23 Nisan’ın düşündürdükleri

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 99’uncu yılını idrak ediyoruz. Bugün milli egemenliğin bir zümre ve hanedandan alınıp milletin içinden çıkmış TBMM’ye millet tarafından verilişinin anlamlı bir günüdür.

TBMM Milli Mücadele yıllarında milli egemenliğin yasa ve icra yetkisini kullanarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini atmış, bağımsız Türkiye Devletini bizlere emanet etmiştir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı genç nesillere, ülkenin bağımsızlığının, milli egemenliğinin ve TBMM’nin ne kadar önemli ilke ve kurumlar olduğunu anlatmak için ihdas edilmiştir.

Milli Egemenlik; bağımsızlığa, hukuk devletine giden yolu açar. Milli egemenliğe düşen bir gölge, milletin geleceğine, maddi ve manevi değerlerine yönelen bir tehdittir.

“EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” ifadesi 1.TBMM’nin vazgeçilmez ilkelerindendir. Çünkü o yıllarda, sayıları oldukça çok olan etkin ve yetkin Osmanlı bürokratları ve entelektüelleri, Amerikan (ve hatta İngiliz) manda yönetimine girmekten bahsetmekteydiler. Mustafa Kemal ve arkadaşları ise, her türlü olumsuz şartlara rağmen, “milletin geleceğini milletin kendisi belirler; bu güç ancak onda vardır” inancındaydılar. Onlardaki bu inanç ve kararlılık, milli bağımsızlık yolunda sönmeyen bir ışık olmuştur.

Bugün “Milli Egemenlik” kavramı üzerinde uzun uzun düşünmemiz gerektiği inancındayım.

Avrupa Birliği’ne girme gayret ve müzakerelerinin bütün hızıyla devam ettiği günümüzde ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal, siyasal ve uluslararası sorunların yoğunluğu ve baskısı Avrupa Birliği ülkelerinin egemenlik haklarının ve alanlarının ilke olarak daraltılması nihai aşamada yok edilmesi noktasındaki hassasiyetini görmemezlikten gelmek, ülkemiz için ileride telafisi güç sorunlar yaratır.

Günümüzde gelişmekte olan ülkelerin birincil sorunları ekonomik kalkınma ve meşruiyet sorunudur. Toplumlar refahı arttırmak için büyük bir gayret göstermektedir. Milli gelir hesapları, ihracat rakamları abartılı bir şekilde öne çıkarılmaktadır.

Kişilerin ve ulusların zenginlik ve refahı bağımsız, özgür bir vatan toprağı üzerinde bir anlam ifade eder.

Avrupa Birliği, üyeliğe kabul ettiği ülkelerde alt kültürleri abartılı bir şekilde öne çıkarıp ihya etmeye çalışırken ulusun üniter yapısını paramparça edecek olan etnik ayrımcılığı teşvik eden dil ve kimlik meselesini ön plana çıkarmaktadır.”Parçala, böl, hükmet” prensibinin 21. Yüzyılda tezgâhı olan milli egemenlik ve bağımsızlığın Avrupa Birliği içinde eritilerek yok edilmeye çalışılması üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken önemli bir husustur.

Gelecekte eğer içi boşaltılmış bir 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk bayramı kutlamak istemiyorsak, bu bayramın karnavala dönüştürüldüğünü görmek istemiyorsak, şimdiden ekonomik, sosyal, siyasi beklentiler için Avrupa Birliğine girmek arzu ve isteğimizi enine boyuna tartışıp; milletimize etraflıca anlatmamız gerekmektedir.

Avrupa Birliğine girmek düşüncemizin bir devlet, bir bayrak, bir parlamento, bir hukuk sistemi olduğunu; egemenlik sınırlarının kalkmasının doğuracağı neticeleri hafife almamak gerekir.

Gelecekte 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını milli bayramları anma ve yaşatma derneğinin organize ettiğini görmek istemiyorsak, bunun ne anlama geldiğini şimdiden düşünmemiz gereklidir.

SON SÖZ:

Cumhuriyeti kuran neslin çocuklarımıza armağan ettiklerini, biz onlardan geri almayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.