Yerli malı, Türk’ün malı

Kafamda çok soru var!

Düşünülmesi gereken, cevaplanması gereken sorular…

Çok sorun var...

Hem de çeşit çeşit...

Acil çözülmesi gereken sorunlarımız var! En başta konutumuz, işyerimiz ve sanayide kullandığımız doğalgaz enerjisi...

Yine, Türk halkının sofralarından hiç eksik olmayan temel gıda maddesi ekmeğimiz!

Hepinizin bildiği, dünyayı cehenneme çeviren Ukrayna- Rusya savaşı...

Düşünen duyarlı her Türk vatandaşı, mevcut gelişme üzerine, bizim hem tahıl buğday tedarik ettiğimiz her iki ülke ve bilhassa doğalgazda yüzde yetmiş kadar gaz ihtiyacımızı karşılaştığımız Rusya...

Gündemdeki, güncel bu konular üzerine, cevap aradığımız " ne olacak bizim halimiz " sorusu ile ilgili, bir dostum, samimi itiraflarda bulundu.

Sabah yürüyüşlerinde birlikte olduğumuz öğretmenimin görüşlerine karşı çıktım. Şu durumda öğretmenim haklı çıktı. “Ali bey, şimdi öğretmeninden özür dilemem lazım” dedi. Bu erdemli davranışıyla, gönül almayı da bilen sözlerin sahibi Aydın 24 yazarlarından Orhan Erdem'di.

Esas sorun; Savaş bahanesiyle Rusya gazı keserse, Türkiye ne yapacak ?

Rusya ve Ukrayna'dan  ekmeklik buğday gelmezse, ya da kısıtlı gelirse, işte o zaman ne yapacağız?

Bu sorular yeterince cevaplanmayan sorular…

Ülkemiz Türkiye, adeta bir ateş çemberi içinde…

Dünya'da devletler, ülkeler, kıtalar, her an patlamaya hazır bir barut fıçısı gibi...

Artık dünyanın çivisi iyice çıktı...

Şu an dünya piyasalarına Rusya saldırganlığın stresi sarmış durumda...

Taşlar yerinden oynamış durumda.

Dengeler değişiyor...

Yeni dengeler, boşluğu doldurmaya çalışıyor.

Kimileri yenidünya düzeni kuruluyor diyor...

Neyse, esas sorun ;

Biz ne yapacağız sorusuna verilecek cevaba geliyor...

Öğretmenim soruyor...

Aydın'da jeotermal enerji üretiyor muyuz ?

Evet üretiyoruz....

Hem de, çok büyük bir jeotermal enerji potansiyeline sahip ilimiz, ürettiği elektrik enerjisi ile Ulusal şebeke ağı içinde, yakın illerimiz Denizli, Muğla, İzmir ve Manisa'nın da pek çok enerji ihtiyacını karşılamaktadır.

Doğalgaza göre, daha ekonomik ve yerli olan, mevcut doğalgazın üçte bir gibi bir tarifesi olan yerli enerji kaynağımız jeotermali konut ısınmasında, şehirlerimizde, ilçelerimizde ne diye kullanmıyoruz?

Bu enerji kaynakları için Aydın ilimiz büyük bir potansiyele sahip.

Taa 1990’li yıllarda AYTER AŞ’yi kuran ve görev süresince gündem de tutan, bu konuda Aydın şehrinin merkezî ısıtma projeleri hazırlatan, bu ülkeye hizmet sevdalı meşhur Valimiz Rahmetli Recep Yazıcıoğlu'nu mezardan çıkarıp gelmemiz mi lazım?

Ya da, Aydın şehri için çılgın projelerin mimarı önceki dönemlerde, iki dönem belediye başkanlığı hizmetiyle kocaman bir köy diye tarif edilen Aydın iline, modern, çağdaş şehircilik ve yerel yönetim hizmeti veren Hüseyin Aksu'yu arayıp bulup, şu büyük potansiyele, uyuyan koca deve bir ateş, bir ışık yak demek mi lazım?

Acaba Aydın’ın jeotermal kuyuları mı kurudu?

Menderes akar...

Üretici bakar....

Neden....? Niçin....?

GES’ler, HES’ler, RES’ler...

Alternatif, çevreci enerji kaynaklarımız var!

Bu sorunları çözecek akıl ve irade de var....

Yetişmiş insan gücü var...

Şu güzel Aydın'da ve ilçelerinde ne diye doğalgaz şebekesi döşetmek için çırpınırız?

Enerjide neden bu kadar dışa bağımlıyız?

Hem de, yüzde yetmişlere varan bir bağımlılık.

Öğretmenim;

Orhan beye, elin Rus gavuru gazı kesince ne halt edeceğiz ?

Keza ekmek, buğday meselesi...   

Hâlbuki bu jeotermal enerjiyi çok amaçlı bir şekilde, İzmir- Dikili, İzmir- Balçova, Denizli Sarayköy, Kütahya Simav ve pek çok ilimizde hem seracılık, hem kaplıca sağlık turizminde ve ilçelerin konut ısınmasında kullanmaktadır...

Amerika’yı yeniden keşfetmeyeceğiz...

Akıl, bilim, teknoloji...

Yönetim ve organizasyon!

Kendi öz kaynağımız, jeotermal enerjimiz varken niye doğalgaz?

Neden Rusya'ya mahkûmuz?

Ve tomar tomar döviz ödüyoruz... Neden?

Bu sorulara cevap bulmamız lazım.

Aydın'da yaşayan, Aydın'ın ekmeğini yiyen, suyunu içen her Aydınlının düşünmesi gereken sorunlar!

Hele gıda ve tarımda, dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biri diye bildiğimiz ülkemizin ekmeklik buğday ihtiyacının yüzde altmışını Ukrayna- Rusya'dan karşılıyor olmamız da, gene çok çok düşünülecek ve cevap bulmamız gereken sorunlar arasındadır.

Bu Ukrayna'ya Rusya'nın acımasızca işgali ve saldırıları sonucunda o marketlerdeki, durumlardaki yiyecek, içecek, ekmek vb. ihtiyaçların kilometrelerce varan kuyrukları görünce, ilkokul çocukluk yıllarımı hatırladım hemen.

Her çocuk ilkokulda okurken mutlaka kendi bahçesinde, tarlasında ürettiği ürünlerden, yiyecek içecek meyvelerden okula getirir, olmayanlarda pazardan temin ederdi.

Bu güzel topraklarda yetişen ürünler ve bereketi, bu gıdalarla "YERLİ MALI HAFTASI " kutladığımızı, sizlerin de hatırladığını düşünüyorum.

Öğretmenlerimiz;

Bu güzel eğitici çalışmalarla öğrencilere, üretmek, çalışmak, alın teri sonrası da, hak ettiği emeğinin karşılığını almak gibi bir mutlulukla, vatan sevgisini de verirlerdi.

Üretmekle birlikte tutumlu olmayı, tasarrufu da öğretirlerdi. Katiyen hiçbir nimeti israf ettirmezlerdi.

Hepimiz, sevinç ve gururla "Yerli malı, Türk'ün malı herkes onu kullanmalı" diyerek Yerli Malı Haftasının manâ ve değerini öğrenmenin coşkusunu yaşardık.

Bir de kulaklarımıza küpe olacak ve hiç aklımızdan çıkmayacak " Ak akçe kara gün içindir." "Sakla samanı, gelir zamanı." Atasözleri ile hayatımızın en büyük dersini verirlerdi....

İşte sorular…

Cevap bekleyen sorular ....

Ve kadim kültürümüzde, bu sorulara cevap bulan, toplumun temel direği, o eli öpülesi öğretmenlerimi saygıyla selamlıyorum.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum