır.
İktidarın kaynağı güç, gücün kaynağı da mülktür. Mülkün mutlak sahibi olan iktidar, mülk gelirleri üzerinden çıkar ağlarını toplumda inşa etmiştir. İktidar bu bağların kontrolünü yitirdiği anda devlet yönetimi, başka bir siyasi rejime ve ekonomik modele dönüşmek zorundadır.
Siyasi rejim tipi de patronaj ilişkilerin şeklini ve mahiyetini belirlemektedir. Çünkü siyasi iktidarlar, rejimin devamı için, üstün tuttuğu değerler ne ise onları ayakta tutacak kimselere ve fikirlere ihtiyaç duyarlar. Böylece iktidarlar, varlıklarını devam ettirebilmek için patronajı bir güdüleme aracı olarak kullanır.
Bir siyasi sistemde uygulanan patronaj, zamanla ahlaki kuralları değiştirir, kendi ekonomik ve sosyal yapısını oluşturur. Patronaj, toplumun biyolojik organizmasını yönetir. Toplum ve insan ilişkilerine yön verir.
Bireyler bir süre sonra farkında bile olmadan patronajın güdüsüyle hareket etmeye başlarlar.
Patrimonyal patronajın hakim olduğu bir toplumda, bilgi ve bilinç kıymetsizleşir, güce saygı bilgiye saygının yerini alır.
İktidarın temel güdüsü, gücünü arttırmak ve iktidarın devamını sağlamaktır. Patronaj iktidarın devamı için sadece kişilerin desteklenmesini zorunlu kılar. İktidarın verdiğine nasibim budur deyip razı olan böyle bir kader anlayışının iktidarın işini oldukça kolaylaştıracağı açıktır.
Bu yazımızın başından sonuna kadar yazılım ADÜ öğretim üyesi Dr. Uğur Tatlısumak’ın ’Bilginlerin Tutsaklığı’ kitabından alıntıdır.
Değerli hocamızın ‘iktidar- Bilgin ve çıkar’ temalı kitabını zevkle okudum. Kendimden hiçbir şey katmadan alıntılar yaptım. Okuyucularımıza faydalı olmak amacı dışında bir beklentimiz yoktur. Değerli hocamızın kitabını siyasi tarih ve düşünce açısından çok yararlı buldum. Kendilerine fikir hayatımıza katkılarından dolayı teşekkürü borç bilirim.
NOT: Patronaj-Koruma, müdafaa etme, destekleme ve himaye etme (Patronaj, patronun patronluk yapma işidir.)

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkiye’deki sorunların kamusal bir zeminde rasyonel tartışma zemininin oluşması İçin Akademisyenlerin ve Entellektüellerin Halka Karşı Sorumluluğu var.Yükselen popülizmi .İnsanlık Dobralık ADAMlık Kültürünü Ve Rasyonel Tartışma Zeminini Zayıflattı Bu Toplumun.. ? Ezelden Böyle Değildi..Zayıflatıldı..Kamu entellektüellerinin be akademisyenlerin toplumda nasıl bir yeri olmalı.?Devlet Toplum ilişkisi Din Devlet ilişkisi hep tartışılagelmiştir ama yüz yıllardır Devlet-Bilgin Bilim ilişkisi konusunda konuşan tartışan yok..Belki de bu sebeple İşler sarpasarmış olabilir mi? Uğur Tatlısumak Hocamız Vebali Üzerinden Atmış.. “Dikenleri Sulayıp Meyve Ağaçlarını Kurutursak”
Yanıtla (1) (0)Başımıza Neler Gelebileceğini Çok Güzel Anlatmış.. Sosyal Bilimler Alanında Ortaya Koyduğu Yeni Paradigmalar ve Sunduğu Perspektiflerle Son Dönemde Okuduğum En Nitelikli Çalışmalardan Birisi..
Bilim,Bilgin,Güç ve İktidar İlişkisinin Mükemmel Bir Kronolojisi ve Analizini Yapmış..Çürüttüğü Tezler Ortaya Koyduğu Kuramlar ve Modellemelerle Ufuk Açıcı Yol Gösterici Bir Eser..Duamız Okuyup Anlayacak itibar edecek kalitede ve kapasitede siyaset erbabının ehlinin önünün açılmadı siyaset esnaflarıyla bu işler olmaz çünkü..Hürmet Selam Ediyorum
Siyaset esnaflarımızı olmaz diyorsunuz da, bilim insanları ile mi olur ?
Yanıtla (0) (0)Güç zehirler diye biliriz
Yanıtla (0) (0)Bence tam tersi olmalı . Gerçek demokrasilerde ; İktidar olmak farklı çıkar gruplarının menfaatlerini değil fırsat eşitliğini yaratarak tüm halkın ortak menfaatlerini gözetmek olmalıdır. Sn hocamız tanımıyla iktidarları belirli kişilerin menfaat kapısı gibi görülmesini olağan karşılar pozisyonuna düşmüş olmuyormu ?
Yanıtla (1) (0)