Yazar şair Muharrem Soyek ile edebiyat sohbeti

Yazar şair Muharrem Soyek ile edebiyat sohbeti

Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Mezunu Betül Altınsoy'un Değerli Yazar Şair Muharrem Soyek ile edebiyat hakkındaki sohbeti.

-Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

*

Evli, iki çocuk babası ve bir torun dedesiyim. 1953 doğumluyum. Köyden İstanbul’a getirildiğimde 6-7 yaşımdaydım. 1960-70 yılları arasındaki çocukluğumu ve erken gençliğimi Osmanbey Ebekızı Sokak’tan Ihlamur Deresi boyunca Beşiktaş’a kadar inen gecekondu mahallesinde geçirdim… 1970’lerde Beykoz sırtlarında hisse tapulu bir arsaya bir gecekondu kondurduk. Ne su ne elektrik ne kanalizasyon ne yol vardı. 2011 yılına kadar Beykoz / Şahinkaya’da yaşadım. Beykoz Şahinkaya’da Bakkal işinde 21 yıl çalıştım. Sıradan insan acılarını bakkal raflarına dize durdum... İki bin on bir yazında doğduğum köye, İnebolu Üçevler Köyü’ne yerleştim. Küçük bir meyve bahçesi kurdum. Toprak, su ve hava neyi ne zaman verirse o zaman yemekteyiz. Kalan kısmına emekli aylığı yetiyor çok şükür. Sonuç olarak basitçe fakat özgür kimliğimle yaşamayı becermekte olduğum kanısındayım.

Şişli On Dokuz Mayıs İlkokulu’nu bitirdim. Parasız yatılı Darüşşafaka Lisesi sınavını kazandım. İki yıl hazırlık sınıflarıyla birlikte Darüşşafaka’da orta ve lise düzeyinde yedi buçuk yıl eğitim aldım. Zihinsel ve ruhsal kimliğimin temel taşlarını Darüşşafaka’da oturttum. Darüşşafaka’yı son yarı yılda bir sınıf dolusu arkadaşımla birlikte terk ettik. Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun oldum. Çapa Tıp Fakültesi’ni kazandım. Fen Fakültesi’nde tıp öğrencisi olarak bir yıl ders gördükten sonra bıraktım. Sorun hem ruhsal hem parasal yetersizliğimdi. Kısadan gerçekse, züğürtlük paçadan akınca insanın ne hevesi ne cesareti kalıyordu…

*

Şimdi küçük bir dağ köyünde küçük bir evde kafama göre takılmaktayım. Her sıkıntıya rağmen hayatı özgür kimliğiyle yaşamaya azmedenlerin yollarını aydınlatacak bir sızımlık ışık olur umuduyla ara sıra oturup kitap yazmaktayım. Sevgiyle yaşayalım ve yaşatalım ki şenlik ve esenlik içinde göçelim şu ölümlü dünyadan…

*

Çok kitap okur musunuz? * Yaşlanıncaya kadar çokça kitap okudum. Şimdi yazma hevesim geldi, kitap yazıyorum.

*

Şiirlerinizi etkileyen idolleriniz var mıydı? * İdolüm olmadı. Sadece anlamı güzel dillendiren şiirlere özenmiştim. Ben de şıp diye yapabilirim sanmıştım. Önce harika bir şiir yazdığımı sandım, sonra okuyunca hiç beğenmedim. Şiirlerimi yaz boza ancak biraz şiire benzettim.

*

Siz nasıl bir şairsiniz? Neler dinler, nelerden ilham alırsınız? * Şiir yazmayı ilk başlangıç hevesim dışında asla şair olma tutkusuyla sürdürmedim. Şiir, kendimi ifade biçimi olarak benimsediğim ve beğendiğim bir anlatı estetiği oldu. Çoğumuz şiir yazarız da çok azımız şair olur… Şiir yazanlar, kurumuş ruhlara su taşıyan saka kuşları gibidir. Bazılarının suyunu içmeye doyum olmaz; işte o saka kuşlarına şair denir. Doğanın uyanışını ve ölümünü dinlerim. Kalabalığı dinlerim. Sonra döner kendimi dinlerim. Bu arada güzel müzikler gelir onları da dinlerim… İlhamla yazmam; düşüncede takılırım, mantık diliyle ifadede zorluk çeker de onu şiir diline uyarlarım. Hani manayı hiç olmazsa duygusal algıya yedireyim diye…

*

Biraz da genel konuşalım. Bir gününüz nasıl geçiyor? * Sabahları telaşsız kalkarım. Emekli olmanın en tatlı yanı. Soba yakılır, çay demlenir, kahvaltı hazırlanır. Sabah haberlerini çay içerek izlerim; çayı şekersiz içerim. Eğer bahçede yapılacak ivedi bir işim yoksa, bilgisayarın başına kurulur sosyal medyada biraz takıldıktan sonra, yazmaya koyulurum. İkindiye doğru dışarı çıkarım. Dönüşte abur cuburla çay içerim, biraz şekerleme yaparım. Kalkar yeniden bilgisayarı açarım. Akşam olanda haberler, yarışma programları, komedi tiyatro ve varsa gönülden ve akıldan çağrılı bir film onu izlerim. Sonra tumba yatak. Bunlar genel gidişatlardan. Ara sıra ağaç bakımı, odun kesimi, sulama ve ekim işleri de çıkıyor elbette.

Son olarak okuyuculara işlerini iyi yapmalarını öneririm. Onların işi sayfayı okuyup da bir sonraki sayfaya geçmek değil; okuyup da anlamışsa diğer sayfaya geçmeli; anlayıncaya kadar aynı sayfada kalmalı. Eğer anlayacak bir şey bulamamışsa, kitabı kapatıp yaşamaya geçmeli…

*

Sevgili Betül, bu güzel sohbet fırsatı için teşekkür ederim.

Sevgiyle, esen kalasın!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum