Çocuklar sevgiye muhtaç yarınlarımız onlar

TBMM'nin açılışının 104.yıldönümü ile birlikte 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını kutladık. Büyük önder Atatürk, Dünya'da bir eşi olmayan çocuklara özgü bir bayram bıraktı. Öyle ki Dünya çocukları ile birlikte kutlanan bir bayrama dönüştü.
**
Çocuklarımız güzel ve mutlu bir bayram günü yaşadı. Allı, güllü, zeybek, kovboy, kıyafetleri ile gösteriler yaptılar. Torun Defne Kafkas kıyafetiyle oyun oynadı.
Ana-Babaların çocuklarına ilgisini, üzerine titremesini gözledik,
Resim çekilmeler, balonlar, videolar... Çocuklar ilgiye, sevgiye muhtaç, aydınlık yarınlarımız onlar.
**
Oysa, geriye dönüp bakarsak, uçları yaşadı bizim kuşak, her şeyin en iyisini ya da en kötüsünü de gördük. Sevdalarımız bile sonuna kadardı, elektrikmiş, çıkmakmış filan bilmezdik. Kahvede yayılmadan, ellerimiz dizimizde oturur, çayı bile sessizce karıştırırdık.
Ortaokulda şapka giyer, öğretmeni görünce asker selamı verirdik, başında şapka yok ise, hazır ola geçer, öğretmenimizi selamlardık. Hafta içi sinemaya gitmek yasaktı. Kasabanın tek sinemasında akşam nöbet tutan öğretmen bile bulunurdu. Kahvede, sinemada görülen öğrenci, okulda hoparlörle disiplin kuruluna çağırılır, tımar edilir veya bir şekilde ailesine de duyurulur.
**
Kurtuluş Savaşının, İstiklal Marşının, Cumhuriyetin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının değerini bilen bir neslin evlatlarıyız biz. Milli Bayramlar özlemle beklenirdi. Kestirmeden, göstermelik kutlanmazdı bayramlar. Büyüklerimiz de bayramlara gelmek için can atarlar o gün bizler okulda yamalı elbiselerimizi ilk kez giymezdik.
**
İçimiz burkuluyor... Gerek çevremizde, gerek medyada ve toplumda aile mefhumunun ne kadar bozulduğunu, asıl bundan çocukların etkilendiği gerçeği göz ardı edilemiyor. Duyduğumuz, izlediğimiz kadarı ile üç çocuklu bir kadın, telefonda, İnternetten tanıştığı, bilip görmediği genç biriyle kaçıyor, bir çocukta ondan oluyor, bebeği birkaç aylıkken aynı kadın, üç çocuklu başka bir adama kaçıyor, adamın iki çocuğu daha var önceki evliliğinden...
Toplam dokuz çocuk...
**
Adamın iki çocuğu var, karısı üçüncüye hamile, ilk evliliğinden beş çocuğunu devlet yurduna vermiş. Dolmuş şoförü, arabada tanıştığı kadını kaçırıyor, kadının iki çocuğu var, burada da on çocuk...
**
İki vakada on dokuz çocuk, ana-baba şefkatinden yoksun büyüyecek. Benim yüreğim sızlıyor. Birkaç dakikalık zevk uğruna bu çocukların ne günahı var. Bakacağımız, ilgilenebileceğimiz, şefkat gösterebileceğimiz kadar çocuk sahibi olmak en doğrusudur. Bu çocuklardan kimileri toplum için sorun olamazlar mı? Zira şefkatsiz, sevgisiz, yokluk ve sıkıntı içinde bir yaşamdan geçmedikleri ne malum. Peki, bu günlere neden ve nasıl geldik diye de düşünmek gerek...
**
Bayramı yaşamalı, gülmeli, gülümsemeli, eğlenmelik çocuklar...
Onlar bizim aydınlık yarınlarımız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum