Telekom’un halleri ve Cübbeli’nin terlikleri

Değerli okurlar Aydın 24 Haber’de köşe yazarlığı yapan bir Aydınlıyım. Telekom hakkında üç dört defa yazı yazdım. Telekom Lübnanlı Hariri’ye devredilmeden önce işlerimiz veya isteklerimiz yerine getiriliyordu. Hariri’ye teslim edildikten sonra Telekom’da çalışan teknik bakımından yetenekli ve işinin ehli elemanların işine son verilip yerlerine asgari ücretle çalışan elemanlar alınarak işlerde bir yavaşlama ve savsaklamalar başladı.

Kuşadası Belediyesi bizim sitemize çok güzel bir yol yaptı. Bu yol yapımı sırasında Telekom’un yolun altından geçen kablolarının üstte alınması için kabloların geçtiği yeri kabloların emniyetli geçişlerinin sağlanması için o alanı boş bıraktı. Sonradan bu huşuda yazdığım bir yazıdan dolayı gelip ilgilendiler. Yine bu Telekom’un çukuru iki ay gibi yolun ortasında kaldı. Bu arada bizim sitemize hizmet veren kabloda yolun ortasında kaldığından her gelen geçen araçlar kabloya zarar verdiğinden bizde yeterli hizmeti alamadık.

Kuşadası’nda bu sene gerekli hizmeti alamadık ama Aydın’a vardığımızda rahatlarız diye düşündüm. Ama maalesef düşündüğüm gibi olmadı. Hiç olmazsa Kuşadası’nda yeterli de olmasa az buçuk hizmet alıyorduk. Ama Aydın daha da hayal kırıklığına uğradık.

14.10.2017 günü Kuşadası’ndan Aydın’a geldik. 16.10.2017 günü sabah erkenden Telekom’a giderek bilgisayarımı Aydın’a nakletmek için müracaat ettim. Yetkili elemana da ricada bulundum hemen bağlarsanız yani internetim çabuk açılırsa memnun olurum dedim.

Şu yazıyı yayınladığım tarihe kadar internet bağlantısı yapılmadı. Tabi bu arada Aydın Telekom sayın müdürünü aradım. Her nedense Aydın Telekom müdürüne ulaşmak çok zor. O nedenle ben de ulaşamadım. Bir yetkili “şu numarayı arayın onlar yardımcı olur” dedi. Söylenen numarayı aradım. Telefonu açan bir bayan kızımız “İnternetiniz 25.10.2017 tarihinde bağlanacak” dedi. O günü bekledim bağlanmadı. Bunu üzerine tekrar Telekom yetkililerine giderek yardım istedim. Onlarda beni çözüm masası diye bir bölüme yönlendirdiler. İnanın abartmıyorum üç saat bekledikten sonra sıra bana geldi. İlgili memura durumu uzunca anlattım. Memur önündeki bilgisayara uzunca baktıktan sonra bana İnternetinizin 27.10.2017 günü bağlanacak dedi.

16.10.2017 müracaatıma 30.l0.2017 on dört gündür olumlu bir gelişme olmadı.

Sayın okurlar bir internet bağlantısı 14 gündür bağlanamaz mı? Aydın Telekom müdürüne ulaşmak mümkün değil. Ben Aydınımızda diğer yetkililere ulaşıyorum ama Telekom müdürüne ulaşılmıyor.

İşte Telekom’un halleri ne yaparsın kimi kime şikâyet edeceksiniz.

CÜPPELİ AHMET ÜNLÜ’ÜN TERLİKLERİ

Siyasi yetkililerin verdikleri demeçlerde, devamlı dindar ve muhafazakâr bir gençlikten bahsederler. Dindar olmuşsun muhafazakâr olmuşsunuz çağa ayak uyduramazsanız çağın getirdiği yeniliğe arkanızı dönerseniz, ne kadar dindar olursanız olun hiçbir değeri olmaz.

Anladığım kadarı ile dinde iki türlü kavram var. Birincisi dinci, ikincisi ise dindar olanıdır.

DİNCİ: Dini kullanarak çıkar sağlayan kişi, din bezirgânı, yobaz deniliyor.

DİNDAR: İnandığı dinin ilkeleri doğrultusunda yaşayan, kimsenin inancına karışmayan dini çıkar aracı olarak kullanmayan ve samimi olarak inanan kişiler.

Din, tarih süreç içinde insanlar arasında bozulan ilişkileri düzeltici, bütünleştirici ve kaynaştırıcı bir rol üslenmiştir.

Tarihin derinliklerinden beri bilhassa Anadolu’muzda ortaya çıkan tanrıça Kibele ve çok tanrılı dinler yazının bulunuşundan önce ortay çıkarak tek tanrılı dine kadar insanlar arasında bir düzen getirmiştir.

Her ne olursa olsun gerek çok tanrılı dinlerde gerekse tek tanrılı dinlerde insanları barış içinde yaşamaya teşvik etmiştir.

Ama bazı dini çıkarı için kullanan üfürükçüler, dolandırıcılar, din cambazları barış, kardeşlik ve dayanışmaya teşvik eden dine yön vererek amacından ve çizgisinden saptırdılar. Bu din simsarları dini, kendi amacı doğrultusunda uygulayarak barış yerine kavgayı, hoş görü yerine öfkeyi, adalet yerine zorbalığı uygulamaya başladıkları görülmektedir.

Tek tanrılı dinlerde bu cambazlar değişmedi. Din simsarları, başka dine inananlara saldırdılar. Din adına insanları katlettiler. (Haçlı seferlerinde olduğu gibi)

Geçenler de Haber Türk TV dinlediğim bir haberde hem güldüm hem de üzüldüm. Üzülmemin nedeni günümüzde halen dini çıkarı için kullanan Cüppeli Ahmet hoca lakaplı birinin temiz din duygularını kullanarak ticari çıkar sağlaması.

Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’ nün bir videosu ortaya çıktı. Videoda 'Cübbelinin “Nal-ı Şerif” denilen bir terliği anlatıyor.

Cübbeli Ahmet'e göre bu terliği satın alıpta  giyenler Hz. Muhammed’i rüyasında görüyor.

Cübbeli Ahmet'in 4 yıl önce cemaatine yönelik yaptığı bir konuşmasından çekilen bir video görüntüsün de Cübbeli Ahmet videoda 130 liraya satılan bu terlikleri giyenlerin evinin bereketli olacağını, evlerinin yanmayacağını, evin içerisindeki eşyaların çalınmayacağını, rüyalarında da Hz. Muhammed'i göreceklerini ileri sürüyor.

Ayrıca Cübbeli ATM’nin yeni raf ürünleri;

-       Nal-ı Şerif:  Giyenleri doğrudan cennetin kapısına yönlendiren terlikler (135 TL);

-       Sakal-ı Şerif’in yıkandığı su (Şişesi 3 TL);

-       Muska-ı Şerif:  Takanları yangına, depreme, hırsızlığa karşı koruyan muska (10 TL);

-       Özel kefen:  Kabirde azap çekmeyi engelleyen, cehennem ateşine karşı koruyan dayanıklı özel kefene (370 TL).

Bazen düşünüyorum da, insanların dini inançlarını ticaret malı haline dönüştüren bu kişilerin yanında, bir de saf ve temiz dindarların daima kişiliğini oy avcılığı olarak kullanarak iktidar yolu için kazanç sağlayanlar da var.

Bilmem, siz hangilerinin yanındasınız ve hangilerine hak verirsiniz!

Irkçılık ve dincilik demokrasinin can düşmanıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.